Duymadığıma, görmediğime inanmam diyenlerden misiniz?

İnsan kendi yaşam sınırları içerisinde neye ne kadar muktedir?

Ru'yetullah, islam akaidinde Allahın insan tarafından görülmesini ifade eden istilahi bir terimdir. Çeşitli islam alimleri 1400 küsür yıldır bu konu hakkında muhtelif görüşleri olmuştur. İmam Caferi Sadık ru'yetullah reddetmektedir. Bu görüşe göre Enam süresinin 103. ayetinde yer alan "Gerçi O'nu bütün gözler anlayamaz ve hatta kendinden başka hiçbir göz O'nu kavrayıp ihata edemez ve fakat O, gözlerin hepsini idrak ve ihata eder." sözü önem kazanmaktadır.

Akaid imamladının görüşleri belirterek, burada Mutezile, eş'ari cebriye, maturidinin görüşlerinden derlemeler yaparak mesnetlerini belirtme sonrada değerlendirme yapma niyetinde değilim. Gerçek şu ki insan fizyolojisi neye, ne kadar muktedir. Duyu organımız olan kulak Çevremizdeki seslerin ne kadarını duyar? Çevremizde ne kadar ses var? ses algısı keskin olduğunu iddia eden kişi bili her şeyi duyduğunu söyleyemez. Gelişen teknoloji artık hayatın her safhasında olunca insan acizliğini daha da iyi anlar olmuştur. seslerin iletilmesinde bulunan ses çevirici aletler hakikatte ne kadar sesin var olduğunu ve bizim ne kadar bir ses yoğunluğu içerisinde birlikte yaşadığımızı ortaya koymaktadır. Mobil teknoloji ile seslerin herkesin cebine girdiğini görmekteyiz aynı otobüs, tren tramvay içerisinde onlarca kişi bulunduğu ortam dışındaki, farklı farklı sesleri alıyor anlıyor yorumluyor ve mesaj iletiyor, anlaşıyor ve hiç bir kargaşaya meydan vermiyor. Hiç kimse de bir diğerinin farklı bir ses almadığını iddia edemez çünkü bilir ki ; cep telefonu denen o ufak eldeki alet bu işe yarıyor.

İşe bir de görme cihetinden bakalım, hakikaten gözümüz ne görüyor? güzellikleri mi çirkinlikleri mi? yoksa her ikisini de mi? Ne görürse görsün ama sadece elindeki imkanlar cihetiyle gözünün görebildiği kadarını görüyor. miyop ise uzaktakini, hipermetrop ise yakınını göremiyor. Elbette mesele bu kadar basit değil ama gerçek bu kadar basit. göz kainatta var olan bir çok alemin ancak milyonda birini görüyorsa çok şey görüyor demektir. belki buna milyarlarda bir demek daha makul olacaktır. Her geçen gün teknoloji ilerliyor. Görülen gerçekler daha da çoğalıyor. Televizyon canlı yayında bir çok anlık var olan gerçekleri gösterir olmuştur. İnternet bundan geri değildir. Belki bir çok gerçekleri aynı anda daha da fazla göstermektedir. Mobese ekranlarının başında oturan kişiler şehrin bir çok yerinde cereyan eden olayları an be an izlemekte. bir çok suç bu görüntüler sayesinde gecikmeli de olsa cümle aleme iletilmektedir. Ekranın başında olan insanlar bu eş zamanlı görsellikten dolayı olayların tüm ayrıntılarına varıncaya kadar varlığını kabul ederken. Kameraların önündeki biçare insanlar. Ben o hadiselerin olduğu yerdeydim görmedim inanmıyorum diye inkarcı bir zihniyetle reddeden kişi aynen Allahın varlığı ve onun görüntü boyutunun farklı olarak yarattığı melek, cin şeytan varlığını inkar etmesi aynı şeydir.

Varlık inkar edilemez, inkar eden ancak kendi deve kuşu misali kumun içerisine sokar var olan gerçeği inkar eder