Düştüm

Arkadaşlar başlıkta yazdığım gibi düştüm ama ne düştüm!

Dün kahve suyumun aygazda kaynamasını beklerken, şeytan dürttü derler ya!!! Hiç planda yokken banyodan temizlik malzemelerini jet hızı ile aldığım gibi soluğu merdivenin en üst basamağında aldım. Keyifli keyifli duvarları silerken, gözüm mutfak dolabının üstüne takıldı. Hadi oranında yağını sileyim, kahve molasına geçeyim dedim. 

O arada avize, ampul derken...ara verme kararı aldım...pırıl pırıl oldu sildiğim yerler...Artık merdivenden aşağı inme kararı aldım. Aslında uçma kararı almışım. Ayağımı basamağın olduğu tarafa değil, diğer tarafa atınca yer ıslak zemin ve üstünde paspas veya halı parçası yok. Gözünüzde canlandırın diye yazdım. Yalnızca kirli su bulunan leğen var. Nasıl bir düşme arkadaşlar en üst basamaktan sanki bir saniye içinde uçtum. Kendi gümlemem ile birden kulağımda ses kayboldu. Yerdeki kirli su leğenin üstüne düşünce, leğen kırılıyor, bütün su kulağıma, başıma, heryerime mutfak göl gibi. Birden bağırdım "imdaaat beni kurtarın" diye. Kim kurtaracak yalnızım o anda evde...

Neden yazdım bu yazıyı, düşme anını nereye çarptığımı, nerenin ayağımın üzerini kestiğini hiçbirşeyi hatırlamıyorum. Oldu ve bitti. Bu kadar, ne düşme anında kendimi kurtarabildim, ne de o anı hatırlayabildim...

Dün saat dörtte oldu, mutfağa her gidişimde hey Allahım diyip durdum.

Allah korudu, hamdolsun...

Yara yerini dezenfekte ettim, diğer çarptığım ve moraran, baloncuk gibi şişen yerlere bolca bitkisel karışım sürdüm...Gece sabaha kadar  kıpırdamadan uyumuşum. Buz torbaları ile. Bugün hapşırıken, uzanmaya çalışırken ağrılarım oldu, o da artık nazar boncuğu olsun...

Yapacak bişey yok düştüm mü düştüm!!!

Garibime giden o an ve hafıza sıfır...

Siz siz olun aman ha dikkat edin..!

Can acısı cabası..!

Sıhhatli günler diliyorum sevdiklerinizle