Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '10

 
Kategori
Mizah
 

Doğala özdeş aromalı meyve spreyi!

Doğala özdeş aromalı meyve spreyi!
 

elmalı-limonlu-kirazlı-armutlu!


Nilgün Akad Hanımefendi tam iftarda aradı beni!

Durun baştan anlatayım bu olayı!

Biliyorsunuz, biz dört ortak bir şirket kurmuştuk! Dayanıklı organik sebze meyve üretim ve ticaretiyle iştigal eden bir anonim şirket! Anonim dediysek halk türküleri gibi değil! Üretim yeri belli, tarlası belli yaylası belli ürünler!

Şirketin isminde çıngar (argoymuş bu kelime de! Neyse!) çıktı!

“Arkadaşlar şirketimizin ismini ticaret sicile “AVNM.AŞ.” olarak bildirelim! Ahmet’in A’sı, Vakayinüvis’i V’si, Nilgün’ün N’si , MuDo’nun da M’si olsun!”

“Olmaz!”

“Niye olmaz Nilgün Hanım?”

“İki Fenerli başta olmaz!”

MuDo da Nilgün Hanımdan güç buldu her halde, o da beğenmedi!

“Bence MNAV.AŞ olsa iyi olur Ahmet Abi!”

“Yok ya! Bizi sona atıyorsun değil mi? Olmaz MuDo!”

Vakayinüvis’in teklifi çok hoştu!

“Bence MANAV.AŞ. olsun. Zaten o işi yapmıyor muyuz ?”

“Güzel de iki tane A var burada! Biri kim? Dört ortak değil miyiz?”

“Anonimiz ya, yarın A ile başlayan bir ortak daha buluruz o olur!”

“A olur!”

“Evet yani!”

“Valla ilk A benim ha!”

İsmimizi ticaret sicile tescil ettirdik velhasıl!

Bu yıl rekoltemizin düşük olacağı belliydi! Sıcak havalar ve yüksek orandaki nem üretimimizi düşürdü!

Yönetim Kurulu Başkanı olarak bendeniz kara kara düşünüyordum!

“Hocam ne olacak halımız? Domatesler kızarmadı. Salatalıklar acı çıktı. Elma Armutlar patır patır dökülüyorlar! Yöneticimiz uyuyor mu?”

Vakayinüvis’ten Genel Müdür olursa olacağı bu! Ama yanlış düşünmüşüm!

“Ahmet Bey bugün bir kimyagerle konuştum da!”

“Eee? Kimyagerin ne işi olur bizimle?”

“Avrupa’dan gelmiş! Orada doğala özdeş organik meyve aromalı spreyi geliştirmişler!”

“Ne olacak o?”

“Diyorum ki bunu bizim tesislerimizde geliştirsek! Biliyorsun ne meyvelerin kendine has kokusu kaldı ne sebzelerin!”

“Doğru diyorsun! Elmada elma kokusu yok armutta armut!”

“ Biberde biber!”

“Neyse canım uzatma! Sonra?”

“Meyveleri servis aşamasındayken bu spreyle fısfıslıyorsun. Özlediğimiz aromaya kavuşuyor! Yiyen o tadı buluyor!”

“Spreyden getirdi mi bir numune?”

“Portakallı sprey getirdi!”

“Portakalı nereden bulacağız da deneyeceğiz Hocam? “

“Elmayla denesek?”

“Neyse, maksat denemek değil mi? Getir bakalım!”

Müthiş bir şeydi! İnanın elmayı yerken portakal yiyorum zannettim!

“Nilgün Hanımı ara, bu konuyu ona aç! Ürettiğimiz tüm meyve ve sebzeleri depolasın, spreyin konsantresi olarak kullanalım! Ne gazı kullanılıyor bunda? Sordun mu?”

“İtici bir gaz dedi ama ismini unuttum şimdi!”

“Hocam itici olur mu? Biz buna çekici bir gaz ismi bulalım! Kimyageri de hemen işe al!”

Dedim ya başta, Nilgün Hanım iftarda beni aradı diye, aradı!

“Ahmet Bey, denemelerimiz çok başarılı oldu! Bir adet elma konsantresi ile bir kasa elmayı fısfıslıyoruz gene de artıyor! “

“Ne güzel! MuDo ne yapıyor?”

“MuDo’yu Karadeniz’e gönderdim! Bizim rekolte buna da yetmeyecek! Git dedim Karadeniz yaylalarına, oradaki üreticilerle bağlantı kur! Çürük çarık ne kadar meyve varsa ineklere yedirmesinler bize satsınlar!”

“Aradı mı?”

“Aradı! Görüşmeleri olumluymuş!”

“Çok iyi! Memleketime de katkımız olur! “

“Oradan da Malatya’ya geçecek!”

“Ne güzel! Vakayinüvis nereliydi ya? Onun memleketine de uğrasa!”

“Arar sorarım!”

Büyük paralar kazanacağız arkadaşlar!

Ha, unutmadan söyleyeyim! Akşam Beşiktaş yenildi! Cüneyt Arkın da önde gidiyor!

http://blog.milliyet.com.tr/Askidan_payima_dusen_/Blog/?BlogNo=259997

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..