Düzce Konuralp'ta anfi tiyatro

Konuralp Beldesi’nde arkadaşımızın bacanağı ve Konuralp Esnaf Odası Başkanı Ali Odabaşı’nın evinde bayramın 3. günü kahvaltıya davet edildik. Her Düzce yazımda yazıyorum, gerçekten Düzce halkı çok konuk severler. Bize hepsi, ev yapımı bir kahvaltı hazırladılar, inanın anlatılmaz, yaşanır. Başka bir yazımda daha geniş bir şekilde anlatacağım.O nefis kahvaltıdan sonra direk Konuralp Arkeoloji Müzesine gittik. Ama bayram nedeniyle kapalıydı. Ancak bahçesinde tarihi figürler ve taşlar var.Müze 18/11/1994 açılmış veeski Roma. Bizans ve Osmanlı dönemine ait eserler sergilenmekteymiş.Müzede 3 teşhir salonu bulunmakta, ayrıca 1831 arkeolojik, 456 etnografik ve 3837 çeşitli devirlere ait sikke olmak üzere toplam 6124 eser yeralmaktaymış.

Müzeden sonra Konuralp Beldesinin yukarı kesiminde bulunan Antik Tiyatro(Kırk Basamaklar) geldik. Dikkatimi çeken Beldenin tüm yollarının çok temiz olması idi. Burda Belediye gerçekten görevini yapıyor izlenimi veriyor.

Düzce'ye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3. yüzyıla kadar dayanıyor. Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor. Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypios'dan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış. Bithynler, kralları 1. Prusias (M.Ö.283 - M.Ö.183)'ın eliyle Sangarios'un doğusundaki Kieros'u zaptettiler. Böylece Kieros M.Ö. 2. yüzyıl sonlarında tarih sahnesinden çekildi. Burası Kralın adına izafeten “Prusias” ismini aldı.Bithynia Kralı Nikomedes ise ölmeden önce krallığını Romalılar'a vasiyet yolu ile bıraktı. M.Ö. 74'den sonra, Roma hakimiyeti başladı. Bu devrede Prusias Pros Hypios, Latin kültürünün tesiri altında kaldı.Roma Devri, 395'de sona ermiştir. 395'de Büyük Theodosius öldü ve Roma İmparatorluğu resmen Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü. Bu dönemde Prusias da Hypium da Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarında kaldı.

Düzce, Osman Gazi'nin beyliği sırasında Türk hakimiyetine katıldı. Orhan Gazi'nin mahiyetinde Geyve, Alp Suyu, Karacebüş hisarlarını fetheden Konur Alp, Akçakoca ve Abdurrahman Gazi, Bizans devrinde Regio Tarsia adı verilen Akova'ya akınlara başladı. Konuralp, Bolu topraklarına karşı bir sefer düzenlemiş, Düzbazar'ı ele geçirdikten sonra da, şimdi yeri hala belirlenemeyen Uzunca-Bel'de Bizanslılar'la iki gün vuruşmayarak beklemiş ve arkasından son darbeyi vurmuştur.

Osman Gazi, Düzce Pazarı (yani ovayı) ve Bizans Prusias'ını, Konur Alp'in yönetimine verdi. 14. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bu bölge Konur Alp ili ve kısaca “Konrapa” diye anılmıştır. Konuralp'ın mezarı, kendi adı adına yapılan camiinin yanında yapılmıştır.

Antik Tiyatro yarım ay düzenin de yer alıyor. Günümüzde sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri yarı yarıya yıkılmış bir eser kalmış.Tepeye kurulmuş. Üst oturma kademelerinin yarısı korunabilmiş, sahne binası büyük dikdörtgen şeklinde olup, sağda ve solda bir koridora açılan kemerli geçitleri ve burdan orkestranın bulunduğu alana geçilen koridor var.Kemerlerden en sağdaki günümüze kadar ayakta kalmış.Sahnenin önündeki üç büyük kemerli kapıdan sadece biri durmaktadır.

Yaklaşık 2000 yıllık tiyatronun alanı içinde kalan yerlerin istimlak edilmesi, Konuralp Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi ve aydınlatılmasının yapılmasından sonra ortaya çıkmış olup, günümüzde fesitival ve konserlerde ev sahipliği yapmakta bunun için sahne olarak demirden bir platform kurulmuş, buda biraz insanın için burkmakta, insan kendi kendine “keşke tarihi eserlerimize çok daha iyi sahip çıksak daha iyi korusak” diyesi geliyor.

Tiyatronun altında üst kısmında at resmi olan ve bizans yazılarının olduğu bir kapı (atlı kapı) mevcut, tiyatro'ya çıkarken bu kapıdan geçiyorsunuz.Zaten tiyatroyu da içine alan ama günümüzde yıkılmış, boydan boya surlarlar inşa edilmiş, şimdi ise surlar bazı evlerin temelinioluşturmaktadır.

Konuralp'ta her yer tarih kokuyor. Eski evler günümüze kadar korunup gelmiştir. Her taraf tarihin tüm tanıklığını yaparcasına günümüze kadar gelmitir. Önemli olan bu tarihi gelecek nesillere aktarmamız için elimizden geleni yapmalıyız.