Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '13

 
Kategori
Magazin
 

DÜNYANIN YENİ KAHRAMANI ‘ENDER’!

DÜNYANIN YENİ KAHRAMANI ‘ENDER’!
 

Dünya düzeni istediği kadar değişsin, teknolojik gelişmelere her gün bir yenisi daha eklensin bazı kavramlar var ki geçmişten geleceğe oldukları gibi varlıklarını sürdürüyorlar. Dostluk, başarı, düşmanını alt etme, kendini ispat, aile ilişkileri ve benzerleri… Ama en önemlisi de tüm dünyanın savunmasını üstlenebilecek, merhameti ve şiddeti, orta yolu bularak uygulayabilecek bir kahraman arayışı.

Gerçi yaşamda karşılığı olamayan bu arayışı tatmin etmek için çizgilerden başlayıp sinemaya geçen akla gelebilecek pek çok karakterden medet umuldu. Olası bir uzaylı istilasıyla karşı karşıya kalan dünyanın geleceğini çocuklardan oluşan bir birliğe kumanda ederek koruyan Ender de bu alanda karşımıza çıkan son örnek.

Aslında bilgisayarlardaki savaş oyunlarının kurgusuyla, askeri stratejileri ve dünyanın gerçek savunmasını buluşturup buna zekâsını ve öngörüsünü katarak kazanmaya odaklanan Ender, gelecekçi öykülere meraklı olanlar için pek de yeni bir karakter değil.

1984 yılında yayınlanıp klasikler arasına giren Orson Scott Card’ın beş kitaplık ‘Ender’s Game’ romanı sayesinde bu alana ilgi duyanlara kendini tanıtan çocuk kahraman, yıllar sonra uyarlanarak beyazperdede yerini aldığında, sadece basit bir uzaylı-dünyalı savaşını değil her yaştan insanın kafasına doluşan evrensel konuları da seyirciye sunmakta.

***

Bir insanın düşmanının varlığını onu tanıyacak kadar iyi kavradığında, onu sevmeye de işte o anda başlayacağı söylemiyle girişini yapan ve daha en başından ‘düşman’, ‘savaş’, ‘hoşgörü’ gibi kavramlar üstünde düşündürmeye hedefli olduğunu hissettiren ‘Ender’s Game: Uzay Oyunları’, seyirciyi dünyanın en zeki çocuklarının savaş için hazırlandığı bir okula götürüyor.

Burada ailesinin yüz akı olmak için çaba gösteren Ender’ın duygusallığıyla hırsına kısa bir bilgisayar oyunu galibiyetle şahitlik etmenin ardından merhametli abla Valentine ile zekâsına karşın kontrol edemediği şiddet eğilimi yüzünden başarıyı yakalayamamış abi Peter ikilemine tanıklık yaptıran film, ‘Savaşta önemli olanın sonraki saldırılara son verecek bir taktik üretmek olduğu’ mantığıyla yükselmenin yolunu açan Ender’ın aşama aşama ustalaşmasını  ve nihayetinde uyumsuzlardan oluşan Ejder grubunun başına geçmesini sunuyor. Tabi bilgisayar destekli savaş oyunları eşliğinde…

***

Yetişkinlerden ümidi kesen dünyanın, her ulustan en zeki çocukları geleceği korumaya hazırladığı ‘Ender’s Game: Uzay Oyunları’nda, taktiksel kabiliyetleri yüksek olanın değil, diğerlerinin takip edebileceği tevazudaki kişinin ‘lider’ konumuna geleceği mesajı verilirken savaşta başarı için öfkeyle duygusallık arasında bir denge kurabilmek gerektiğinin de vurgusu yapılmakta.

Amerikan askeri okullarının uzay istasyonuna taşınmış haliyle savaş eğitimi safhasını işleyen  ‘Ender’s Game: Uzay Oyunları’, askeri öğrenciler arasındaki rekabet, şişman tatlı-sert çavuş ve otoriter komutan figürleriyle oluşturduğu tabloda ‘ev özlemi’, ‘yardımsever arkadaş’ gibi duygusallıklar da aynen mevcut.

Çocuk oyuncuların ve özellikle de ‘Hugo’dan tanıdığımız Asa Butterfield’ın başarılı performansıyla izlenebilirliğini artıran yapım, filoyu orkestra yöneten şef edasıyla idare eden Ender’a dostluk gösteren Alai karakteriyle de Müslüman âlemine ‘Barış içinde kal’ mesajı yolluyor.

