Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '18

 
Kategori
Edebiyat
 

Duygular Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler

Duygular Üzerine Kelâm-ı Kibar Deyişler
 

 
 
** Haset ve kin kalbe yüktür, ruha eziyettir.
 
.** Tembelliğin bin bir çeşit mazereti vardır.
 
** İnat, sert bir kayadır. Bu kayayı parçalayacak balyozu bulmak ise oldukça zordur.
 
** Alışkanlıklarımız, gönüllü esaretimizdir.
 
** Nimet şükür gerektirir; şükür de nimeti getirir.
 
** Büyüklerin yanında küçüklerin komplekse kapılması, küçüklerin yanında büyüklerin havalara girmesinden midir?
 
** Sesini dinlemek için kafes içinde bülbül alanlar, bari kafes içine bir de gül saksısı koysaydınız!
 
** Sen mi duyuramadın, o mu duymak istemedi?
 
** Umut, düşüncelerimizdeki çiçeklerin can suyudur.
 
** Bir hazine sandığının içine çöp koy, bir çöp torbasını da altınla doldur ve bin kişiden bunların içinde ne olduğunu tahmin etmelerini iste. Bir tane bile doğru tahmin eden çıkmayacaktır. İşte o nedenle “Zarfa değil, mazrufa bak!” yani “Dış görünüşe değil karaktere, iç görünüşe, kişiliğe önem ver.” denmiştir.
 
** Yaygaracı esnafın malı, ya bozuktur ya da kazıktır.
 
** Sükût et ki bütün güzel sesleri duyabilesin, bütün güzel şeyleri görebilesin.
 
** Zehirli sözlerin panzehirini aradım durdum yıllarca. Bulabildim mi? Ne gezer? Ama gene de aramaya devam!
 
** Dağları yıkmayı istemekten vazgeç, git bir kulübe yap ve geri kalan ömrünü her türlü mücadeleden uzak geçir.
 
** Biraz sonra lezzetli bir yemek olacağı, kurtlar sofrasındaki tavşanın aklına bile gelmez.
 
** Tutku esarettir, ancak bazen esir olmak da ister insan…
 
** İhtiyaçlarınızın listesini iyi yapın. Çünkü o listedekiler, ileride muhtemelen sahip olacaklarınızdır.
 
** Güneş, ışığını; dere, suyunu verirken ayrım yapmaz. Güneş olmak çok mu zor? Öyleyse dere ol.
 
** Seni tamamlayan varsa, bu senin de onu tamamladığını göstermez.
 
** Tahammül edemediğini düşündüğün olay ve kişilere, bir kez daha tahammül etmeyi denesen!
 
** Alçak gönüllülükte de ölçülü ol; eğer aşırıya kaçarsan, bazıları sana hak ettiğinden daha az değer verebilir.
 
** Beni ben olarak kabul etmeyenden uzaklaşırım, beni değiştirmek isteyene kızarım.
 
** Seyircilerini memnun edemeyen palyaçolara tavsiyem: Budala rolü yapınız. Çünkü her budalaya gülen biri mutlaka vardır.
 
** Şöhret, bir anda ortalığı aydınlatıp aniden kaybolan bir ışık gibidir.
 
** Dalkavuk, yağ çanağını dilinin altında saklar.
 
** Yüreğin boşsa, elin kolun dolu olsa ne fayda?
 
** Alkışla gelenlerin çoğu, alkışla gitmemiştir.
 
** Külfet olarak gördüklerin, belki de nimettir.
 
** Bazen kendini kaybet ki bulduğunda sevinesin.
 
** Zarf o kadar güzeldi ki, bakakaldı. Hâlâ bakıyor. Zarfı açıp da içindekine bakmak, aklına bile gelmiyor.
 
** Gösterişi sevenler, gösterişsiz olduklarını düşünenlerdir.
 
** Başkalarının seni kıskanmalarına yol açacak davranışlardan kaçınırsan, düşmanlarının sayısını da artırmamış olursun.
 
** Tarlaya baskı tohumu ektiysen, bir gün mutlaka isyan meyvelerini toplarsın.
 
** İhtiras, insan trenin lokomotifidir. Trenin gitmesi için lokomotife ihtiyaç vardır, ama lokomotif çok süratliyse trenin raydan çıkıp devrilmesi de söz konusudur.
 
** Nerede olduğunu ve ne olduğunu bil! Yüksekte misin, alçakta mı? İnsan mısın yoksa başka bir şey misin?
 
** Nefsinin her an sana karşı saldırıya geçebileceğini bil ve ona göre hazırlıklı ol.
 
** Kıskançlık tüketir; kıskananı.
 
** Başkalarında kusur olan, sende niçin meziyet olsun?
 
** İlgilendiklerim, ilgilenmediklerimden daha azdır.
 
** Nefis, pazarda köle arayan bir efendi gibidir. Gözüne kestirdiğini de genellikle alır.
 
** Denedin ve gerçeği kendine uyduramadığını gördün değil mi? Öyleyse kendini gerçeğe uydurmaya çalışmalısın.
 
** Gözlerini konuşturanın, dili ile anlatmaya ihtiyacı yoktur.
 
** Gülmek için bahane yaratınız.
 
** Günah olmasaydı şeytana da gerek kalmazdı.
 
** İnsanoğlu canavarlıktaki üstünlüğünü hayvanlara kanıtlamaya çalışıyor. Oysa buna hiç gerek yoktu!
 
** Gözyaşı, ilâç olarak da silah olarak da kullanılabilir.
 
** Aptalca yapılan her işin, aptalca bir gerekçesi vardır.
 
** Büyük olmayı istemek, büyük olmak demek değildir.
 
** Sahip olduklarımız arttıkça, aç gözlülüğümüz azalmaz; aksine katlanarak artar.
 
** Düşüp kırılan bardak artık bardak değildir, tabak da tabak değildir; ama ne hikmetse bu kalp durmadan kırılmasına rağmen hâlâ kalp olma özelliğini muhafaza ediyor.
 
** Hırsın yokluğu pasifliktir; azı karardır, çoğu ise zarardır.
 
** Senin kaderden şikâyetin mi var? Ya kaderin senden?
 
** Önemsenmediğinden yakınanlara “Sen önemsemiş miydin?” diye sor! Çünkü önemsenmek istiyorsan, önemseyeceksin.
 
** Kıskançlığı ayıplayan o kadar çok kıskanç var ki…
 
** Sabırsız kişi bunun cezasını, ileride daha çok sabrederek ödemek zorunda kalır.
 
** İçimi merak ediyormuş; sanki dışımı anladı bitirdi de!
 
** Dili sivri olanla ve eli uzun olanla arana bir mesafe koy.
 
** Önyargılarımızın bizi götüreceği yer, başka bir önyargıdır.
 
** Yerinde ve haklı gurura bile karşı çıkanların gurursuz olduğunu söylersem, bunlar hemen benim gururumla oynamaya kalkacaklardır.
 
** İçimizde bir çocuk varmış. Bulamıyorum. Çocuk olduğum için mi?
 
**Kıskançlık ateşini söndürecek su zor bulunur.
 
**Bela kolay gelir, zor gider. Tabii ki belayı defetmek için mücadele etmeli, ama yetmez; sabır da gerekir.
 
ORUÇ BABA
 
Toplam blog
: 1081
: 980
Kayıt tarihi
: 30.07.10
 
 

Uzun yıllar çeşitli sitelerde Oruç Yıldırım adı ile yazı yazdım. Dört tane romanım ve çokca da de..