Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Şubat '12

 
Kategori
Deneme
 

Dogmatik robotlar, aklın ve bilimin karşısındadır.

Dogmatik robotlar, aklın ve bilimin karşısındadır.
 

Özgürce düşünen, araştıran ve üreten insanlar, soran ve sorgulayandır.

Sorgulayan kişilerin ruh sağlıklarında bir sorun yoksa genel kültürleri de gelişmişse, onların eylemleri, toplum tarafından ve aydınlarca kabul görür; önemsenir.


Akıllı ve dengeli yöneticiler, özgür aydınların söylemlerinden önemli dersler alırlar... Dünya yüzeyinde yer alan çağdaş ve gelişmiş ülkelerde, bu tip yaratıcı ve sorgulayıcı insanların, evrensel insanî değerlerin yücelmesi  konusunda çok etkin oldukları bir gerçektir. Tarihten günümüze kadar akıp gelen bilim dünyasında adı geçen önemli kâşiflerin, bilginlerin, özgür ruhlu, yaratıcı insanlar olduğu da bilinir.
* * *
Asla değişmeyeceği kabul edilen, mutlak değerleri kabul eden, bu bilgilerin mutlak hakikat olduğunu, inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışa dogmatizm denir.

Dünya yüzeyinde, insanların tapındığı, binlerce değişik dinsel, töresel, duyuşsal inançlar vardır. Bunların çoğu dogmalaştırılmadıkça, kişiye de topluma da bir zarar vermemektedir.
Kişi, kendi inançlarıyla baş başa mutlu olabilir... Böylece ruh sağlığı bozulmadan yaşayan insanların özel yetilerini, yeteneklerini, yaratıcılıklarını insanlık uğruna sergilemeleri, her zaman canlıların yaşam kalitesini arttırmıştır.

Dogmacılar, inanışlarını topluma bir güç gösterisi haline getirip de kendisinin ve toplumun özgür yaşamına engeller oluşturduğunda, karşılarında yeni karşıt güçlerin de doğmasına neden olmuşlardır. Aklın ve bilimin gücüne inananların az olduğu kalabalıklarda çok çabuk örgütlenebilen dogmatik robotlar, ülkenin tüm ana yaşam artelerini ele geçirip kan damarlarını tıkayabilirler.

Dogmatizmin zorunlu sonucu: Zorbalıktır; zira dünyalarında, farklı düşüncelere, perspektiflere yer olmadığı gibi, dogmatizmde deneyle tanıtlama da kabul edilemezdir.
Özellikle ortaçağda dogmatizm zirve noktasına ulaşmıştır; deneylerle tanıtlanamayan kurallar, engizisyon işkenceleriyle tanıtlanmaya çalışılmıştır. Örnek vermek gerekirse, dogmatizm, masum kişinin ateşe atılsa bile yanmayacağı inancına varmış, bundan da ateşe atılınca yanan kişinin suçlu olduğu sonucu çıkarılmıştır.

Dogmalarla yetişen ekiplerin, emir-komuta zinciriyle yaşadıkları ülkelerin yönetimlerinde etkin olmaları; kendi adamlarını (Ağabeylerini )köşe başlarına getirme çabaları birinci misyonlarıdır.

Dünya yüzeyinde var olan bu tür kronik dogmacıların, sabır ve şartlanma ruhiyatları çok güçlü olduğundan kendi dogmatik ekiplerinin ülkelerinde ve sonra dünyada etkin güç olabilmelerini sağlamak için, zincirleme kalıtım yoluyla asırlarca gayret gösterebilirler…


Bunların algılama yetileri gelişmemiştir... Kendilerinden bir adım önde olan büyüklerine (?) adeta tapınacak kadar kördürler. Teslimiyetçi, pasif ruhları nedeniyle , kültürel kimliklerini ve kişiliklerini yitirdiklerinden büyük doğmatist olan ağabeylerine ,cemaatlerine,örgütlerine ,en kıymetli varlıklarını dahi teslim edebilirler…

Yol yordam bilmeden, öndeki  cemaat lideri nereye giderse onu bilinçsizce izlerler... Evrensel kültüre karşı tüm iradeleri ve olanakları ellerinden alındığının farkında bile değillerdir.

Sorgulama yapabilecek kimlikten ve kültürden de yoksunlaştırılmışlardır... Bildikleri tek doğru vardır…O da dogmalarıdır.Bu nedenle çözümsüzlükleri ,''çözüm '' gibi algılarlar.

İlahlarına aşırı bağımlı gibi görünürlerse de İlah’ın onlara bir akıl bağışladığının bilincinde değillerdir... Bu nedenle de bazen, ilahlarını kızdırıldıklarına inanırlar. Sonra tapınarak af dilerler...Onlar, tüm bedenleriyle zincire vurulmuşlardır…Bu esaret, onların mutluluk lüksü sayılır...Biat ettikleri  uyanık dogmacı büyükleri tarafından kullanıldıklarının farkında bile değillerdir. Esaret zinciri, kendilerini ne kadar yaralarsa, o kadar rahatlayacaklarına  dair şartlandırılmışlardır.

Sosyal ve insani gelişimini tamamlayamamış kalabalıklarda bunlar çoğunluktadırlar. Kendileri gibi olmayanlara karşı soğuk dururlar... Hatta, kendileri gibi düşünmeyenleri derhal, asi düşman olarak yargılarlar... En büyük liderleri onların 2. ilahıdır... İlahlarının cinsi, güç ve etkileme kapasitesine göre dikey alçalıp-yükselmelerle kademe kademe değişir...

Dolayısıyla bir çok ilahın etkisinde olan bu orijin kalabalıklar,'' dogmatik robotlar '' gibidirler; emirlere son derece, itaatkarlardır. Onlar için aklın ve bilimin aydınlığında yürümek günahların en büyüğüdür…Çünkü akıl da bilim de aydınlık da onların doğmalarının gizeminde saklıdır.


Dogmatik Robot ordularının karşısında antitez olarak durabilecek özgür düşünce kalabalıkları yoksa,  robotlar, daha da güçlenerek, o ülkede her şeye egemen olma ve zayıf olan karşıt ekipleri,‘’Kitabına uydurarak yok etme ‘’ savaşına başlarlar…

Vücudu antikor üretemeyen; bağışıklık düzeni bozulmuş bir  bedeni, nasıl ki mikroplar, virüsler kısa sürede çökertirse işte bu dogmatik robotlar da o yapıyı kısa sürede çökertebilirler.

* * * * * * * * * *

'' Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur."


Mustafa Kemal Atatürk

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..