Dolar turşusu gezi notları-1

1900 Kilometre, otomobille katedilip; iki hafta sürecek seyahatim bir cumartesi sabahı güneş henüz ufukta yükselirken başladı. Karşıyaka’daki evimin önünde kontak çevirirken ben, güneş Bornova üzerinde doğmakta ve ben doğuya doğru tekerleğimin ilk turlarını döndürmekteydim.

Turgutlu, Ahmetli, Salihli, Kula, Uşak geçilip mola Afyon’da verilecekti. Afyon’a girmeden, hemen, Türkiye’nin en büyük kavşağına girdim. Kuzey-güney yolları ile doğu-batı yollarının kesiştiği tam bir merkez noktasıdır, Afyon’a girmeden hemen önceki Özdilek-İkbal kavşağı. Kavşaktan kuzey yönüne döner dönmez, yolun iki tarafında iki büyük tesis karşılar sizi. Sağ kolunuzun üzerinde İkbal, sol kolunuzun üzerinde Özdilek vardır. Yıllar önce yaşadığım bir kötü tecrübe nedeniyle İkbal’den ayağımı keseli çok olduğu için hiç düşünmeden Özdilek’e atarım kendimi hep.

Geçen sene ve daha önceki sene kötü tesadüf üst üste iki servis problemi yaşamıştım Özdilek’te. İlkinde hesabı ödemek için yaklaşık yirmi dakikamı harcamış, diğerinde ise bir türlü sipariş alacak garsonu masaya teşrif ettirememiş ve sonunda kendim gidip aşçılara sipariş vermek durumunda kalmış idim. Bu sene de yolum yine Afyon’dan geçip, yemek saatine de rastlayınca İkbal’e girmektense herşeye rağmen yine Özdilek’e girmeyi tercih ettim.

İlk şoku, saat henüz öğlen on ikiyi göstermediği için ızgara türü yemek servisinin başlamadığını görünce yaşadım. Herkes kahvaltı yapıyor ya da yapmak zorunda kalıyordu. Bir dereceye kadar anlayışla karşılayıp mecburen fast food bölümüne geçip oturdum. Ve yine mecburen bir hamburger ve bir sıkma portakal suyu sipariş ettim. Makul bir sürede siparişim alındıktan sonra yine makul bir sürede hamburgerim geldi masama. Ancak içecek yoktu ortada. Zaman geçiyor ve hamburger tabakta soğuyordu. Daha fazla soğutmaktansa hamburgerimi yemeyi tercih ettim ve zaten iki lokmalık olan yemeğim –fast food ya- hızlıca bitti. Tam kalkmak üzere idim ki başka bir garson portakal suyunu masama bıraktı. Tabi boş hamburger tabağımı göstererek içeçeceği geri çevirdim ve sanki suçlu benmişim gibi bir de bakış yedim. Özdilek gibi saygın ve köklü bir kuruma tüm bu olanlar ne kadar yakışıyor, yorumu sizlere bırakıyorum.

Afyon’dan sonra Akşehir, Ilgın, Konya, Karapınar güzergahını takip ederek yaklaşık yedi yüz kilometre ve on saat süren ilk etabımı Ereğli’de tamamladım...