DTP'li siyasetçilere uyarı

Fransız gazetecinin, ‘bayramda niye çatışma’ sorusunu kimse yanıtlayamadı. Öyle ya baharın gelişini Müjdeleyen Newroz bayramında her sene yaşanan çatışmalar usandırdı artık. İtiraf etmeliyim ki Newroz’un henüz meydanlarda kutlanamadığı yıllarda bayramımızı özgürce kutlamak için polislerle köşe kapmaca oynamışlığımız çoktur. Lakin belediyenin büyük paralar dökerek yaptığı Newroz alanında şarkılarla türkülerle kutlama yapmak varken nedensiz ve saçma gerekçelerle polisle çatışmanın hiçbir mantığı da yok. Biraz evveliyatına gidelim.  

Sabahın erken saatlerinden itibaren kent merkezi ve yakın köylerdekiler akın akın meydana doluşmaya başlarken yakın illerden bu görsel şöleni görebilmek üzere pek çok kişi yola çıkmıştı. Her zamanki gibi olağanüstü bir kitle meydanda kutlamalara katılacaktı. Öyle de oldu. İnsanlar müziğin ve yörenin ezgileri eşliğinde kendinden geçmişken programın sona ermesine dört saat varken aniden bitirildi. Sahneden yapılan anons ile insanlar Koşuyolu semtine doğru yürüyüşe geçti.  

Allah var güvenlik güçleri son derece duyarlıydı. Zaten sabah alana girdiğimizde arama dahi yapmadan kitleyi meydana almışlar, gençlerin tahrikkar davranışlarına karşın hiçbir müdahalede bulunmamışlardı. Yolda da aynı duyarlılıkları göstererek Koşuyolu semtinde bulunan parkın içindeki ‘Demokratik Çözüm Çadırları’na kadar hiçbir müdahalede bulunmadılar. Milletvekilleri, belediye başkanları ve diğer seçilmişler başta kitle arkada Koşuyolu’na kadar yürüdüler. Ancak tam bu noktada tüm seçilmişler ortadan yok oldular. Nereye mi? Belki çadırlara, belki başka yerlere ama çoğu çocuktan oluşan kitleyi Ofis semtinin girişini tutmuş güvenlik güçleri ile baş başa bırakıp gittiler. Göstericilerin Ofis semtine girmek istemesine güvenlik güçleri izin vermeyince ortalık bir anda mahşer alanına döndü. Henüz ergenliğe adım atmış bir avuç genç ortalığı yakıp yıktı. Peki niye?  

Her platformda şiddet kültüründen vazgeçmek gerektiğinin altını çizen DTP’nin seçilmişlerinin çocukları bir iki oy uğruna güvenlik güçlerinin üzerine sürmelerinden başka ne olabilir. Her toplantı ve açıklamanın ardından yaşanan aynı sahneler can sıkıcı olmanın ötesinde usandırdı artık.  

Şunu iyice anlamanız gerekiyor, toplum mühendisliğinden çok uzaksınız. Şiddet kültürünün arkasına sığınıp mağduriyet ile oy avcılığı yapmanızı artık yutmuyoruz. Üzerimizde bu kadar pervasız oynayamazsınız. Ben ve benim gibiler artık karşı duruyoruz. Çobanını arayan koyunlar değiliz ve her iki yüzlülüğünüzü ifşa etmekten geri durmayacağız. Oy istiyorsanız oyumuzu istiyorsanız temiz ve dürüst siyaset yapacak, kimseleri ateşe atmayacaksınız. Artık yanacak yerimiz kalmadı.