Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

29 Eylül '19

 
Kategori
Sağlık
 

Doktorumu Buldum Gibi

KALBİM NEDEN RAHATSIZDI
DAHA ÖNCE KİMSE ANLAMAMIŞTI
Yıllardır yanıltmışlar beni, yıllardır ağır ilaçlarla oyalamışlar. Kalbimin keyfini kimse umursamamış. Peki şimdi şifasız geçen onca zamanımın ceremesini kim çekecek? Tabi ki ben çekiyorum.
 
Tam beş yıldır kalbimin keyifsizliği ve ona iştirak eden yüksek tansiyon sorunumun çözümü için gitmediğim hastane, muayene olmadığım uzman doktor, doçent doktor, profesör kalmadı. Hastanelere ödediğim paralar bir araba alım ücretini aştı. Torba torba ilaç kullanmaktan feleğim şaştı. Onca tıp adamı kalbimi dinledi. İniltisine derman nedir, hiç bir şey demedi. Onulmaz derde mi düşmüştüm, neredeyse tüm güzelliklere küsmüştüm.
 
Gittiğim her hekim beni hasta bilip ilgilenir göründüler. Kalbimi dinlediler, tansiyonumu ölçtüler, lakin verdikleri ağır ilaçlarla ne kalp ağrımı dindirdiler, nede tansiyonumu birazacık bile düşüremediler. Konuşmadan, neden, niçin, soru sormadan, hastalığımı sorgulamadan çare olarak hep yeni ek ilaç önerdiler. Neticesi ölümün kıyısına yaklaşım oldu. 
 
Artık ne olacaksa olsun dediğim anda, son gittiğim özel hastanenin müdürüne şikayetimi iletmek için uğradım. Neredeyse onunlada görüşemeyecektim. Kapıdaki görevliler "Biz yardımcı olalım. Nedir sorununuz" diye direttiler. Ben de: "Güvenlikle ilgili bir sorunum olsaydı önce size gelirdim. Ama şimdi muhatabım siz değilsiniz. Bu hastanenin sahibi veya sorumlusu kimse onunla görüşeceğim." diye tutturdum.
Sonunda hastane müdürünü aradılar, 'gelsin' deyince huzuruna çıkardılar. Herkes bir mekan kapmış. Makamlara ulaşmak vatandaş için ne kadar da zorlaşmış... 
 
Hastanenin müdürü iyimserlikle karşıladı beni, karşısında sert tavır takınamazdım. Bu durumda nezaketimi bozmadan kendisine meramımı anlattım. "Kalp doktorlarınıza onca para veriyorum. Ancak ilaçlarımın sayısını artırıp geri gönderiyorlar. Bunlar doktor görünümünde ilaç temsilcileri midir?" dedim. Sözümü hiç kesmeden beni dinleyen müdür bey, adam gibi adammış. Helal olsun. Son cümlemi getirmeden öncesi, bir virgül aralığında bana ne dedi biliyor musunuz?
 
"Buradan size yardımcı olamadığımıza üzüldüm. Filan hastanede genç bir kardiyolog var. Kendisi uzman hekim. Bir de ona görünün." 
 
İnanamadım bu öneriye. Adam kendi hastanesinden ekmek yiyor. Lakin bana başka bir özel hastanenin kardiyoloji doktorunu öneriyor. Bu bana karşı özür mahiyetinde bir lütuf mu, yoksa ekmek yediği kapıya ihanet mi, bilemedim.
 
Özel hastane müdürünün tavsiyesi üzerine önerilen doktora görünmek için bir başka özel hastanedeki uzman kalp doktoruna gittim. Karşımda doktor ünvanıyla masanın ardında oturan 30 lu yaşların başında, tıpbiyeyi daha yeni bitirmiş tavrında, oldukça heyacanlı, güler yüzlü genç bir adam. Belki de ilk on hastasından biri ben olacağım. 
"Deneyimsiz ama bilgileri tazedir" diye düşünüyorum. "Zaten sağlığım konusunda umudumdan başka kaybedecek nem kaldı? Bir de ona kalbimi dinletsem ne kaybederim?"
 
Gençliğine rağmen uzmanlık mertebesine ulaşmış doktor, odasına girdiğimde yerinden kalkıp elimi sıkıyor. Samimi bir dille halimi hatırımı soruyor.
Kendisine "Merhaba" dedim ama beni yanına kimin gönderdiğini söylemedim. Sadece kalp rahatsızlığım olduğunu ve hiç düşmeyen yüksek tansiyonumun bulunduğunu söyledim. 
Genç doktor gülümseyerek: 
"Düşmeyen tansiyon yoktur. Bir bakalım şu tansiyon neden sizle inatlaşıyormuş" dedi. 
 
İçimi o an bir huzur kapladı sanki; ilk kez bir doktordan böyle bir cümle duyuyordum. İlk kez nasıl beslendiğimi soran bir doktorla karşılaştım. Kendisine güven duydum. Ne derse yapmaya gönüllü oldum. 
Önce bir kalbimi dinledi, Sonra tansiyonumu ölçtü. Ve:
"Sizi holter odasına gönderiyorum. Tansiyonunuzu ve kalbinizi 24 saatlik bir kontrol altında tutalım. Sonra da gerekli tahlilleri yapalım "deyip, gideceğim bölümlere yönlendirdi.  Önce tahliller için gerekli kan ve idrar numuneleri verdim. Sonra holter odasına girdim. Bu holterde neyin nesiydi? daha öncesi hiç bir doktor bunu bana demediydi.
 