15 yaşın altındakilerin savaşa yollanmasının eskiden suç olduğu söyleminin kaygısını, yerçekimsiz ortamdaki savaş oyunlarıyla yumuşatan yapımda dünyayı karınca tipli uzaylılardan kurtaran Mazer Rackham(Sir Ben Kingsley) karakterinin Amerikan yerlisi olmasıysa ayrı bir düşündürücülük. Bu noktada Amerika’nın nesillerini tüketmek için canla başla çalıştığı yerlilerden olan ve geçmişini hatırlamak için yüzüne kabilesinin simgelerini çizdiren Mazer’ın varlığını bir tür günah çıkarma olarak da algılayabiliriz.

 

Heleman’ın çocuk ordusu ve online oyunlar

Gavin Hood’un yönetmenliğindeki filmde uzay savaşlarının gelişmiş bilgisayarlar aracılığıyla simülasyon halinde sunulması ve savaş oyunlarındaki başarıları gözlemlenerek seçilen zeki çocukların bu yolla eğitilmesi akıllara bir başka ayrıntıyı daha düşürmekte… O da, günümüz gençliğinin tutkunu olduğu online savaş oyunlarının arka planı!

Dünyanın her yöresinden gençleri buluşturan gerçek hayattaki online oyun turnuvaları, olası bir savaş için taktik bakımından en iyileri seçmeye aracılık ediyor olabilir mi? Neden olmasın? Hele ki, Asa Butterfield’ın ‘Racing Blind’ oyunuyla bağlantısı düşünülürse…

Albay Graff’ı canlandıran Harisson Ford’un rolünün yetersiz kaldığı ‘Ender’s Game: Uzay Oyunları’nda, kendini sorgulatan bir diğer konu, kahraman yaratmakta usta büyüklerin neden savaş için çocuklara yöneldiği…

Buradan ‘Dünya, büyüklerden ümidi kesti de kurtuluşu çocuklarda arıyor’ mesajını çıkartabilir miyiz? Yoksa bu durumu sadece ‘Yaşananların artık bir oyun değil de gerçek savaş olduğu anlaşıldığında ne olacak’ sorgusundaki öykünün ilgi çekiciliğini yaratmak için yazarın seçimi şeklinde mi görmeliyiz?

Filmin öyküsünü, beş çocuğu ve bir dolu torunuyla memnun mesut yaşayan, bir dönem eşcinsellere muhalif açıklamalarıyla tepki çeken Orson Scott Card’ın kitabından pek de uzaklaşmadan yarattığını dikkate alacak olursak ve özellikle ‘Düşman görülenle savaşa girişmeden önce düşünceyle anlaşma yolu denenmesi’ üstüne vurgulamalara odaklanırsak bu sorunun cevabı daha rahat çözümlenebilir.

Bu çözümlemede çocukların savaş için tercih edilmesinin mantığını, bir Mormon kitabı olan ‘2000 Genç Savaşçının Hikâyesi’ndeki Heleman’ın emri altına aldığı gençlerle kurduğu orduya bağlayabiliriz. Aynı şekilde, savaşıp öldürmekle yaşatmak ve düşmanını sevip anlamak konularındaki felsefi söylemleri de, İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi üyesi Card’ın Mormon inancı doğrultusundaki yansımalar şeklinde değerlendirebiliriz.

En iyi savaş taktiğinin savunma değil de saldırı olduğunu hatırlatan ve hayatta kalmak için düşmanını bir daha sana zarar veremeyecek hale getir, diyen büyüklerin savaşçılığına karşı düşmanına dostça yaklaşıp onu anlamaya çalışan ve bir ırkın devamı misyonunu üstlenen Ender’ın ilahi, alçakgönüllü ve paylaşımcı kahramanlığı…

Sözün kısası; ender görülen zekâsıyla dünyayı olası uzaylı işgalinden kurtarmaya girişen, duygusallığıyla da uzaylıların derdini anlamayı dert edinen bir çocuk kahraman yaratan ‘Ender’s Game: Uzay Oyunları’ndan çıkartılacak ders çok!

Bilgisayar düşkünü gençlerin içerikteki bu hoşgörü ağırlıklı mesajları ne derece algılayacağı bilinmez ama ortada olan gerçek şu ki, insan eliyle zarara uğratılarak dışarıdan ekstra düşmana gerek bırakmayan dünyanın yeni kahramanı ENDER

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..