Dolara da Avroya da Teslim Olmamak!

Türkiye cari açık, ithalata dayalı büyüme, 'sıcak paraya' bağımlı bir iktisadi çevrimin kırılganlığı üzerinden, dolar, avro baskısıyla adeta kuşatılmak istendiği darboğazdadır.

Bu ekonomik tabanlı siyasai bir kuşatma arayışıdır ve emperyal odaklar üzerimize abanmaktadır.

İnanıyorum ki bunu aşacağız... Zincirleri kıracağız, kuşatmayı yaracağız, bu cendereyi aşacağız.

Askerimize, polisimize, öğretmenimize, doktorumuza, işçi ve köylümüze kurşun sıkanlar nasıl birer alçak bölücü hain iseler; dolar/euro spekülasyonu ve manipülasyonlar ile ekonomimize, emeğimize, ekmeğimize, çarşı pazara adeta kurşun sıkanlar da bir başka tür haindirler!1. Üretken yerli ve yabancı yatırımlara her türlü olanak daha fazla sağlanmalıdır.

Nasıl ki Karamanoğlu Mehmet Bey "bu günden itibaren Divan'da, dergahta, meydanda Türkçe!" demişse; biz de, 'bugünden itibaren işte, ihalede, bütçede, çarşıda-pazarda ve medyada dolar değil Türk Lirası" demeliyiz. Türkiye, spekülatif emperyal vampirlere teslim olmamalıdır.

İhale ve Yap-işlet-devret geri ödemelerinde hatta bütçe telafuzunda dolar değil TL kullanılmalı, medya, reyting kuruluşlarını haberleştirmemeli, bir-iki yabancı tesis kamulaştırılmalı, komşularla ticarette yerli para kullanmalı, Türk Dünyası ve Bölge ülkeleriyle yatırım bankaları kurulmalıdır.

Ekonomimiz açısından alınabilecek kimi ulusal-yapısal önlemler ise şöyle özetlenebilir:

1. Üretken yerli ve yabancı yatırımlara her türlü olanak daha fazla sağlanmalıdır.

2. Teknoloji temelli katma değer sağlayan dış satım öncelenmeli, ihracat kredi fonu etkinleştirilmelidir.

3. Vergi oranları indirilmeli, yatırımlar üzerinden alınan vergiler olabildiğince azaltılmalı, geniş tabana yaygın uygulama tam anlamıyla yaşama geçirilmeli, öte yandan bankaların faiz politikası yatırımı kolaylaştırmalıdır.

4. Mevduat munzam karşılıkları esnek oranda uygulanmalı, Merkez Bankası bağımsızlaştırılmalıdır.

5. Ziraat bankası çiftçiye “adanmalı”, Halkbank esnafa “odaklanmalı”dır

6. Bir çok üründeki ÖTV iç pazarın canlandırılması açısından sıfırlanmalıdır. Temel maddelerdeki KDV oranlarının %8’in de altına indirilmesi düşünülmelidir. Kamu, tasarrufa öncülük etmelidir.

7. Kamu yatırımları öncelenmelidir. Yenilenebilir enerjiye önem verilmeli, elektrik şarjlı araç üretimine önem verilmeli; petrol ve doğalgaz alım baskısı azaltılmalıdır.

8. Orta ve dar aileler başta olmak üzere, ailelerin, eğitim ve sağlık harcamaları nedeniyle vergi iadesi yoluyla tam anlamıyla desteklenmesi sağlanmalı, aile sigortası geliştirilmelidir.

9. Emeklilere refah payı, maaşlarda bir tür eşel-mobil sistemi ele alınmalıdır.

10. Üniversite mezunu olup iş bulanlardan burs kredisi 10 yılda geri faizsiz geri alınmalı, o genç, iş yaşamı dışında kaldığı sürede bu tahsilat yapılmamalıdır.

11. Ekonomi hamiline yazılı olmaktan nama yazılı hale getirilmelidir. Kayıt-dışılıkla mücadelede en etkin önlemler alınmalıdır. Kıdem tazminatı kaldırılmamalıdır

12. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da tarım ekonomisini de içine alan entegre projeler desteklenmelidir

13. Liman ve sınır kentlerimizde daha fazla serbest bölgeler kurulmalıdır.

14. Aile planlaması kavramına asla zorlayıcı olmadan ve demokratik şekilde önem verilmeli, aile yardımları yaşama geçirilmelidir.

15. Eğitimin sanayi ile ilişkisi daha fazla güçlendirilmeli, teknoparkların tesisi artırılmalı, üniversite-iş yeri-yerleşim alanı-okul ilişkileri daha da etkinleştirilmelidir.

16. Bilgi teknolojisine önem verilmelidir.Haberleşme otoyolları oluşturulmalıdır.

17. IV. Endüstri devrimi, yeni gelişen meslekler konusu dikkatle planlanmalı, öte yandan sendikaların ve şirketlerin de demokrasiye katkısı artırılmalıdır.

18. Türk Cumhuriyetlerinde ortak kalkınma ve finansman için yeni bir Türk Bank kurulmalıdır.

19. Türkiye’nin mutlaka olimpiyat ev sahipliği yapması sağlanmalıdır. (G.Kore’nin iktisadi ve sosyal sıçramasında bunun çok katkısı olmuştur)

20. Ülkemizde tarım, enerji gözlemleri ve deprem aktivitesini de gözlemlemede yardımcı olacak Uzay Üssü kurulmalıdır.

Türkiye ekonomide büyük bir şevkle ve aşkla geleceğe yürümeli ve şu tabloyu oluşturmalıdır:
-Üretken yatırımlara hız veren,
-Tarımda önce kendine yeten, hayvancılığın yaralarının sarıldığı,
-Geliri artan, adil dağılan, nimetleri hakça bölüşen,
-Özgürce düşünen ve düşündüğü söyleyebilen,
-Teknolojiyi en iyi derecede kullanan ve geliştirebilen,
-Kimsenin ayrımcılık görmediği, kadınlarımızın iş yaşamına daha fazla katılabildiği,
-Gençlerine iş bulan, her bireye gelecek vaat eden,
-Etkili bir sosyal güvenlik sistemiyle, emeklilerine insanca yaşam sağlayan,
-Aile kavramına sahip çıkan,
-Doğaya saygılı,
 Ekonomik alanda olduğu kadar kültürel alanda da kalkınan, bir Türkiye özlemimizdir.