Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Aralık '08

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ekonominin Mustafa Kemali gerek!

Ekonominin Mustafa Kemal'i Gerek

İlkel toplumlarıdan feodal toplumlara geçiş sürecine baktığımızda, ilkel toplumların ilk önceleri birbirlerini yaşamak için, daha sonra yani yerleşik hayata geçtiklerinde toprak için, en son ise din için öldürdükleri görülmektedir. Haçlı seferlerininde çıkış sebebi olan Din için öldürme zamanla OUT (! ) olmuş ve "herkesin kendi dini kendinedir" diyerek alttan alttan misyonerlik faaliyetlerine başlanmıştır. şimdi insanların birbirlerini öldürme nedenlerine baktığımızda PARA için öldürmenin en zirvede olduğu aşikardır. Yani artık savaşlar ekonomik savaş olarak adlandırılmaktadır.

Cumhuriyetin ilanının ardından başbakanlık konusunda yarışan iki isimden biri olan Celal Bayar, rakibi İsmet İnönü'nün "sanayi yani üretim ve para devletin elinde olmalı" (Tekelcilik) fikrine karşılık Celal Bayar'ın "özel sermaye teşvik edilmeli ve devlet yönetimi elini sermayeden çekmelidir" fikri ile çatışmış, ancak Mustafa Kemal Atatürk Silah arkadaşının stratejisinin yerine Ekonomist olan Celal Bayarın stratejisini benimseyerek neredeyse bugün ki Türk ekonomisinin temellerini atmıştır. Asker olan İsmet İnönü'nün devlet yönetim şekli olarak belirlediği "cebre varmayan otorite, anarşiye varmayan hürriyet" fikri iyi ki o zaman kabul görmemişti.

Mustafa Kemal bir askerdi ve asker olması hasabiyle ülkesi için yapması gereken her şeyi yaptı. Minnettarız. Ancak ne Mustafa Kemal nede İsmet İnönü Ekonomist değildi. Onların para yönetimi ile işleri olmazdı. Zaten Mustafa Kemal'de Türkiye'nin dünya ile ekonomik anlamda entegrasyonunu sağlamak üzere başbakanlık makamına Celal Bayar'ı uygun görmüştü. Çünkü nasıl kendisi askerliğin ehli ise Bayar'da ekonominin ehli idi.

Gelelim bugüne; Devletin elindeki KİT'ler ve bu KİT'lerde çalışan insanların olmayan İnsan Kaynakları yönetimi, kadrolaşma adı altında gümüş tepsiler ile önümüze konulmuştur. Amca oğlu, Dayı kızı, yeğen, oğul, kız, teyze, hala diyerek KİT'lerde yapılanan kadrolaşma önümüze öyle bir felaket getirdi ki bunun sebebi devletin İnsan kaynakları politikalarının ve stratejilerinin olmamasından kaynaklanmaktadır. TCDD gibi bir kurumun 60 yıl boyunca zarar etmesinin temelinde markalaşma, kurumsallaşma, kalite ve İnsan kaynakları stratejilerinin olmaması yatmaktadır. Bu kavramlar 85 - 90 'lı yıllarda ülke literatürüne girmiş olsalar bile devlet bunun farkına varmadı yada varamadı. Sayın başbakanın "Askerlik yan gelip yatma yeri değildir" söylemine şöyle bir cevap vermek gerekli "KİT'ler yan gelip yatma yerimidir?" Kadrolaşma adına yapılan yanlış İnsan Kaynakları stratejileri (!) -ki böyle bir uygulama strateji olarak adlandırılamaz bile - bütçe açıklarını ve personel ödemelerini borç olarak vatandaşın önüne koydu. Bu işin başı 1838 yılında Osmanlık - İngiltere Ticaret anlaşması ve 1839 Tanzimat fermanına kadar uzanıyor aslında.

Sorunları ortaya koymak işin kolay tarafı, zor tarafı ise sorunlarla beraber en az iki çözümüde ortaya koymaktır. Devlet elindeki KİT'lerin kurumsal yapıya kavuşması, markalaşması, kalite standartlarını yükseltmesi ve en önemliside personel yönetimi, siyasi olan personel daire başkanlarının elinden çıkıp insan kaynakları uzmanları tarafından yönetilmesinde saklı. en basit örenği ile Halk Ekmek gibi belediyelerin iştiraki olan bir işletme bile elindeki bu güce ve ağa rağmen UNO kadar marka olamamıştır. Devlet artık yüzünü değiştirmeli. PTT'nin elinde olan TELEFON hizmeti Türk Telekom adıyla ayrı bir işletme haline getirillmiş ve daha sonra özelleştirilmiştir. Özlelleştirmeye karşı olduğumdan değil ama Türk halkı Türk telekom adını özelleştirildikten yani kurumsal bir yapıya kavuştuktan sonra, kalite standartlarını arttırdıktan sonra, AR-GE si olduktan sonra, markalaştıktansonra ne kadar önemli bir KİT olduğunu anlayabilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin elindeki öz kaynakları ile bölgenin abisi olmak durumundan çıkıp dünyanın babası olabilecek güce sahipken bir Mustafa Kemal çıkıp, zamanında yaptığı gibi devlet yönetimideki KİT'lerin markalaşma, kurumsallaşma, kalite ve İnsan Kaynakları stratejilerini belirleyip uygulayabilecek Celal Bayar'lara teslim etmelidir. Ekonomiye bir Mustafa Kemal gereklidir.

 
Toplam blog
: 13
: 1248
Kayıt tarihi
: 29.10.08
 
 

1978 İstanbul doğumluyum. Öğrenimimin ardından Türkiye'nin önce gelen şirketlerinde yöneticilik ve d..