Durm kötü... Anlayana..

Cumhurbaşkanı oldu artık tarafsızlığı oynar, mevkinin verdiği ağırlıkla çok konuşmaz, particilik yapmaz diye beklerken ve tam rahatladığımızı sanmışken, yine çıktı ortaya ve bağırmaya başladı…

Başbakanlıktan da, bağırmaktan da, miting düzenlemekten de vazgeçmiyor!..

Dün “toplu açılış” bahanesiyle Trabzon’da esti, gürledi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na “Aklını kendine sakla” diye bağırdı!..

Sayın Tayyip Erdoğan.. Sen nasıl partisiz, tarafsız cumhurbaşkanısın?..

Çıkmış orada AKP propagandası yapıyorsun!..

Sonra da olup biten vahim olayların sorumlusunu buldu:

CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

Sanırsın ki bir sözüyle sokakları hareketlendirecek denli muhteşem bir karizmanın sahibidir . Son dört gündür sokak olaylarında 37 kişinin öldüğü ülkeyi Kılıçdaroğlu yönetiyor.

Bingöl emniyet müdürlerinin kurşunlandığı ülkenin içişleri bakanı Kılıçdaroğlu'dur.

Vahim olaylar nedeniyle askeri ve tankları sokağa çıkaran, Suriye politikasında, Kobani politikasında, çözüm süreci politikasında duvara toslayan, İmralı'daki terörist  başından yatıştırıcı mesaj dilenen Kılıçdaroğlu'dur...

Kılıçdaroğlu bile kendisini bu denli büyük ve kudretli olduğunu bilmiyor.

İktidar içeriye hava atsa da gerçek şu; çuvalladı.. CHP lideri haklı çıktı..

Tezkereye ret oyu verirken ‘Bu tezkerenin hedefi IŞİD değil, Esad’ demişti..

Niyetlerinin başka olduğunu söylemişti.. Haklı çıktı..

Allah’tan, ABD anında reddetti.. Hedeflerinin sadece IŞİD olduğunu ilan etti..

Suriye konusunda yaptığı hesap tutmadı..

Daha doğrusu, Şam’dan geri döndü.. Yanlış politikasının bedelini ödüyor..

Yabancı savaşçılar, sınırımızın dibine yerleşince, devlet kurduklarını ilan edince, Ankara çıkılmaz bir yola girmiş oldu..

Köşeye sıkıştı kaldı.. Bu sebeple, işi büyütmek istiyor..

Bu sebeple, cepheyi genişletmek derdinde.. Kendisi hariç herkes suçlu..

Bu sebeple, Kılıçdaroğlunu da işin içine katmak istiyor..

Tam 13 yıldır Atatürk’ü unutturmaya çalıştılar!..

İsimlerini söylemeye cesaret edemediler, ama “iki ayyaş”tan biri Atatürk, diğeri onun en yakın silah ve siyaset arkadaşı İsmet Paşa idi!..

Şimdi Atatürk heykelleri yakılıyor, onlar seyrediyorlar!..

Türk Ulusu’nun gözlerinde yaş, yüreklerinde sızı, ateşe verilmiş Atatürk heykellerini izliyor!..

Bunun bir bedeli olmayacak mı?.. Elbette olacak!..

İktidarın basiretsizliği, Esad saplantısı, TayyipErdoğan –Ahmet  Davutoğlu ikilisinin hayallerinden bir türlü kurtulamaması ve öngörüsüzlüğü Türkiye’yi bir düşman çemberinin içine soktu!.. Dostumuz kalmadı!..

Irak, Suriye, İran, Mısır, İsrail ve IŞİD belası…

İçimizdeki PKK’lılar ve onların kuyrukları…Hizbullah..

Türkiye en aciz ve en sancılı günlerini yaşıyor!..

Toplumu 13 yılda bölen, insanları birbirine düşman eden,  devlet düzenini bozan ve dincilikten beslenen ucuz bir iç politika;

Takıntılarla, mezhepçilikle, kibirle, ne oldum deliliğiyle yine dincilikten beslenen akılsız bir dış politika!..

Durum kötü.. Anlayana.   Kafası çalışana. Kul hakkı yemeyene.

ozcanvural33@hotmail.com