Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '15

 
Kategori
Psikoloji
 

Duygulara mantıkla pansuman yapıyoruz...

Duygulara mantıkla pansuman yapıyoruz...
 

funda's


Çevremizdeki insanları duygu yoğunluklu,hassas insanlar ve mantığıyla hareket eden akılcı insanlar olarak genelde iki kategoriye ayırarak değerlendiririz. Akıl ve mantıkla hareket eden aynı zamanda serinkanlı dediğimiz kategorideki insanlar,duygularını arka planda tutan veya dışarıya yansıtmayan kişilerdir. Bu grupta yer alan kişilerden bir çoğu duygusal olmanın veya duygusal görünmenin bir zayıflık olduğunu düşünürler. Oysa bilmezler ki; insan denilen karmaşık varlığın gerçek değerini duygusal zekası belirler. Mantığa önem veren insanlar genelde insanları duygularından soyutlayarak anlamaya,anlamlandırmaya ve yönlendirmeye çalışırlar. Ağlayan bir insana "Güçlü ol,ağlama, nekadar da sulu gözsün!" demek o insanın duygularını bir nevi reddetmek demektir. Bu şekilde bir yaklaşım,kişinin kendi duygularını sorgulamasına ve kendi duygularını reddetmesine yol açabilir; çünkü duygulara mantıkla yaklaşmak hem kişinin duygularının onaylanmadığını ifade eder hem de temelde kişinin normal olmadığı mesajını gönderir. Duygusal yoğunluk yaşayan kişi başkaları gibi olamadığı başkaları gibi düşünemediği yada güçlü duramadığı için kendisinde bir sorun olduğunu düşünmeye başlar. Dolayısıyla,duygusal ret, duyguların kabul görmemesi insanlarda ruhsal tahribata yol açar.  Özellikle henüz çocuk yaşta başlayan, aileden duygusal onay görememe durumu çocuğun kendi duygularına yabancılaşmasına,kendine olan güvenini yitirmesine ve sağlıklı bir duygusal zeka geliştirememesine yol açar. Sık yapılan bir yanlış çocuk ağladığında,"İlgilenmiyorum, nasıl olsa ağlar ağlar susar,ilgilenince şımarıyor." şeklindeki yaklaşımdır. Bunun yetişkinlik dönemindeki uyarlaması da şu şekildedir: Duygusal anlamda zor günler geçiren ve ağlayan birine "Topla kendini,ağlama değmez!" gibi mantık yüklü cümleler kurulup, duygularını geriye çekmesi tavsiyesinde bulunulur. Oysa bu durumda olan birinin ihtiyacı olan şey, bir omuzda doya doya ağlamak, şefkatle acısının hafifletilmesi ve hissettiklerinin anlaşılmasıdır. Duygusal yaraların pansumanı mantık değildir. Sağlıklı olan davranış şekli duygusal zeka ve bilgisel zekanın bir arada kullanılmasıdır. Önce duyguları önemsemeli, daha sonra mantık çerçevesinde yaklaşım sergilenmelidir. Aşağıda duyguların reddedilmesine örnek söz kalıpları yer almaktadır.Bir göz gezdirelim:
 
-Unut artık!
 
-Büyü artık!
 
-Ağlama!
 
-Dik dur!
 
-Çok büyütüyorsun!
 
-Bu kadar hassas olma!
 
-Bu kadar önemseme!
 
-Umursama!
 
-Başkaları önem vermiyor, sen neden veriyorsun?
 
-Bu kadar üzülecek bir durum yok!
 
-Bu kadar kendini harap etmeye değer mi?
 
-Amma sulugözsün!
 
-Çok hassassın!
 
-Aşırı tepki veriyorsun!
 
-Bu kadar küçük bir olayın seni mutsuz etmesine nasıl izin verirsin?
 
-Sence biraz abartmıyor musun?
 
-Ağlamak çözüm mü?
 
-Şükretmelisin!
 
-Mutlu olmalısın!
 
-Memnun olmalısın!
 
-Bu konuyu artık burada bırakmalısın, kapatmalısın!
 
-Duygu sömürüsü bu!
 
Bir de filozofvari yaklaşımlar vardır:
 
-Zaman bütün yaralara ilaçtır.
 
-Her işte bir hayır vardır.
 
Tüm bu söz kalıpları insanları ve onların hissettiklerini anlamaya çalışmanın önünde bir set gibi durur. Her biri akılcı yaklaşımın dile dökülmüş hali gibi görünür. Oysa en akılcı yaklaşım İnsanları duyguları ile anlamaya çalışmaktır.
 
Sevgiyle…
 
Funda Kocatürk
 
funda’s
 
www.facebook.com/fundaa.kocaturkk
 
https://twitter.com/funndas
 
 
Toplam blog
: 33
: 406
Kayıt tarihi
: 17.03.15
 
 

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji. Felsefe Grubu Öğretmeni. ..