Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '15

 
Kategori
Güncel
 

Dün dündür, bugün bugündür....

Dün dündür, bugün bugündür....
 

On yedi Haziran Çarşamba günümüz, Süleyman Demirel’in vefatı nedeniyle oldukça hararetli konuşmalarla dolu dolu geçti.

Önümüzdeki günlerde de hararetimiz devam edecek gibi görünüyor.

“Bu hamur daha çooook su götürür “ hesabı;  genç jenerasyon dışında kalan herkesin, rahmetliyle ilgili söyleyecek ne çok şeyi varmış meğer.

Ben; kendisini sevip sevmediğimi, güttüğü politikayı beğenip beğenmediğimi, destekleyip desteklemediğimi, şapkasını gaptırıp gaptırmadığını falan bir tarafa bıraktım, anılara yolculuk yapmayı tercih ettim.

Anıları şöyle hızlıca taradığımda aklıma düşenlerden bir tanesi var ki; dudaklarımın kenarında buruk bir gülümseme oluşmasına neden oluyor.

Rahmetlinin başbakan olduğu bir dönem; sigara, et, margarin, şeker, gazyağı  kuyruğunda beklediğimiz günlerdeyiz. Biz o yıllarda ortalıkta dolaşan tıfıl çocuklar olduğumuz için, bu kuyruklarda beklemeler bize haliyle oyun gibi geliyor. Eğer malzeme temin etme kuyruğunda tek başına beklemek zorunda kalan biz çocuklar isek, bundan ayrıca pek bir gurur duyuyoruz. Öyle ya; ana babalarımız bizi büyük insan yerine koyuyor, bize ciddi görevler veriyorlar demek, bu kuyruklara gönderilmemiz. İşte ben de bu kuyruklardan birinde saatlerce bekleyip, aldığım toz şeker torbasını elimde sallaya sallaya eve doğru yollanmışken, hiç tanımadığım benden birkaç yaş büyük iki erkek çocuğu tarafından bir güzel tartaklanıp, ardından da toz şekerle vedalaşmak zorunda kalmıştım. Eve gittikten sonra ki sorgu, sual, ifade verme faslını ise hiç anımsamak bile istemiyorum.

Bir diğer anıyı ise her anımsadığımda adeta omurgam kilitleniyor.

Bölge;  Sivas Şarkışla. Babam mesaiyi bitirip eve gelmiş. Oturma odasında anneme heyecan içinde bir şeyler anlatmakta. Üzgün… “ Gençlerin bir tanesi bu soğuk havalarda dağda, bayırda saklanıp kaçmaya çalışırken idrar zoru olmuş. Yakalandıklarında kan işiyor, çok acı çekiyor, yardım edin diye durmadan inliyormuş. İyileşse n’olur? İşleri zor bundan sonra… Bunlara büyük ceza verecekler bak görürsünüz…”

Evet o gençlere büyük cezalar verildi. Onlar “Üç fidan olarak anılıyorlar artık.”

Ve ben bu anılara dönüp baktıkça ne yazık ki; “ Dün dündür, bugün bugündür “ diyemiyorum.

Binaenaleyh; Dualarla, rahmetle bir dönem daha kapandı…

 

 
Toplam blog
: 11
: 350
Kayıt tarihi
: 11.02.15
 
 

Yazar, okur, düşünür, tartışır, ev kadını, iş kadını, anne, baba, çocuk, öğrenci... ..