Çok korkuyordum. Denilen odaya gitmeden önce hastane veznesine yüklüce bir para yatırdım. Tahliller için ayrı, holterler için ayrı ayrı... Bu ay kredi kartı ekstrası yine hastane harcamalarıyla dolu gelecek. Oysa emekli maaşım evin fatıuraları gibi önemli giderlere ayrılacak... 
Allah'ım sağlık sorununa deva arayan ve ekonomik gücü zayıf olan bana ve herkeslere yardım etsin inşallah. Âmin...
 
Korkunun ecele faydası olmadığının bilinciyle tarif edildiği bölümdeki Holter Odası'na girdim. Bir hanım, bir erkek görevli holter tanıtımı yaptı bana. Meğer Holter denilen şey, Tansiyon takibi yapan bir cihazmış. Holter EKG, kalbin elektrik aktivitesinin 24 saat veya daha uzun süreli olarak kaydedilmesi işleminin adıymış. Ritim Holter (veya EKG Holter) olarak da anılırmış. Bir bilgi daha öğrenmiş olmanın mutluluğuyla, benden istenilen her şeyi yaptım. 
 
Çok beklemedim. İki gün sonra yeniden genç doktorun odasındaydım. Ve kendisi bana yüzünden hiç eksik olmayan tebessümüyle hatır sorduktan sonra, tüm samimiyetiyle dedi ki: 
-"Tansiyon ve kalp rahatsızlığınızın kaynağını bulduk. Sizin kötü  kolesterolünüz yüksek, yani (LDL) değeriniz 297. Sınırın çok çok üzerinde.HDL'nin seviyesi de normal olması gerekenden düşük. Ayrıca sizin tiroidinizde yüksek, tiroid bezleriniz iltihaplanmış olabilir. Bu durum kalbinize zarar verebilir. Bunun için acilen bir dahiliyeciye gitmeniz gerekiyor."
 
"Aman Allah'ım neler duyuyorum. Niçin bunca yıldır, ben bunları bilmiyorum?!"
 
Genç doktorum daha önceden kullandığım bütün ilaçları "Bunlara stop" diyerek iptal etti. Birini bile kullanımdan men etti. Yeni baştan yepyeni ilaçlar yazdı. Kendisine güvenip verdiği ilaçları düzgün kullanmam halinde durumumun düzelebileceğine yönelik ümit verdi.
 
O an neler hissettiğimi şu an tam banası ile aktaramam. Karmakarışık duygular sarmalından geçtim. Doktoruma teşekkür ettim. Sonra kolesterole bağlı olarak ortaya çıkan tiroidi mi kontrol altına almak için dahiliyeci uzmanından sıra almak için yine önce vezneye gittim. Boyun ultrasonuna girmem gerekiyormuş. Onu da yaptırdım. Dahiliye uzmanı doktorda tiroid sorunum için yeni ilaçlar verdi. Toprak altında yetişen hiç bir şeyi yemememi istedi. Bir ay sonrası kontrole beklediğini söyledi. Dahiliye uzamanı doktorda gençti ve hastasıyla konuşmaktan üşünmeyen biriydi. Sevdim ben bu genç doktorları, inşallah sonradan su koyvermezler. Tecrübe kazandıkça hastalarıyla konuşmaktan tereddüt etmezler.
 
Beş yıldır gittiğim onca kalp doktoru, doçentin den profesörüne kadar her birine kucak dolusu para döktüm. Para da bir yana zamanımı muayenehanelerinde geçirdim. Kendilerinden ne bir tebessüm gördüm. Ne de seslerinin tonlarını ayırt edecek kadar bir konuşma dinledim. Hepsininde taktiği aynıydı.
-" Neyin var?" 
-"Kalp ve tansiyon."
-"Şuraya yat bi, bakalım."
-"Evet tansiyonunuz yüksek."
-"Şu ilaçları kullan. Düşmezse bunu da kullan."
 
Düşmeyince, gelecek ay tekrar gidildiğinde ilaçların dozunda artış, yan etkisi olanlarının yerine başka markalı ağır haplar. Tam beş yılım böyle geçti.Beş yıl süresince gittiğim tüm kalp doktoru bilinenler bana iki kelam açıklama etmeden, hep ilaç yazıp gönderdiler. Şimdi ben hangisine ne diyeyim? En iyisi kendilerini Allah'a havale edip, ahiretteki günlerini göreyim. 
 
Belki beş yıl öncesi bu tahlillerim yapılmış olsaydı. Kalbimin keyfini bozanın kolesterol olduğu tespit edilseydi. Yaşantım bu kadar maddi manevi zorluklarla geçmeyecekti. Yakınlarım her gün ansızın öleceğim kaygısı yaşamayacaktı. 
 
Doktorların çoğunun hastalarıyla konuşma üşengeci olduğundan boşuna yakınmıyorum ben. İçlerinden bazıları müşteriyi para olarak görüyor. "Bugün bu ilacı kullansın, yarın yine gelsin. Müşteri hastanemizden eksik olmasın ki kazancımız bol olsun." 
Her meslekte önce para diyenlere, insana değer vermeyenlere yazıklar olsun!
 
Şimdiden sonramın sorumlusu olarak daha dikkatli olacağım. Yeni doktoruma güvenerek verdiği kolesterol ve kalp ilaçlarımı düzenli kullanacağım. Şifa şüphesiz Allah'tan. Doktorlar birer vesile, inşallah her birimizi doktorlarında iyisiyle karşılaştırsın Allah. 
 
Ben geç de olsa iyi olan bir doktor buldum gibi, genç ama azimli.
Uzman olmuş, iyi ki de bu son gittiğim özel hastane onu bulmuş. 
 
Güzel yürekli, mesleğine meraklı bütün doktorlarımıza candan teşekkürler, görevlerinde başarılar.
Tüm hastalara acil şifalar, sevdikleriyle yaşanılası güzel günler dileğimle...
 
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..