Diziler gençlerimize kötü örnek olmasın.

Sonbaharın geldiğini televizyonun yaşamımdaki yerinin gene ön plana çıkmasından anlıyorum. Gerçi Bodrum'da hava hala yaz gibi ve ama akşamları hava serinlemeye başladı artık.

Gündüzleri denize bile girilecek kadar sıcak olan hava gece soğumaya başlayınca kendimizi televizyon karşısındaki koltuklarda buluveriyoruz birden.

Bu arada dizilerin de yeni sezona başlaması bu televizyon bağımlılığını daha da arttırıyor.

Geçen sezondan gelen diziler olduğu gibi yazın başlayan ve seyirci tarafından beğenildiği için kış sezonunda yer almaya hak kazanan diziler var.

Ben bu yazımda dizilerde dikkatimi çeken noktaları yazmak istiyorum.

Önce dün gece seyrettiğim Güneşin Kızları dizisinden başlayayım. Emre Kınay'ın fazlası ile psikolojik problemleri olan bir insanı canlandırdığı bu dizide aslında herkesin sorunları ve geçmişinde pürüzleri var. 

Merakla izlediğim dizide Emre Kınay, Evrim Alasya ve diğer genç oyuncularımız başarılı oyunları ile bizi ekrana bağlıyorlar. Bu dizide beni rahatsız eden bir iki ufak dataya değinmek istiyorum. Nazlı rolündeki genç oyuncu bana biraz role oturmamış gibi geliyor. 18 Yaşında hırçın bir genç kızı canlandıran  bu genç oyuncu, aslında 25 yaşında. Oldukça olgun bir yüze sahip bu genç oyuncunun 5 yaşında bir kız çocuğu gibi elinde maymunu ile çocuk rolü oynaması bana itici geliyor. Çocuk kadınlardan oldum bittim hoşlanmam. Bir de rolüne pek oturmayan bu genç hanım beni rahatsız ediyor . 

Gene bu dizide dikkatimi çeken bir diğer olay, gençlerin çok sorumsuz ve hiç bir üretici vasfı olmadan yaşaması. Bütün gün ve geceyi sadece deniz, eğlence ile geçiren bu gençlik ülkem gençliğine çok kötü örnek olacak sanırım.. Bu diziiyi seyreden bütün gençler hiçbir iş yapmadan, bir şey üretmeden sadece yüzerek, eğlenerek, flört ederek yaşama yolunu seçecekler diye korkuyorum. Oysa ki yaşam hiç de bu dizideki gibi değil.

Güzel mekanlarda geçen bu diziyi zevkle seyrediyorum bütün pürüzlerine rağmen.

Gelelim başka dizilerde dikakatimi çeken olaylara.

Bu sezon dizilerde erkeklerin geçmişinden gelen gayrı meşru çocuklarını seyredeceğiz bolca galiba. O Hayat Benim dizisinde aklı başında avukat Ateş'in bile geçmişinden bir çocuğu çıktı ortaya baksanıza. Bu aralar erkekler kendilerini Muhteşem Yüzyıl dizisindeki Kanuni gibi görmeye başladılar galiba. Her dizide çeşitli kadınlardan bir sürü çocuk elde eden erkek seyrediyoruz.

En son başlayan Evli ve Öfkeli dizisindeki doktor bile o güzel eşine ihanet edip meşru olmayan bir bebek sahibi oldu. Hem de o bebeği eşi doğurttu.

Rahmetli babaannem böyle çeşitli kadınlardan çocuk sahibi olan erkeklere 'Tohumunu saça saça dolaşmış.'derdi.. Biraz amiyane oldu ama ben bu sözü doğru buluyorum.

Bütün dizilerde bu konunun vurgulanması umarım kötü örnek olmaz beylere. Sanırım televizyoncular ders alınsın ve bu olaylar tekrarlanmasın diye bu örnekleri dzilere ekliyorlar. Eğer tersi olursa kadınlarımıza haksızlık yapılmış gibi geliyor bana. Zira hanımlara yeterince haksızlık yapılıyor zaten.

Herşeye rağmen dizilerimiz çok güzel, hele onların yurt dışındaki büyük başarısını ve satışlarından elde edilen döviz getirisini işittikçe daha mutlu oluyoruz. Umuyorum ki zaman içersinde ufak pürüzlere dikkat edilerek çalışmalar daha olumlu hale gelir.