Devlet olmak zordur

Sınırda kaçakçılık yaparken terörist zannedilip öldürülen 35 vatandaş.

Kim tarafından öldürülen?

Devlet tarafından.

Kaçakçılık suç mudur?

Evet suçtur.

Devlet suçluları ne yapar?

Yakalayıp adalete teslim eder ve adalet kanunlarda öngörülen cezasını çekmesini sağlar. 

“Devlet çok büyük bir hata yapmıştır. Devlet vatandaşını öldürmez.”  Bu gerçeğe kimsenin itirazı yok. İktidar, muhalefet, sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, düşünürler hatta TSK ve olay hakkında görüş beyan eden herkesin bu gerçeğe bir itirazı yok.

Bu gerçek kabul görmesine rağmen kamuoyunda birbirine tamamen zıt çok fazla sayıda görüş dillendiriliyor.  Kimileri ölenlerin hiç de masum olmadığını iddia ediyor, bu iddialarını da çeşitli kanıtlarla ispatlamaya çalışıyorlar. Kimileri de bu olayı halkı devlete karşı kışkırtmak için bulunmaz bir fırsat olarak kullanmaya gayret ediyor.

Hainler için bulunmaz bir fırsat olmuştur bu hata. Altın bulmuş gibi sevindiler, neredeyse zil takıp oynayacaklar. Kirli emellerine ulaşmak için her türlü argümanı kullanıyorlar. Uludere kaymakamına yapılan alçakça saldırıyla da bu oyunlarında kısmen de olsa başarıya ulaştıkları söylenebilir. Kısmen diyorum çünkü kaymakama saldıranlar bölge halkı tarafından engellenmiştir. Bu da bu oyunu oynayanların sadece kendi militanları üzerinde etki kurabildikleri, sağduyulu halkı bu oyunun içine çekemediklerini gösteriyor. 

Diğer cephede yer alanlar ise, kaçakçılığın pkknın  önemli gelir kaynaklarından olduğunu, pkk izin vermedikçe bu yollar kullanılarak kaçakçılık yapılamayacağını söylüyor, cenazelerde tabutlara serilen pkk bayraklarının ve ölenlerden bazılarının sosyal medyada yer alan fotoğraflarının bunların pkk sempatizanı hatta üyesi olduklarını iddia ediyorlar. Ölenler masum değildi, devlet bunları öldürmeyip de ne yapacaktı diyenler bile var. 

Bende bu iddiaların çoğuna katılıyorum.  Bu iddiada bulunanların öne sürdüğü veriler bu insanların pkk ile dirsek temasında olduğu izlenimi oluşturuyor bende. Ama işte devlet olmanın zorluğu bu noktada ortaya çıkıyor. Terör örgütü Diyarbakır’da bomba patlatarak 7 öğrenciyi öldürebilir, otobüsü durdurarak askerden yeni terhis olmuş 33 sivili öldürebilir, dört genç kızın aracını makineli tüfeklerle tarayarak hunharca katledebilir hatta kundaktaki bebeği bile kurşuna dizebilir. Çünkü onlar kirli emeller peşinde koşan şerefsiz kalleşler ordusudur. Devletler suçlu da olsa vatandaşını öldürmez. 

Bu olay üzerinden devlete yüklenirken kantarın topuzuna da dikkat etmek gerekir. Türkiye terörle mücadele eden bir ülkedir. Yüzlerce teröristin katırlarla taşıdığı ağır silahlar ile birlikte olayın gerçekleştiği sınırdan sızarak karakollarımızı bastığına ve canımızı çok ağır şekilde yaktığına defalarca şahit olduk. Sivil yerleşimin bulunmadığı bu bölgede tespit edilen çok sayıda katırı bulunan kalabalık bir grubun terörist zannedilmesi bana garip gelmiyor. Tabii ki bu olay çok yönlü olarak araştırılmalı, kötü niyet veya kasıt olup olmadığı iyice tetkik edilmelidir. Varsa suçlular bulunmalı ve cezalandırılmalıdır. Ama önümüzde güçlü bir şekilde duran bunun bir hata olabileceği ihtimalini de kimse unutmamalıdır. Hatanın gereği farklıdır, kasıtın gereği farklıdır. 

Devlet olmak zordur. Devlet devletliğin yapmalı bu olayı aydınlatmalı ve gereğini yapmalıdır. Bunu da biran önce yapmalıdır ki kimse bu olaydan nemalanmasın.  

Alpteoman TUNÇBİLEK

02 Ocak 2012