Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '09

 
Kategori
Deneme
 

Eksik Kaldı

Eksik Kaldı
 

Google Görseller


Gece usul usul sokuluyor odama yine. Takınıp her zaman ki o buz gibi soğuk halini geçer oturur az sonra baş köşeye. Ardından başlar seyrine.

Ben her gece aynı oyunu sahneler dururum, o bıkmadan usanmadan gelir alır yerini. Sessiz sakindir ama birazda karanlıktır. Sorsan söylemez, anlatmaz tek kelime. Lakin harika bir dinleyici olmuştur her zaman.

Bir şarkı, bir sigara ile başladığımda yazmaya o da çıkartır göğsünden yıldızları. Ben ışık derim, o ay olur tepede.

Kıskanç değildi. Hiç kıskanmadı şimdiye kadar. Bir hayale kızıp kendimi onun koynuna attığım anlarda bile sarıp sarmaladı beni. Ara sıra ürkütsede karanlığı bir methiyeyide haketmiyor değil hani.

Ben kendimi geceye hazırlarken zihnimde başladı yine kıpır kıpır kelimelerin uçuşu. Biriktirdiğim yokluklardan kalan boşluklara serpiştirdiğim kırık dökük kelimelerim benim.

Yine sizinle cisimlenecek bu gece ki halim. Sizde hayat bulacak son nefes, son umut. Yürek son demlerini yaşarken fonda bir şarkı eşlik edecek yine.

Gittin. Ne kadar oldu inan hatırlamıyorum. Bazen asır gibi geliyor yazdıklarımı okuyunca. Bazen dün gibi. Sanırım değişiyorum. Belki de unutuyorum. Ama yine de engelleymiyorum bu savunmasız halimi. Ne yaktığım hayaller deva oluyor derdime, ne sözü notasına düşman notalar.

Büründüğüm kimlikler bir öncekinden daha acısız olmuyor. Her gece aynı trajedi, aynı melodram. Bir sigara paketi ardına gizlenen imlam ile yine sensizliği yazıyorum. Kahretsin. Yine taşıyorum. Sığmıyor yürek bedene, sığmıyor acı sayfalara.

Herşeye çok gelirken neden sana dair herhangi bir şeye eksik kalıyorum, çözemiyorum. Tamam, şimdi oldu diyerek başladığım her yazının sonunda mağlubiyetimin altına imzalar atıyorum, saatler seni sen geçerken. Günlerden sen, aylardan sen olmuşken bir ben olamıyorum aynı cümle içerisinde seninle. Biz diye başlamayalı ne çok oldu. Aslında ne sen kaldı, ne de ben. Biz, bizi yitirirken hasreti doğurduk küllerimizden. Yalnızlık bizden koptu adeta. Bundan sanırım bize ulaşmıyor aşk şarkıları. Seni seviyorum demek doldurmuyor içimizdeki boşlukları.

Ferhat'ın deldiği dağ oldum ama Ferhat olamadım. Yusuf'un kör kuyusu oldum ama Yusuf olamadım. Şimdi sen istersen Leyla ol, istersen Aslı. Gelme bana. Dağ olur önünde bu ateşler içindeki yürek, aşamazsın. Adımladığın yollarda görünmez kuyu olurum, olur ya düşersin. Sen, gelme.

Hayalin sessiz sakin nicedir duvarımda. Ne bir ses var, ne bir soluk. O da gece gibi artık. Issız, karanlık. Söndü gözlerinde ışık. Doldurduk sanırım miadımızı. Zaman geçti artık bizden. Yürekler aşkı ararken, biz katmerledik içimizdeki acıyı. Birbirimize dokunmadan saatlerce seviştiğimiz anlar eskide kaldı artık.

Düşünüyorum bazen; iki yokluk bir vuslat eder mi diye. Ben sıyırsam üzerimdeki hasret yaftasını. Sen mavinin ötesine geçsen. Bulurmuydu yüreğin yüreğimi.

Ama yok. Şarkıda dediği gibi aslında olan biten. Kendimizden vazgeçmeyi bir an bile düşünmedik ama biz olmak zor geldi hep. Herkes aşk için feragat ederken acılarından, biz acı için terkettik aşklarımızı. Dudaklarımızdan süzülen kızılcık şerbeti olduk ama bir bardak su içemedik elimizden.

Şimdi bu yazı da, şarkı da tüm o acılara inat, sana gelsin. Bir olamayan iki yüreğe gelsin.

..

Ördü kader ağlarını
Kırdı yine kollarımı
Bir canım var
Al senin olsun

..

Şarkı : Bolahenk - Tutamadım Ellerinden

26/05/09

 
Toplam blog
: 36
: 603
Kayıt tarihi
: 24.03.09
 
 

..