Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '19

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Düzenli Kızım

        Sevgili Kızım,

        Hayatta düzenli olmayı seviyorsun. Kitaplığında kitapların bile yazar soyadına göre düzenli olarak yerleştirilmesine özen gösteriyorsun. Bu da hayatının düzenli ve tertipli olacağı anlamına da geliyor. Ama bu düzen ve tertip ders çalışmada da, ilerde iş hayatında iş disiplinine de yansıması lazım.

        Sevgili kızım,

        İşleri zamanında yapan insan iş hayatında başarılı olur. Dersini zamanında yapan insan okul hayatında başarılı olur. Ancak, ileriye yönelik te çalışmak gerekir. Mesela lisede çok yüksek notlar almak bazen Üniversite sınavında başarılı olmak anlamına gelmiyor. Ya da okulda iyi notlar alamayan insanın Üniversite sınavında başarılı olamayacağı anlamına gelmiyor. Ben lisede çok başarılı olmadığım halde, Üniversite sınavında okulda ilk 3’e girecek kadar başarılı olmuştum. Bunun sebebi de anlayarak çok kitap okumak, okuduğumu anlayabilmek ve anladığımı da yorumlayabilmekti. Bunu fark eden bilinçli öğretmenlerimiz zaten bunu o zamanlar anlatmışlardı arkadaşlarımıza. Bilmem arkadaşlarımız ders almışlar mıdır? Arkadaşlarından, ders alacak yerde onları kıskanan insanlar tabii ki ders alamazlar. Ancak öğrenme hevesi ile gözlemleyen öğrenir.     

      Sevgili kızım,

      “Aslan yuvasından belli olur” derler. Kitaplığının görünümde güzel olması da bir şey ifade etmez. O kitapları okumak, anlamak ve içindeki bilgileri doğru analiz ederek hayata uygulamak da bir hüner ister. Çok kişi çok kitap okumakla övünür ama davranışlarına baktığımız zaman hiç de okuduklarını göremeyiz. Çünkü çok kişi okuyor görünmeyi sever. Çünkü hazinedir okumak. Ama sadece “okudum” demekle okunmuş da olmuyor.

        Sevgili kızım,

         İnsanlar tanıdım. Koskocaman evlerde yaşayan, evlerinde kitaplık yoktu ama çok kibar, nazik insanlara faydalı olmak için çaba harcarlardı. Temiz ve düzenli insanlardı. Amaçları insanlara faydalı olarak Allah rızasını kazanmaktı. İlkokulu okumuşlardı ama sonrasında  “Hayat Okulu” nu günün 24 saati okuyarak uygulayarak geçirmişlerdi. Meslekleri çiftçilikti ama hayatı da öğrenmiş, arkadaşlarının çocuklarını da kendi çocukları görerek onlarla ilgilenmişlerdi. Mevki ve makamlarda gözleri yoktu. Ama  “İnsan olmak “ makamının en üst seviyesine gelmişlerdi. Rahmetle anıyorum. Biz onlardan Razı olduk Allah da onlardan razı olsun.

          Sevgili kızım,

          Ama bu insanların çocukları mevki makam hırsına kapıldılar. Nefislerinin esiri oldular. Okumayı bilgi sahibi olmak ve insanlara faydalı olmak için amaçlamadılar. Diploma almak için harcadılar. Çevresindeki insanların aslı olmayan övmeleri ile havalara girdiler… Gerisini anlatmak da istenmiyorum. Var artık sen tahmin et. Burada anlatmak istediğim düzenli olmak  “niyetin düzeni” ile olur. ”Düzenli niyet” hayata yansı ver düzenli olarak bilgi sahibi olan anlar ve o bilgileri de önce kendi hayatının rahat olması sonrasında dostları ile baba anne dostlarının hayatının da düzene girmesi için kullanır. Böyle düzenli insanları da zaten halk unutmaz. Eli kalem tutanlar onların hayatını kitaplar yaparak gelecek nesillere anlatırlar. “Hakiki manada düzenli sevenler”   mutlaka  “hakiki manada düzenli olarak sevilecek ve sevenler bu sevgiyi çocuklarına da aşılayacaklardır. Allah sevgisi, Peygamber sevgisi , vatan sevgisi….  

