Dünyanın en anlamsız yasakları - 11

İngiliz Savcı David Crombie der ki: “Avustralya’da, çocukların sigara satın almaları yasakken, içmelerine ilişkin yasaklayıcı bir madde bulunmamaktadır.” Bak işte, Anzak kardeşlerimizle, bu anlamda tam uyum içerisindeyiz. Tabi ufak-tefek nüanslar da yok değil.

Mesela, bizim memleketimizde de yasalar, on sekiz yaşın altındakilere tütün ve alkollü mamullerin satışını yasak etmiştir. Ama uygulamada bu kural nasıl hayat geçirilir, daha doğrusu geçirilmez ayrı mesele tabi. *** Şimdi bir düşünün bakalım, kaçınız, şöyle bir manzaraya, hayatınızda bir kere olsun şahit olmadınız: “Lan Hüseyin, oğlum. Al şu parayı da, çabuk bakkaldan bir Maltepe cigarası al da gel. Hadi fırlasana oğlum, bak hala duruyor.”

Ya da: “Turgut, hadi babacığım, bir koşu, Pınar Market’e git; bir ufak rakı kap da gel. Ahmet Amca’na söyle, hesaba yazsın, yarın uğrarım O’na. Ben şimdi gidip de, ananla papaz olmayayım akşam akşam. Hadi evladım göreyim seni.”

Çok tanıdık geldi değil mi? Biz, kendi elimizle küçücük yavrularına sigara-içki aldıran bir toplumun ahvadı değiliz de neyiz? Yanlarında fosur fosur sigara, çın çın rakı içtiğimiz evlatlarımızdan, sigara ve içki gibi kötü alışkanlıklar edinmemelerini isteyen, edinirlerse külahları değişeceğimiz yönünde saçma-sapan tehditler savuran salakçalar olmadığımızı kim iddia edebilir?

Çocukların sigara içmemelerine ilişkin, bir yasal düzenlemeleri yokmuş uzak kıta devletinin. Helal olsun kardeşim adamlara. Bizim var da ne oluyor ki? Hemen yarın, üç büyük şehirdeki, kalbur üstü sayılan yüz tane okulun tuvaletlerine habersiz bir gidin bakalım. Kaç tanesinde sigara, hatta ve hatta uyuşturucu partilerine şahit olacaksınız? Bunu ben söylemiyorum. Onlarca haber programı, yüzlerce gazete haberi ve polis tutanağı söylüyor.

Okullarımızın çevresinde, nerede ise okul yönetimlerinin ve kentlerin kolluk kuvvetlerinin gözlerinin içine sokarcasına, sigara ve uyuşturucu maddeler alınıyor, satılıyor. Bu işi yapanlar, adlarına, oturdukları yerlere ve ilişkide oldukları kişi ve gruplara kadar harfiyen biliniyor.

Birkaç gün önce basın organlarında yer alan; ölen babasının başında, on beş gün süresince kalmış ve polisler tarafından bulunduğunda, sigara içerken görülüp, fotoğraflanan üç yaşındaki, Manisa’lı yavrunun görüntüsü içler acıtıyor, yürekler burkuyordu. Daha süt kokması gereken o minicik gül ağzı, nasıl olur da nikotin deryası olabilirdi, üç senecik hayat süren masum sabinin. Akıl alır gibi değil.

Dünyanın; sigaraya başlama yaşı en hızlı düşen, sigara kullanma oranı ise en hızlı artan ülkesi hangisidir diye soracağım ve yazımı noktalayacağım. “Anladınız siz onu.”