Eğitimde Finlandiya Modeli

Bir İran atasözü der ki “Yeni bir dil, yeni bir hayat.” Bu doğrultuda, yeni bir dilin öğrenilmesi ve tam anlamıyla kullanılmaya hazır olunması yeni bir hayata ve kültüre geçiş kapısını açacaktır. Özellikle sosyal hayata entegre edilmesi çok önemlidir. O dilin kullanıldığı ülkelerin kültürlerinin öğrenilmesi ve öğrenilen kültürlerin dile uygun ve içi doldurularak gelişmesi de kalıcılığı arttıracaktır. Eğitimde açık ara başarısı kanıtlanmış modeller bulunmaktadır ve bu eğitim modelleri birçok ülkede kullanılmaktadır. Bu modellerden biri de Finlandiya modelidir. Açıkça görülmektedir ki dünya çapında tescillenmiş bir model olan Finlandiya modeli eğitim sisteminde başarısı ile önemli bir rol oynamaktadır. Hem sosyal öğrenme hem de temel dil öğretimi ve öğreniminde başarısı ile önemli bir yer edinmiştir. Ayrıca, öğrenilen dilin kullanılması ve geliştirilmesi açısından da yönlendirmeyi öğrenmeyi öğrenme konusunda başarı ile yansıtmaktadır. Böylece de hibrit bir model olarak kendini kanıtlamıştır.

Başarı Ardında Yatan Sebepler

   Eğitim başarısı sıralamalarında üst sırada yerini koruyan bir ülke olan Finlandiya, nüfusunun büyük bir çoğunluğunun en az bir yabancı dili konuşabilmesi ile ve dil becerilerini üst düzeyde kullanması ile adını duyurmuştur ki kanıtlanmış verilerle Avrupa standartlarının üzerinde bir başarı sağladığı da bilinmektedir (nüfusunun %77'lik kısmı). Başarı profilinde ise öğretmen yetiştirme ve müfredat başarısı önemli rol oynamaktadır. Amaçları doğrultusunda, sistemi yönetme ve öğretim elemanını yetiştirmede gelişime önem verilmektedir. Hizmet içi eğitimler ve öğrenmeyi keşfetme başarının büyük çoğunluğunu oluştururken bunların sonucunda başarılı olunması ise gelişimlerin üzerine eklemeler yapılması ile sağlanmaktadır. Tüm planlı oluşumların sonucunda ise her zaman ileri odaklı bir başarı gözlemlenmiş ve sağlam temeller ile desteklenmiştir.

Finlandiya’da Yabancı Dil Eğitimi

   Yabancı dil eğitimi çok genç yaşta başlamaktadır. 9 yaşına kadar verilen eğitimle beceri dersleri yaşayarak öğrenme çalışmaları ile verilmektedir. Özellikle başka bir alan dersinin İngilizce sunulması yerleşmiştir ki bu dilin kullanılmasını sağlamaktadır. Yerleşen sistemde tamamen dil bilgisi kullanımı ve öğreniminden ziyade sunuş yolu ile öğrenme ön plandadır. Sınıf öğretmenleri de aldıkları eğitimlerle dil öğrenmekte ve bu alanda çift diploma imkanına sahiptirler. Müfredata sahip olmalarına rağmen, her okul kendi müfredatını oluşturabilir. Veliler de katılım sağlayarak öğrencinin dili kullanımına destek vermektedir. Öğretmenler yöntem ve yaklaşım seçme konusunda özgürdür.

   Dil öğrenimi bir beceriden ziyade bir kültür olarak da kabul edilir. Dört temel beceri de ön planda tutulur fakat dinleme, anlama ve konuşma daha ön plandayken; yazma becerisi yıllara bölünerek geliştirilmektedir ki sınav sistemlerini de bu doğrultuda ve kazanımlara göre oluşturmaktadırlar. Öğretmen, öğrenci ve veli iş birliği ile kazanımlar ön planda tutularak müfredat oluşturulmakta ve sonuçlara uygun olarak öğretmen gelişiminin de yolu açılmaktadır.

