Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Düşünce terörü

Düşünce terörü
 

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.


Ben buna düşünce terörü diyorum ama günümüzde bir moda var gidiyor ”düşünce özgürlüğü” diye.

Düşünceler bizleri bir yerlere taşımak için bir başlangıç değil midir? İşte bunun için düşüncede özgürlük hedonist (sınırsız) yapıda olmamalıdır.

Reklamın bir düşünce ürünü olduğu ve hayal güçlerinin ne büyük boyutlara vardığını biliyoruz. Hatta eski bir siyasetçimiz; “Reklamın kötüsü olmaz, yeter ki söylensin” demişti. Siz buna özgürlük deyip serbestçe aklınıza geleni söylerseniz, bu kötü düşünceler terör doğurur.

Özgürlük diyerek, ben özgürüm diyerek her aklınıza geleni ulu orta söyleyebilir misiniz? Söylerseniz laf veya düşünce terörü derim ben buna; çünkü buradan birtakım rahatsızlıklar doğuyor; toplumun huzuru bozluyor. Buna kimsenin hakkı yoktur.

Madem düşünce özgürlüğünü hedonistçe savunuyoruz, o zaman terörist başına neden “Sn.” sıfatını kullanmaktan kaçınıyoruz? Bunu söylemekle o kalleş büyür mü, fiziki bir değişime mi uğrar, ne olur? Demek ki söylemler önemli, önemli ki ona bu sıfatı yakıştırmayı uygun görmüyoruz.

Amma aklı evveller bizlere, kuzey ırak bölgesinde bir Kürt devletinin varlığını sürekli söyletiyorlar. Bu ifadeyi yetkili ağızlar da kullanınca resmen tanınmış olmuyor mu? Basın ve hemen herkes, söz geldiğinde “KÜRDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ” diye söylüyoruz. “Türkmenistan Demokrat Partisi” der gibi.

Komşu ülke Irak’ın bölünmesine karşıyız tabii ki ama biz onu çoktan bölmüşüz bile. Kimse bu söyleme sesini çıkartmıyor. Bir partiden söz edilirken aslında bir devletten söz ediliyor.

Yıllar önce, bir Cumhuriyet savcısına bu düşüncemi şifahen söyledim. Vatandaş olarak ben böyle düşünüyorum. Amma o Sn. savcı benim düşüncemi, düşünce özgürlüğü bağlamında doğru bulmadı, itibar etmedi. Bir vatandaş olarak benim bundan başka yapabileceğim ne olabilirdi ki? Bu ülkenin savcıları ve yetkili makamları varken…

Aynen bunun gibi birtakım söylemler yıllarca kulağımıza işlendi farkına varmadan. Böylelikle de birtakım gelişmeleri kabullenmiş olduk.

Tıpkı anayasamızda: “BÖLMEK, BÖLÜNMEK VEYA BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜK” gibi saçma ifadelerin yer alması gibi. Yani yıllarca resmen ülkemizin bölünebilirliğine inandırdılar bizi. Bunu beynimize işlediler.

“Ötmesini bilmeyen horoz kümese çakal çağırır” diye bir atasözü vardır.

Ne söylediğimizi bilmiyoruz. Bunun nereye gideceğini sıradan vatandaş zaten bilemez. Yukarıdakiler de, ya bilmiyor veya kafasını çıkarmıyor ya da kasıtlı söyleniyor; ama bu işi organize edenler tabii ki çok iyi biliyorlar ki bu söylemler dilimize dolaştırılmış.

Bu ifadenin anayasamıza konulması büyük bir hata olmuştur. Hangi aklı evvel bunu yazmışsa bunun gibi nice hatalı ifadeler de yer almış. Gidin bakın bakalım bir başka ülkenin anayasasında “bizi kimse bölemez, biz bölünmeyiz, bölmek”… gibi komik ifadeler bulabilir misiniz? Bu ifade ne kadar saçma ve tehlikeli! Bugün o ifade bizi bu hallere getiren sebeplerden biridir. Ayrıca, o anayasayı hazırlayan kafalar Güneydoğu sorunumuzu yaratmışlardır.

Bu şuna benzer: Durup dururken, “ beni kimse dövemez” diye söylenmeye. Siz böyle söyleyip zafiyetinizi ifşa ederseniz birilerinin aklına kuşku düşürür ve “acaba ben bunu dövebilir miyim” diye hesaplar yapmaya başlatırsınız.

Bir genelkurmay başkanının anayasada “kimse genelkurmay başkanını dövemez” şeklinde komik bir ifade kullanması gibidir bu.

Oysa böyle bir düşüncenin aklımızın ucunda bile geçirilmesi son derece yanlıştır. Bizim kendimizden şüphemiz mi var ki böyle söylüyoruz? Demek ki var. Demek ki güçsüzsünüz ve dövülmeye müsaitsiniz. Bilinçaltında “biri beni dövsün diyorsunuz”.

Yani biz kendi kendimize bilinçaltında “bizim ülkemizi bölsünler” diye yerleştirmişiz. Ya da yerleştirmişler. Büyük bir ülke böyle komik duruma düşürülemez. O gün bu anayasayı hazırlayanların aklından geçebilir, kendilerini böyle bir zafiyet içerisinde görebilirler amma bu milletin aklına böyle bir şüpheyi düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Bu ifade kesinlikle anayasamızdan çıkartılmalı ve bu ülkenin evladı olan hiç kimse böyle bir ifadeyi telaffuz bile etmemelidir.

Bu ülkenin bütünlüğünden, bu ülkeyi seven hiç mi hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır ve olamaz da.

 
Toplam blog
: 358
: 1023
Kayıt tarihi
: 03.09.08
 
 

  Ne elimde garantim var ikinci bir soluğu almaya Ne aklım erer dünyayı yıkıp ta yeniden ya..