Dil ve kültür dinden önemlidir

Merhaba Arkadaşlar,

Bu önce DiL ve KÜLTÜR, yani TÜRKLÜK; sonra ISLAMiYET demektir.

Bu bir kimlik, bir öncelik konusudur. Bunun halen Türkler arsında bir tartışma konusu olması bile tuhaftır.

Konuyu islamiyet karşıtı gibi göstererek yelkenleri çekenler, boşuna uğraşmayın, suistimal için rüzgar yok.

Bu çagdaş dünyada ve Batı'da böyledir. Bu, Batı'daki 300 yıllık AYDINLANMA Sürecinin değişmez bir neticesidir.

Atatürk bize bunu öğretmeye çalışmıştır.

Atatürk öncesi – yani Osmanlı Devrinde – Türk Ulusu diye bir kavram yoktu.

Devlet, ÜMMi Devlet ve Millet’de din ve şeriat kurallarına göre yaşayan geri kalmış bir ÜMMi toplum idi.

Buna nanmayanların; 1900 yillarina ait Istanbul ve Anadoludan bir resimle aynı yılın (mesela Almanya veya Ingiltere’den) Avrupasından bir resimle karşılaştırmaları yeter. Aradaki fark gece ile gündüz gibi.

Avrupa’da 400 sene önce başlayan ve Fransız Ihtilali ile iyice ivme kazanan AYDINLANMA Ulusallaşma Süreci ile Dil ve kültür Milliyetçiliği tamamen Din Kurallarının yerini almıştır.

300 sene boyunca bu gelişmeden haberi olmayan Osmanlı Türk'ü; ancak 100 sene kadar önce büyük Atatürk’ün başlattığı cüretli REFORMLARI ile tanışmıştır.

Bugün bile, halen „Hangi Millettensin? sorusu karşısında; „Müslümanım, elhamdülillah.“ diyen salaklar vardır. Bakın, Avrupa’da 50’nin üzerinde ulus yaşar. Bunların tek bir ferdi; „Hristiyanım elhamdülillah“ demez. Cevap: Ben Almanım, Italyanım, Yunanlıyım, Ingilizim, Polonyalıyım vb. dir.

1950’lerden beri, bizleri çağdaş ileri ve laik BATI Dünyası düzeyine çıkarmayı öngören ATATÜRK REFORMLARI törpülenmektedir. Dindar muhafazakar, kısmen de yobaz, kesimin tek ANA hedefi Türklere Ortaçağ mahsülü ŞERiAT düzenini geri getirmektir.

Bu da, Çağdaş olmayı, laikliği, demokrasiyi, kadin-erkek eşitliğini ortadan kaldırmaktır.

Şu da varki; Türkiye, Atatürk sonrası, Batı’da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gelişmekte olan demokrasileşme, sosyalleşme ve hümanizm gibi insancıl ve önemli konularda; geri kalmıştır. Bu bence, benim gibi Atatürk‘çülerin ihmalidir.

Ama demokrasileşmeyi, aslında Şeriatı geri getirmek için, bir alet olarak kullananları iyi tanimamız gerekir.

Bu da, gerçek çağdaş demokrat ve Atatürkçü kesimin Türkiye’ye Avrupa (birliği) standartlarını getirmeyi desteklemeleri ile mümkündür. Atatürk vizyonu ve Atatürk Reformları ancak bu şekilde ayakta tutulabilir.

Bu sebeple bir kısım sosyal demokratların Avrupa Birliği'ne karşı olmaları yanlıştır.

AB’ye girmekle Türkiye bağımsızlığından hiçbir şey kaybetmez; çünkü Avrupa Birliği Ulus bazına dayanan önemli bir kuruluştur. AB ile Türkiye ümmileşme ve şeriatlaşma sürecinden kurtulacaktır.

Sevgi, saygı ve selamlarımla.

Ahmet Yilmaz

Frankfurt, 01.08.2009