Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '11

 
Kategori
Sinema
 

Dövüş Kulübü-Kargaşa Projesi

Dövüş Kulübü-Kargaşa Projesi
 

Önce uykusuzluk başlar. Göz kapaklarının mandalla kaşlarına tutturulduğunu hissedersin. Uykusuzsun ama uyuyamazsın. Uyumak için olanca şiddetiyle dayak yemek zorundasın. O bunu biliyor, çünkü bunu Taylor biliyor, Taylor Durden! 

 

Dövüş Kulübü’ nün birinci kuralı, Dövüş Kulübü’ nden kimseye bahsetmemektir.  

 

Bu kuralı çiğneyen biri olarak size Dövüş Kulübü’ nden bahsedeyim. 

 

Dövüş Kulübü, bir zamanlar bir şirkette oto tamircisi olarak çalışan ve bir edebiyat kulübüne üye olan Chuck Palahniuk tarafından, ‘Kargaşa Projesi’ adlı, yine kendi eseri olan tiyatro oyunundan uyarlama bir romandır. Kendi hayatından (özellikle iş dünyasından) bolca malzeme katan Palahniuk şüphesiz edebiyat tarihinin en aykırı yazarlarındandır. Türkiye’ de Ayrıntı Yayınlarından çıkan Yeraltı Edebiyatı’ nın nerdeyse mimarıdır. (Marcus De Sade’ yi unutmamak lazım.) 

 

Kitap, 1999 yılında David Fincher tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Başrollerinde Brad Pitt, Edward Norton, Helena Bonhem Carter oynamakta. 

 

Filmi uzadı uzadıya anlatmak yersiz. Ancak baştan sona anarşizm ile örülü bu sert, aykırı mizaçlı filmi sinema tarihinin felsefi içeriği bakımından en tutarlı ve en işlevsel filmi olarak nitelendirebiliriz. 

 

Nefret ettiğimiz işlerde çalışıyor, gereksiz şeyler alıyoruz. 

 

Uykusuzluk problemi çeken Jack gittiği terapilerde bu problemin çözümünü arar. Velakin çözümün sadece problemden kaçmakla sınırlandığını görür ve terapilerden soğumaya başlar. Uyumak için daha konforlu yataklar almaya başlar, daha çok tüketir ve daha çok tükenir. Kaybedecek şeyleri gittikçe artmaya başlar ve daha çok korkar. 

 

Çark, korkak adam yetiştirmekte. 

 

Ben Jack’ in intikamıyım! 

 

Hayatı, anarşist Taylor ile tanışması ile nerdeyse ‘alt-üst’ olur. 

 

Her gün biraz daha dibe vurmak için! 

 

‘Bana bir yumruk vurur musun?’ 

‘Neden?’ 

‘Yumruk yemeden ölmek istemiyorum.’ 

 

İnsan korkar, dayak yemekten korkar. Çünkü o, ilk yumruğun acısını yaşamaktan korkar. 

 

Kaybedecek bir şeyin yoksa gerçekten güçlüsün. 

 

Sağlıklı olmak kaybedecek bir şeyinin olduğunu gösterir. Lanet olsun! Sakin ruh, düzgün bir çene, kırılmamış burun senin kaybedecek şeylerindir. İşte bu yüzden o ilk yumruğu yemelisin. O yumruğu yemedikçe dayak yemekten korkarsın. (Yahut azarlanmaktan, eleştirilmekten, kovulmaktan, hor görülmekten.) 

 

Kişisel gelişim bir mastürbasyondur.  

 

Kapalı, sürrealist anlatımdan uzak bir şekilde pisliklerinizi küfredercesine gözünüzün içine sokuyor Tyler. 

Bir gece vakti sokakta birbirine amaçsız ölümüne yumruk atan bu iki adamı (Jack ve Tyler) izleyen sokak insanı bu kavgaya merak sarar. Bu amaçsız kavga, alt sınıf insanlar arasında yayılır ve sonunda sokaklarda olamayacak şekilde tehlikeli hale gelmesinden mütevvelid yer altında meşgalini icra etmekte karar buyurur kulüp üyeleri. 

 

Dövüş kulübünün birinci kuralı, kimseye Dövüş Kulübünden bahsetmemektir. 

 

Dövüş Kulübü bu şekilde gelişir ve yayılır. Konuyu anlatmayı bu noktada kesersek nazari dikkatimde en ilginç noktanın filmde kullanılan seks objeleri olduğunu düşünüyorum; vibratör, prezervatif, suni penis, kremler, eldivenler vs. Bütün bunlara rağmen filmdeki tek önemli dişi obje Helena Bonhem Carter’ dır. Erkek egemen bir film demiyorum, tam tersine erkeğin özgürlüğünün savunulduğu bir film kanımca. Erkeğin seks ile kadına bağlanmasını alttan alttan ve haklı bir şekilde eleştirdiğini siz de müşahede etmişsinizdir. 

 

Anaokulundan beri hiç bu kadar iyi sevişmemiştim! 

 

Sizler, hayatın dansedip, şerkı söyleyen pisliklerisiniz.! 

 

 

 
Toplam blog
: 4
: 847
Kayıt tarihi
: 13.05.11
 
 

Felsefe ve sinema ile uğraşmakta, zaman buldukça bu alanda yazmaktayım. Kötü karakterliyim; Charl..