Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Temmuz '14

 
Kategori
Edebiyat
 

Didem Madak

Didem Madak
 

DİDEM MADAK


Bugün Didem Madak ‘ la tanıştım, ilkin bir dizesi çarptı beni."Camdan papuçlarım kırık, Prens de bulamaz beni artık. Hayata söyleyin bundan sonra gitsin anlamını masallarda arasın."

Sonra beni bu kadar etkileyen iki satırın peşine düştüm. Gördüm ki aynı benim gibi kasımpatıları ve kedileri çok seven bir kadın çıktı karşıma.

Çay içip sohbet etsek saatlerce konuşabilirdik öyle yakın buldum kendime.

O da annesini yitirmiş kısa zaman önce acısı kelimelerini dağlıyordu. Yoğun bir özlem, pastoral manzaralar, benim çocukluğumun resimlerine benzeyen resimler. Sobanın üstünde pişirilen sucuk mesela, avam olmanın hüzünlü güzelliği. Kol kola girip Burdur gölüne doğru, boz topraklı yollarında yürür gibiydik. Sanki yıllardır tanışıyorduk… Bana bir şiirini okudu ağladım onu dinlerken,

Bu şiirinde Siz Aşktan N’anlarsınız Bayım diyordu.

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!

Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım

Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!

Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.

Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.

Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!

 

Didem Madak

 

 

 

 

 


Sonra onu 41 yaşında Kolon kanserinden kaybettim. Çok Erken bir ölümdü bu, daha uzun uzun sohbetler edecek bir birimize şiirlerimizi okuyacaktık. Türk kahvesi içip, çikolata yiyecektik, içimizde ki karanlığı beyazlatsın diye süt içecektik, olmadı.

Sonra tekrar buluşmak için sözleşecektik ama artık benim ölü bir arkadaşım var. Ben yaşarken- O ölmüşken tanışmamız çok geç belki ama zaman kalktığında perdeden, kim takar kimin ölü, kimin canlı olduğunu.

İyi ki tanıştık Sevgili Kardeşim, kasımpatılar getireceğim sana sonbaharda, şiirlerimizi okuyacağız karşılıklı, ben senin öldüğünü unuturum sen de benim yaşıyor olduğumu bilmesen de olur.

Öptüm yanaklarından, Işıl ışıl parlayan gözlerinden…

 

FEZA

25.07.2014

 


 

 
Toplam blog
: 38
: 696
Kayıt tarihi
: 21.01.07
 
 

Antalyalıyım. Bir süre istanbul ve Çanakkale de bulundum. Uzun süredir Ankara da yaşıyorum. İki o..