        Sevgili kızım,

        Kütüphanenin düzeni bozulunca, yani kitapların olması gereken yerden başka yerde olduğunu görünce kızıyor ve hemen düzeltiyor ve o düzeni bozana kızıyorsan hayatta da kendi çalışma düzenini bozduğun zaman kendine kızarak hemen hatanı telafi etmeye bak ki, başarı seninle olsun. Hayatta her şey yerli yerince olunca yani kitaplık gibi hayatta kolay gelecek sana mutlaka. Yani hayatta başarısızlıklarımızın sebebi çok zaman kendi düzenimizi kendimizin bozmasından meydana geliyor.

      Sevgili kızım, bir tanem, bire bin veren nar tanem,

      Bu nasıl oluyor dersen şöyle. Kitaplığına kitap koyamazsan ilerde koyamadığın kitabı aramak bulmak mümkün olur mu? Ya da kitabı hiç koymaman yere koyuyorsun ama koymadığın yerde arıyorsun. Bulabilir misin? Yani insanlarda yardım etmediği insandan yardım istemeye hakları olamaz. Sen alay edersen alay edecekler senle. Sen kitabı yere tam koyarsan istediğin zaman tam bulacak okuyacaksın. Yanlış yere koyarsan arayacaksın. Senin doğru yere koyduğunu yanlış yere koyana kızacaksın. Demem o ki, doğru yere konmayan kitabı, doğru yerde bile arayamayız. Önce o kitabı oraya yerleştireceğiz. Hayatta doğruları da öyle yerleştireceğiz ki doğruyu doğru yerde arayalım.

        Sevgili kızım,

        Hayat bir kitaplığa benzer. Doğru kitaplıktaki kitabı alıp okursak faydalı. Seyredersek faydalı olmaz.  Çok kişi öyle kitaplığı seyrederek  “ seni seviyorum kitaplık” diyerek kendini avutur. Kitabı okumazsan nasıl seversin. Bilgili insanlara da çoğumuz  “seni seviyoruz, takdir ediyoruz “ deriz ama ne kitabını alıp okuruz, ne de alıp başkası okusun diye hediye ederiz. Ne de okullara konuşmaya davet ederiz ama lafa gelince  “ seni seviyoruz “ deriz. Kitaplığımızı seviyorsak sadece düzenli olmasına bakmayacak aynı zamanda kitapları da okuyacak faydalanacaksak insanlardan da böyle faydalanmamız lazım. Yoksa boş konuşmuş oluruz ki ne karşımızdaki inanır bu sevgiye ne de biz. Sadece adımız “yalancı” ya çıkar. Güzel oldu mu?

         Sevgili kızım,

         Senin her hareketin, her davranışın bana çok öğretici geliyor. Öyle ki bir hareketinden böyle uzun bir mektup bile çıkarabiliyorum. Okumasını bilen insana her insan bir kitaptır çünkü. Her olay bir öğretmen, her fikir bir kütüphanedir öğrenmesini bilene.

         Canım kızım,

         Evimizdeki kitaplıkta bir düzen kadar, kütüphanelerde de bilimsel bir düzen vardır. Bu düzene uyan insanlar kütüphanelerden faydalanırlar ve kütüphanedeki görevlilerin sevgisini kazanırlar. Görevliler bu düzene uyana daha samimi ve güzellikle yardım eder. Düzenli olmak, bir yerin düzenine uymak bu kadar önemli. Okul düzenini de düşün.

        Canım kızım,

         “Başarı düzene aşıktır”.  Düzenli çalışan ve sınavlara gereği gibi çalışan insana başarı da koşarak gider. Onu sevgiye kucaklar ve yeni başarılar için O’na layık olduğu şeyleri ummadığı ama çok ihtiyacı olduğu zamanlarda hediye eder. Senin kütüphaneni düzenli görmek istek ve azmin bana bu mektubu yazma ilhamını hediye ettiği gibi…

         Sevgi ile kütüphanedeki bilgi ile  kucaklıyorum seni… 

              

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..