Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
Kitap
 

Diriliş

Diriliş
 

“Diriliş”, “Şu Çılgın Türkler” den sonra yayınlanmasına rağmen aslında serinin ilk kitabı. Üçüncüsü ise yolda: “Cumhuriyet”. Müthiş bir yakın tarih üçlemesi olacak. Olacak diyorum çünkü üçüncüsü yayınlanmadı ve ben de okumadım doğal olarak ama ilk ikisi, sonuncunun da teminatı bana göre.


Yazar Turgut Özakman, birçok pozitif özelliğinin yanında bence müthiş bir araştırmacı ve belge toplayıcı. Adeta tüm ömrünü bu konuya adamış. Ve ele aldığı konuları, konunun tüm taraflarının hafızasından çekip çıkarıyor. Bu durum da ortaya koyduğu eserlerin objektif, güvenilir ve ciddi karakterini olanca baskınlığı ile ön plana çıkarmaya yetiyor.


Diriliş, Şu Çılgın Türkler ‘in ortaya koyduğu, satış bağlamındaki çılgın performansı gerçekleştiremedi. Ama ülkedeki genel kitap satış rakamları ele alınıp değerlendirildiğinde, pek tabi ki, yine çok başarılı bir grafik yakaladığı su götürmez gerçek.


Özakman’ın, Türk toplumuna kazandırmaya çalıştığı ve adeta küllerinden doğan bir milletin unutulmaz hikayesini belgelendirmeyi hedeflediği üçlemenin ilk kitaplarından “Diriliş”; 1.Dünya Savaşı atmosferi içerisinde Çanakkale Savaşları denilen kutlu direnişin tüm ayrıntılarını okuruna sunuyor.


“Şu Çılgın Türkler” ise 1.Dünya Savaşı sonrası parsellenmiş, Anadolu denilen Türk yurdunun ve bu yurdun bin yıllık sahipleri olan ezik milletin, ağzından emperyal salyalar akıtan zamanın güçlü devletlerine karşı verdiği onur ve namus mücadelesinin, destansı ve bir o kadar da gerçekçi anlatımı olarak karşımıza çıkıyor.


“Cumhuriyet”i henüz yazmakta olan Yazar, yayınlanmış olan iki enfes kitabını, üçlemenin son eseri ile taçlandıracak. Tıpkı Çanakkale ve İstiklal Savaşları’nı kanları ve canları pahasına verenlerin, Cumhuriyet’le, mücadelelerini taçlandırdıkları gibi.


Tarihimizle ilgili birçok şeyi bilmediğimiz gibi Çanakkale Savaşları ve orada yaşanan onurlu mücadele hakkında da cahiliz, cühelayız. Ortaokul-lise yıllarımdan beri, ayda düzenli olarak, ortalama dört-beş kitap okuyan ve özellikle de bu konulara meraklı, ilgili olan ben; ilk eleştirimi kendime yapmak istiyorum. Çok şey öğrendim, çok...


Bu iki kitabı ve ardından gelecek üçüncüsünü, bu toplumun her ferdi evindeki kütüphanesine koymalıdır. Kütüphanesi olmayanlar, buzdolaplarının, televizyonlarının üzerine, girişteki vestiyere, salondaki orta sehpaya ne bileyim gözlerinin önünde olacak şekilde yerleştirmeli ve satır satır defalarca okumalı, okutmalıdırlar.


Ben kafaya koydum yapacağım. N’olursunuz siz de bir düşünün. Bu iki eseri satır satır yuttuktan sonra, alın elinize haritaları ve iki kalın kitabı; orada anlatılan dağları, tepeleri, ova ve dereleri teker teker gezin. Çocuklarınıza, eşlerinize gezdirin. Vesile olun birilerine.


İnanıyorum ki o Çanakkalede, Conkbayırında, Arıburnunda, Kütahyada, Çiğiltepede, Suvla Koyunda, Kanlısırtta, İnönüde, Seddülbahirde, Zafertepede, Dumlupınarda yatan şehitlerin, atalarımızın, dedelerimizin aziz hatıraları ve soylu duruşları; bir nebze olsun uyanışımıza vesile olacaktır. Mustafa Kemallerin, Seyit Onbaşıların, Fahrettin Beylerin, Ahmetin, Mehmetin, Ayşenin, Haticenin soluğu bir nebze olsun tüylerimizi diken diken edecek ve bugün içine düştüğümüz talihsizlikler, suratlarımızda bir tokat gibi patlayacaktır.


O mübarek topraklarda bir tarih filmi çekilmedi. Oralarda tarih yazıldı, hem de kanla, hem de canla. Bize düşen sadece okuyup anlamak. Gerisi inanın gelecek. Gelecek de bir gün gelecek. Ve bizler o günleri göreceğiz.


Şairin dediği gibi: "<ı>Güzel günler göreceğiz çocuklar".

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..