Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '11

 
Kategori
Dostluk
 

Dost arar mı post

Dost arar mı post
 

DOSTLAR SOFRASI


D-ostum aramaz postumu, zira o dostçudur, postçu değildir ki...

O-ksijensiz mi kaldın ? Ciğerlerini dolduracak en iyi oksijendir dost...

S-ıkıldın mı, sevindin mi ? Paylaşacak insandır dost...

T-akatsız mı kaldın ? Dayanacağın arka+taş ındır, en köklü çınardır dost..

Dost arar mı post? Postum dostum için önemli değildir. Çul da giysem, çuha da giysem Hint ipeğidir her zaman gözünde. Dost ile yeter bir hırka, bir lokma. Dost ne cebe, ne saraya ne de köşke bakar. Dost yürekte besler sevgisini. Bitmeyen dostluğun yüreğinde ki yeri hem ceptir, hem saraydır, hem de köşktür. Dostluk, karşılıksız verilen önemdir. Karşılıksız birbirimize değer verip önemsiyorsak; dostluk budur işte.

Oda düşünün iki ya da üç metre kare hastane odası. Ameliyat sonrası oksijensizsiniz, narkozdan çıkma mücadelesi içinde gidip gelmeleri yaşıyorsunuzdur. Gözünüzü açtığınızda, bir çift göz sevgiyle kilitlenir gözlerinize. Eliniz elleri arasındadır. Dudakların kıpırdamasına gerek yoktur. Gözlerin ne anlattığını yürekler karşılıklı hisseder o anda...Oksijeniniz olan, elinizi tutan, gözlerinizi sevgiyle okuyan dostunuzdur o daracık hastane odasında...

Dünyada dostsuz insan, dipsiz derya ortasında cüssesi kadar büyüklükte bir adada yapayalnız kalandır. Kıpırdayamaz, kıpırdadığı anda dipsiz derya yuonu. Hazır lokmadır. Can kurtaranı yoktur. Aç balıklara yem olur. Dost sahibiyseniz ağlarkende, gülerkende yalnız değilsinizdir. Çünkü ne cefa, ne de sefa bir başına çekilr. Dostsuz sefa tatsız, tuzsuz lezzetsiz yemek gibidir. Cefanızda can, sefanızda omuz omza halay başı olup ölümüne mendil sallayayan, zılgıt çekendir dostunuz.

Gaybana gecelerde yolunuzu bulmanız için gaipten çakılan bir çakmak gibidir dostluk. Uçurum kenarında sonsuz boşluğa yol alırken son anda atılan bir kement gibidir sizi sıkca saran. Gerçek dost tutunacak bir el, yaslanacak bir omuzdur düşüşlerde, kalkışlarda, tökezlemelerde. Sıradan dost seni daima yanında görmek ister, oysa ki gerçek dost, daima senin yanında olandır. Arkadaştır, yaslanacağın. Darda kaldığında, dallarında güvenle daldalanacağın, yıkılmayan, yıkmayan ulu çınardır gerçek dost. Kara kalemle beyaz yazmaktır gerçek dostluğu yazmak. Ben ne yapıyorum? Dostluğu yazmaya çalışıyorum. Bence dostluk yazılmaz, ancak yaşanılır. Ama ben bu dostluğu buldum ve de yaşıyorum. İşte bu nedenledir ki yazıyorum.

_Varsa postunuzu armayan,

_Varsa oksijensiz kaldığınızda oksijenininiz olan,

_Varsa cefanızda can, sefanızda tad olan,

_Varsa darlandığınızda daldalanacağınız, yaslanacağınız arkadaş sizden şanslısı yok. TUTUN BIRAKMAYIN ELİNİ !

Allah'ıma şükürler olsun ki; hiç olmayan şansım dosttan yana ÇOK....DOSTLUĞUMUZ DAİM OLSUN Sabiha KAPTAN, Ayşe SEÇGİN ERDOĞMUŞ, Melek AKAN COŞKUN, Bedriye BABAOĞLU YAKUT, Birsen KAPUKAYA AKILLI, Serpil ÖNEN, Yasemin GÜNAÇTI GENCAN, Ganime ERKOÇ ve çok yeni olmasına rağmen, çok güçlü bağlarla bağlandığım çok uzaklardaki dostum Feride KOLİKAN ve Ayşe AKAR SÖKÜLMEZ...Daha nice 20 YILLARA... SİZİ ÇOK SEVİYORUM GERÇEK ÖTESİ DOSTLUĞUMUZA...

Birsen İNAL 20.08.2011 

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..