Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük'de bir dava konusu

Bir konuşan vardır, bir de uygulayan. Bir kadın mücadele etmiş ve kimseden istemeden, kimseye dil dökmeden, hakkını aramış. Başarılıda olmuş. Ankara'da bir kadın, hakaret eden, döven, kişisel temizliğine dikkat etmeyen, yazları kendisini ve çocuklarını Bolu'daki ailesinin yanına 3 ay süreyle zorla gönderen kocasına karşı dava açtı. (ntvmsnbc)

Alınan kararlar çok güzel:

Koca, 6 ay süreyle eşi N.Y. ve diğer aile bireylerinin oturdukları eve ve iş yerlerine yaklaşamayacak, eşi ve çocuklarına karşı şiddet ve korkutma amaçlı davranışlarda bulunamayacak ve iletişim vasıtalarıyla rahatsız edemeyecek.

Evin ve ailenin giderleri ile faturalarını karşılıyor ise kocanın bu yükümlülüğü devam edecek. Ayrıca her bir çocuk için aylık 150'şer TL nafakayı eşi N.Y'ye ödeyecek.

B.Y, görev yaptığı ilin sağlık müdürlüğüne başvurarak, ruh sağlığı konusunda muayene ve tedavi olacak.

Aile, yaz tatillerinde Bolu'da B.Y'nin anne ve babasının evinde en fazla 15 gün kalacak.

B.Y, ev içinde sigara içmeyecek, diş ve beden temizliği ile sağlığına özen gösterecek. Ayrıca eşine ve çocuklarına ilgili olacak, sevecen davranacak ve zaman ayıracak.

Kutladım bu kadını... Tabi Hakim'i de...

Merhaba e-günlüğüm; Bir pazartesi günü daha yine birlikteyiz ("bıktım ulan, senelerdir bu kaçıncı pazartesi" dedi)

Cumartesi akşamı hava çok güzeldi. Bahçede ılık bir rüzgar eşliğinde ve çiçek kokuları arasında rakımı içtim. Oğlum ve Joker olmadığı için boşluk hissetmedim desem yalan olur. Hatta yalnız ben değil, artık Boss'da bahçede yalnız kalınca kendini boşlukta hissediyor. Boss'un parmak araları pansumanı devam ediyor. Halen iyileşmedi patisi. Bir rahat durmuyor ki iyileşsin...

Pazar sabahı kalkıp kahvaltımı yaptım ve Boss ile Linda'yı sırası ile bahçeye çıkardım. Ardından arkadaşımla yürüyüşe çıktık. Yaklaşık yedi, sekiz km yürüdükten sonra eve döndük. Havanın bir süredir rüzgarlı oluşundan dolayı bahçeyi süpürememiştim. Fırsattan istifade Boss'un yerini ve evin önünü süpürüp temizledim. Duvar diplerindeki otları yoldum, üst katlardan atılan bilimum pislikleri topladım, çiçekleri suladım, evden bol miktarda eşya attım ve rahatladım. Sırtımdan bir kaç yüz kilo yük kalkmış gibi oldu. Bu arada duvar diplerinde ki otları yolunca dana burnu, kara böcek ve karıncalar sardı etrafı. Evin içinde yastıktan bile dana burnu çıkıyor. Dana burnu, dokuz-on karınca büyüklüğünde çok korkunç bir görünümü olan küçük bir böcek. (Anadolu'da ki hem cinsleri biraz daha büyüktür ve estetik açıdan çok güzeldir.) Kulağa girdiğinde kulak zarını yiyip kişiyi sağır ettiği konusunda halk efsaneleri vardır. Hiç anlamam valla, o benim kulağıma girerse ben de onun kulağına girerim. (mi?)

Akşam Joker ve oğlum geldi. Bahçe Joker'in gelmesi ile şenlendi. Bu yüzden Boss'un ayağı bir türlü iyileşmiyor. Biraz sonra da Oğlum'un bir arkadaşı geldi. Bir süre sohbet ettikten sonra ben yatmak için izin istedim... Malum iş var ve "pazartesi sendromu" yaşamamam lazım. Yemeği az ye, içkiyi az iç, erken yat ve zinde kalk. İşte formül bu. O zaman haftanın hiç bir günü "sendrom" yaşamıyorum. İş yerine koşa koşa gelip, koşa koşa gidiyorum...

Değerli e-günlük; bu arada şu Atlantik Okyanus'un da kaybolan uçağın parçaları ve 20 adet ceset bulundu...

Sabah güzel bir hava var dı işe gelirken. Sanırım Linda'nın sorunları var. Her sabah o beni çekiştirirken, bu sabah ben o'nu çekiştirdim. İş yerine gelir gelmez servislere çıkmak zorunda kaldım ve sabah iş yeri çayımı içemedim. (evden çıkmadan içmiştim ama iş yerinde içememek büyük eksiklik)
İyi ki öğle yemeğimi yiyebildim. Sabah çayımıda öğlen içebildim. Trafik sakin, hava sıcak, arabanın içi 45 derece...

Neler olup bittiğinin farkına varmadan gün bitti. (ömür biter gün bitmez.) Akşam oldu, yemek yendi, ve yola çıkılıyor. Ne yolu? Sanal yol, Milliyet Blog sayfalarına giden, girintili çıkıntılı, bol virajlı yol... Yarın yine yazışırız e-günlüğüm. Hoşçakal

Biliyor musun: Türkiye'de kişi başına 1, 5 metre yeşil alan düşüyo vr bu alanları mezarlıklar oluşturuyor muş... (Orhan Kural)

Çirkin söz: ''Bir palyaço bile katil olabilir..."John Wayne Gacy (kiralık katil)

Güzel söz: "Eş seçmek kitap seçmeye benzer. İyi tasarlanmış bir kapak ve cilt ilginizi çekebilir. İçeriği sağlam olmadıkça sonunu getirmek zordur..." Konfucyus

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..