Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

Edebiyat Dernekleri

Edebiyat Dernekleri
 

İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsen,

Bu nice okumaktır

Yunus Emre

Dernek sözcüğünün değişik kaynaklarda değişik olsa bile birbirine yakın tanımı var. 23.11.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 2. maddesinde derneğin tanımı: " Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi toplulukları…” sözcükleriyle yapılmıştır.

Bir kaynakta “Derneğin amacı; kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir gayeyi gerçekleştirmeye yönelik, anlaşılabilir ve süreklilik arz etmelidir. Hukuka veya ahlâka aykırı olmamalıdır.” Şeklinde belirtilirken,  başka bir kaynakta:  “Kazanç paylaşmaktan başka amaçla, ikiden çok kişinin bilgilerini, çalışmalarını sürekli bir biçimde birleştirerek ve bir ana tüzüğe dayanarak kurdukları tüzel kişilik...” Olarak belirtilmektedir.

Elbette ki “Birlikten güç doğar.” ve “Bir elin nesin var, iki elin sesi var.” atasözlerimizin ışığında edebiyatı uğraşı alanı seçen kimselerle amaçları doğrultusunda güzel çalışmalar üreterek varlığını kanıtlayan edebiyat dernekleri var.

***

Bunların yanı sıra kanarya sevenler derneği davranışı ile aidat toplama, oyun oynatma, türlü kısır döngü içinde olan derneklerin de olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Üstelik etkinlik davetlerine dernek ya da birlik yöneticileri, ya kendileri katılmakta ya da yakınlarını göndermektedirler.

Dernekler, elbette üyelerinin çıkarlarını göz önünde bulunduracaklardır. Ancak üyesi olmayanlara olumsuz düşüncelerle yaklaşmak, kendi çıkarlarını ön planda tutmak, gibi bencillikler elbette etik değildir. Ya da ‘ben şair yazarım, başkası değildir’ düşüncesi de hiç mi hiç hoş değildir!

Unutulmamalı ki, tüm güzellikler sevgiden geçer. Ümmi olarak bize tanıtılan  Yunus Emre: “Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım/Sevelim sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.” Demiyor mu? Bu dörtlükten hareketle; bireylerin de sanatçıların da mütevazı (alçak gönüllü) olmaları apayrı bir erdemdir. Sanatçı, bireyciliği öteleyip özgeci olmalıdır.

Edebiyat ortamlarında kendilerini beğenerek başkalarını küçüksemek; ezilmişliğine karşı, savunma mekanizmasına başvurarak ispiyonda bulunmak gibi olumsuzluklar erdemden sayılmaz. Böylesi davranışlarıyla bireyler, çevresine de bulunduğu kesime de  puan kaybettirirler. Erken parlayıp sönerler. Önce kusuru kendimizde arayarak özeleştiri yapmamız gerekir.

Gazeteden kesilen onlarca kelimeyi torbaya koyarak ve oradan çekme yöntemi ile sıralayarak ‘şiir’ yazılmakta ya da şiir görüntüsü verilmektedir. “Onlar şair ve yazar değil. Biz, gerçek şair ve yazarız.” Diyenlerin ve gruplaşma yaratanların yazdıkları ya da okudukları şiirlerden anlam çıkaramayan ve sessiz kalan izleyici, en objektifi değerlendirendir. Beğeni kazanan şiirin edebi sanatları yanında imgeleri yerinde kullanma ya da iç ve dış güzellik oluşturma, gibi kimi kuralları vardır.

Gruplaşmalar, kasılmalar ya da izleyenlere tepeden bakmalar hoş insanların işi değil, boş insanların işidir. İzleyici, coşkuyla okunan ve kendisine direk yansıyan şiiri tam algılayabiliyorsa elbette alkış tutar! Geniş kesimin beğenisini kazanan edebiyat eseri, şüphesiz ki kalıcı olur. En iyi yargıç halktır.  Her şairin şiirinde kesinkes güzel bir dize olduğu da göz ardı edilmemelidir. 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..