Müfredat ve Öğretmen Yetiştirmede Başarı

   Yabancı dil çalışma alışkanlığının kazandırılması çok önemlidir. Derslerin içerikleri öğrencilerin ilgi alanları ve sosyal yaşamlarına göre oluşturulurken; öğrenilen dilin kültürü de yansıtılmakta ve ders içeriklerinde kullanılmaktadır. Müfredat oluşturulurken amaç ve içerik ön planda tutulmaktadır. Öğrenilen dilin farklılıkları ve öğrenme stratejileri temeli oluşturmaktadır. Öğrencilerin kendini tanıması önemlidir. Zayıf ve güçlü yönlerini keşfederek öğrenmeyi öğrenirler. Tüm bunların sonucunda ise kendi kazanımlarını oluştururlar.

   Yabancı dil çalışma alışkanlığının kazandırılması çok önemlidir. Derslerin içerikleri öğrencilerin ilgi alanları ve sosyal yaşamlarına göre oluşturulurken; öğrenilen dilin kültürü de yansıtılmakta ve ders içeriklerinde kullanılmaktadır. Müfredat oluşturulurken amaç ve içerik ön planda tutulmaktadır. Öğrenilen dilin farklılıkları ve öğrenme stratejileri temeli oluşturmaktadır. Öğrencilerin kendini tanıması önemlidir. Zayıf ve güçlü yönlerini keşfederek öğrenmeyi öğrenirler. Tüm bunların sonucunda ise kendi kazanımlarını oluştururlar.

    Alanında uzman öğretmen yetiştirmek birinci amaçtır. Alan öğretmeni yüksek lisans derecesine sahip olmalı, formasyon döneminde uygulamalı eğitim vermiş olmalı ve alanında akademik çalışmalar yapmış olması gerekmektedir. Tüm bunların sonucundaki başarısı ise çalışacağı okulun seviyesine göre çalışmasını etkileyecektir. Alınan dersler ve yeterliliğe göre öğretmenin ders vereceği sınıf seviyesi belirlenmektedir. Öğretmenler ek dersler alarak yan dal imkanına sahip olabilirken, hizmet içi eğitimin yeterli olduğu alanlar da bulunmaktadır.

Sonuç

   Erken yaşta başlayan yabancı dil eğitimi ve öğretimi ile yaşayarak öğrenmenin temelleri atılırken; aynı zamanda da kültürel farkındalık oluşturulmaktadır. Dil öğrenilirken, kültür de araştırılmakta ve kullanılmaktadır. Bu farkındalık başarı açısından olumlu bir atmosfer oluşturmaktadır. Alanında uzman öğretmenler ile müfredat hazırlanması da başarıya büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Merkeziyetçilikten ziyade özerklik sağlanmaktadır ve bu da başarıyı arttırmaktadır. Öğrenmenin okul dışında da devam ettiği vurgulanmaktadır. Eğitim sisteminin sürekli devam ettiği bakış açısı ve bilinci yerleşmiştir. Bu bilinç de birbirini tamamlayan bir eğitim sisteminin yerleşmesine katkı sağlamaktadır. Sistem sonucu başarı gözlemlenmektedir.

  Kaynakların canlılığı ve öğrenciye uygun seçilmesi bireysel öğrenmeyi geliştirmiş; öğrenmeyi öğrenmeye de katkı sağlamıştır. Yöntem ve stratejinin de önemi vurgulanmaktadır. Öğretme yöntemleri, öğrenci bazlı ele alınarak entegre edilmektedir. Tüm bu planlamanın sonucunda ise, her kademeye uygun bir müfredat çalışması geliştirilmektedir ve eğitim sisteminin yapı taşı olan öğretim elemanları yetiştirilmektedir. Güç, sağlam bir kadro ve öğretim planı ile sağlanmakta, geleceğe sağlam bir adımla da yerini korumaktadır.