DOKUNMAYIN DÜNYAMA...

x0xx x74 plakalı, “dolmuş” da dedikleri ‘yerel hat’ minibüsünün sürücüsü, 41 derecelik 02.30 sıcağında, inecek yolcu olur ise geçmesi gereken yere “yine” girmek istemiyor. Orta yaşlarını geçmiş sürücünün farklı zamanlarda da “dede sıfatı takarak” seslendiği ve hiç “tanışmadığı” 72 yaşındaki yolcu, (Ben) elinde ağır bir bez çanta ile “xxxxxxx” de ineceğini söylüyor. Sürücü ise o anda geldiği sapakta inmesini öneriyor.... Kızgın güneşe, elindeki yüküyle, yaşlı bir insanın ezilme olasılığı olan çift yönlü yoğun akımlı bir caddeye karşın… “Dede”si (!) kararlı itiraz edince karşı yola girmeye zorluyor karmaşık, hasarlı iç dünyasını. Bu arada pedallara hükmedebilen gerilimli topukları rahat durmayıp, inmek için ayağa kalkmış 1.95’lik “dede”sini yüküyle birlikte dans ettiriyor. Aracın içindekilerden hafif bir uğultu: “Ayy! Amannn! Ahgffh! Düşüyor! Biraz yavaş.” Belediye tarafından, “istenildiğinde” durulması gereken noktaya gelince kendisine aracın camındaki yazı hatırlatılıyor. Sitenin ismi yazıldığı halde girmek istemediği “100 metre”lik yola şimdi neden girdiği vurgulanıyor. Ve mantıktan yoksun, can çekişen, çaresiz bir yanıt titreşiyor aracın içinde: “Burası Benim Güzergahım Değil. Yardım Olsun Diye Giriyorum. O Camdaki Yazıyı da Çıkartırım…” Sonunda bir atık gibi “dolmuş” tan iniyorum; “Güzergahı Değilmiş. Hadi Canım Sen de” diyerek… Ayrıca beni sıcağın altında bekleyen de iki kişi var. (Bu da başka bir kısa yazı konusu, hem de aynı tarihte yaşandı.)

LEON FESTİNGER 1957’DE HERŞEYİ GÖRSE DE...

ERTESİ gün ise Milliyet Blog’da yazan, izlediğim değerli üyelerden üçünün topluma koyduğu tanıları okuyorum: “Kutuplaştık ve saflaştık. Tahammülsüzlük, öfke patlaması. Empati yoksunluğu. İnsanın özüne saygısızlık. Benden başka doğruyu söyleyen yok, herşeyi biliyorum. Bu nasıl bir anlayış, bu nedir Allahaşkına? Bu ne öfke. Gidişat nereye? ”Sayın Erhan Salman / “Uygarlaşmamız lazım” Sayın Halil Güven (Sökeli). Schopenhover - Yaşam Üzerine Aforizma - da “İnsanı incitmek kolay, iyileştirmek zor hatta olanaksızdır. Kırılan herşey değişir, farklı olmaya zorlanır. Eğer değişmeye başladıysa mutlaka kırılmıştır.” Der. Sayın Gizem Kaplan. / Nedir? Sanki o aracın içindelermiş de, yurttaşlardan birisinin diğerine nasıl davrandığını görmüşler. “Gerçekler”in tanıklık yaptığı bu tür saptamalar ve benim 26.07.2022’de başıma gelen, bir ticari aracın içinde küçük düşürüldüğüm trajik “kabus”taki başıboşluk… 30.05.2022’de çöpe atılan “Bilişsel Karmaşa” başlıklı “blog”umu özetliyor harfi harfine… Sözkonusu yazım gerçeklerin kanıtladığı gözlemlerimin izlerinden giderek Leon Festinger’in “BİLİŞSELLİK” kuramı (1957) na ulaşıyordu. Ama “kanıtlanmış yaşananlar” cılız bir yazının engellenmesiyle, yanlışlara sahip çıkarcasına; ortadan yokolmuyor, kimse de unutmuyor. Keşke bu olsa da insanlar da yazı yazıyı bıraksa… Nedir? Dokunmayın Dünyama! Ama öyle olmuyor işte…

LEVENT ÜSKÜDARLI / 27.07.2022 - 13.00