Dokunulmazlıklar

Bugün unutturulmak istenen, saymakla bitmez binlerce yaradan, birine değinmek istiyorum. Ve yine, değineceğim bu yaranın, küllenmemesi içinde, üzerine görev düşebilecek, sorumlu herkesi, duyarlı olmaya davet ediyorum.

Eski Cumhurbaşkanlarımızdan, Rahmetli Sayın İsmet İnönü'nün de, dediği gibi 'Bir ülkede namuslular da, bir o kadar güçlü olmazsa, ne olur o memleketin hali' sözünden hareketle. Evet, ne acıdır ki, Mısır’daki sağır sultan bile duydu, ama her ne hikmetse, bir türlü başımızdaki iktidar, duymadı, duyamadı, velhasıl duymakta istemedi.

Muhalefet Lideri Sayın Baykal ın, dokunulmazlıkları tüm partiler el ele, uygulamadan kaldıralım yönündeki, çağrısını. Evet, yanlış duymadınız, her konuda söz ve söz hakkının millette olduğunu bastıra, bastıra yineleyen hükümet, bu konuda her ne hikmetse, bir türlü aynı milletin temiz ve şeffaf siyaset ve siyasetçi özlem ve talebine, duyarsız kaldı, deyim yerindeyse, kulak tıkadı ve tıkamaya da devam etmektedir. Ve hatta bu konuyu unutturmak yönündeki olağan üstü çabalarını da, yabana atmamak gerekmektedir.

Gerçi Milletvekillerinin, uyacaklarına dair yeminlerle başa geldiği ve hatta kendi koyup yönettiği yasalarla, kendileri arasına, bu dokunulmazlık zırhını, inatla koymak istemelerini de ve bunda diretmelerini de anlayabilmiş değiliz. İşte bu gibi yanlış bir uygulamanın, doğal sonuçlarından biridir ki, sırf bu dokunulmazlık zırhından ötürü, kanun nezdinde suç işlemiş birçok kişi, yargılanamamaktadır. Ve bu zırhtan nemalanmak isteyen, daha birçok kişide, sırf bu zırhtan faydalanabilmek için, yüce meclisimize, vekil olarak girme arayışındadır.

Ne diyelim, üzülerek söylüyorum, bu dokunulmazlık zırhı uygulamaları, yürürlükte kaldığı sürece, aynı filmi, daha çok tekrarlı izleyeceğiz, denebilir.

Sonuç olarak, bu kanun ve bu kanunun uygulamada olmasıyla ilgili, problem ve sıkıntılar, Ülkemizin en üst kurumu olan, Cumhurbaşkanlığı makamına kadar da, sıçramış bulunmaktadır. Ve bundan daha vahimde, daha ne olabilir, buyurun siz söyleyin.

Dolayısıyla, işte tamda, tüm bu nedenlerden ötürü, Yüce Meclisimiz bu konuyla ilgili hassasiyetini, bir an önce ortaya koymalı, Yüce Atatürk’ün çağdaş Türkiye sine, yakışmayan bu problemi, biran önce ve diğer bütün konulardan, öncelikli olarak, çözmelidir. Zira bu konudaki olumsuz gidişatın ilerisini, hiç düşünmek bile istemem…

Sinan Adıgüzel, Sanatçı ve Arş. Yazar
FARKLI BİR BAKIŞ
namesinan@hotmail.com