Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

Eğri gemi doğru sefer

Eğri gemi doğru sefer
 

milliyet.com.tr


Felaket bir futbolla başladığımız Euro 2008’e kavgalı olduğumuz İsviçre maçıyla devam edecektik. Üstelik 2 kaybedenden birisinin turnuvaya veda edeceği maç olacaktı ve bizim de yenilgiye hiç tahammülümüz yoktu. Zaten 2005’de onlara bu zevki vermiş ve dünya kupalarına göndermiştik. 2005 de ki, o lanetli gecede bir tek Şifo’nun kellesini verip diyeti ödemiştik zamanında... Burada alınacak bir mağlubiyet de ise bu sefer başkasının kellesini sunma ihtimali de yoktu Terim’in....

Bir de, “sizi Türk kebabı yapacağız" deyip bir “maytap” havası yaratan İsviçre medyası da sinirlerimizi bozmayı başarmışlardı. Bu duygular içinde maça hazırlanan Terim’in sahaya hangi 11’le çıkacağını düşünürken yine tuhaf bir 11’le başladığını görmüş olduk. Portekiz maçının en iyisi sayabilecek Kazım’ı ve de Sabri’yi kesmiş, yerlerine uzun bir süredir varlığı ve yokluğu belli olmayan ve hatta aday kadroda neden var diye eleştirilen Tümer liderliğinde ve Gökdeniz tercihleriyle sahaya çıkmıştı. Geçen yazımda da belirttiğim gibi 9 numarayı alan Semih maalesef Terim’den formayı alamamıştı yine. Üstelik yine Nihat’ı ileriye bu sefer Tuncay’la birlikte koymuştu. Eğri gemi doğru sefer yapabilecekmiydi diye seyretmeye başladık maçı.

Önceden hava raporu alındı mı alınmadı mı bilinmez ama müthiş bir yağmur bardaktan boşalırcasına yağmaya başlayınca bizim bücür takımda yavaş yavaş sahadan kaybolmaya başladı. Bu andan itibaren korku filmi izlemeye başlar gibi olduk. Bizim futbolcular devamlı yatarak müdahale ediyor ve yaklaşık 20 metre kaymadan durmuyorlardı. Üstelik ısrarla yerden ve kısa toplar yaparak topun gölleşen sahada takılmasına neden oluyorlardı. Bir ara üst üste geri pas bile yaptılar. O geri paslardan birinin golle sonuçlanmaması ise büyük talihti.

Fakat en kısası 1, 80 boyunda olan İsviçrelilerin o kötü sahaya aldırış etmedikleri gözümüze çarptı. Ne kayıyorlar ne düşüyorlardı. Kale gibi ayaktaydılar. Biz ise kaybolup gittik ve beklenen golü de kalemizde gördük. Golü atanın da gol pası verenin de Türk olması ve gollerinden sonra tıpkı Polonya’ya gol atan meslektaşı Podolski gibi sevinmemesi tek tesellimiz oldu. Golden sonra İsviçreliler bir ara kalemizi iyice ablukaya almış biz ise şaşkınlıktan çıkamamıştık. Devreye 0-1 ‘le girebilmek için ettiğimiz dualar ve ellerimizi bağlamamız neticesinde Hakan Yakın’ın ayakları düğümleniyor, boş kaleye 2.golü atamıyor ve devreyi böyle kurtarmamızı sağlıyordu.

İkinci yarı Terim kendisini ve takımı kurtaracak 2 cesur hamleyle oyuna başladı ve kendisini sallandıracak “ipi” boynundan çıkarıp attı. Türkiye liginin gol kralı santrafor Semih ile orta alan da ikinci mehmetçik topal’ı çürük Tümer ve ne oynadığı belli olmayan Gökdeniz’in yerine oyuna sürdü. Bununla da yetinmeyip Tuncay’ı premier ligdeki yerine alıp, Marco’yu da hücum’un arkasına destekleyince milli takım’ın İsviçre den ne kadar iyi takım olduğunu da göstermiş oldu.

İkinci yarı futbolun birçok güzelliğini sahaya yansıtan takım Milli takımımızdı ve bize sonunda “oh be” dedirtti. Galip gelmemiz önemli değildi ama ilk maçtaki utanç futbolundan kurtulmamız gerekiyordu.

Sağdan Tuncay, soldan da Arda ve geriden Marco ile devamlı Nihat ve Semih’i buluşturmaktaydık. Üstelik Semih gecenin yıldızı olacak oyununu golle de süslemiş ve kariyerinde sonradan oyuna girdiği ve gol attığı maçlara bir yenisini daha eklemişti. Soldan Nihat’ın müthiş ortasına o kulelerin arasından çaktığı kafa, galibiyetin habercisi oldu. Maç boyunca bütün topları kafasıyla indirdiği gibi her topu da tutma ve servis yapma imkanı da yarattı.

Semih, Arda, Tuncay, Nihat, Topal ve Marco ile müthiş enerjik ve dirençli bir takım olduğumuzu herkese gösterdik. Fakat ilginçtir bu isimlerin üçü (%50’si) ilk maçta oynamadılar. Umarım Terim de bunu görmüştür.

Gecenin kapanışı ise kaderin bir oyunu oldu ve İsviçrelilere “buraya kadar” dedirtti. Tuncay’ın orta alandan arkası dönükken ters tarafa Arda’yı görmesi gecede yaptığı en güzel hareketti. Arda’nın 3 kişiyi peşine takıp topu sürmesi ve çok güzel bir gol atması bizi de havalara uçurdu.

Bir alkışda kalede güven veren duruşu ve kritik zamanlarda ki güzel kurtarışlarıyla Volkan’a gidecektir şüphesiz. Maçın kopmasına hiç izin vermedi ve maçın kahramanlarından biri oldu.

Bu galibiyet güzel geldi. Yanlışından uyanan ve bizi ızdıraptan kurtaran Terim’i de tebrik etmek lazım.

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

11.06.2008

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..