Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Elalem ne der?

Elalem ne der?
 

internetten alıntı...


 

 

Elâlemin keyfine bırakırsan.

Her bir şeyi söyler!

Hem de neler neler…

İşi gücü bırakır. Etrafı denetler.

Mübarek, başmüfettişler ordusudur sanki.

Eğriyi büker, büker iplik eder.

İpliği pazara çıkarır, bir de üstüne para ister.

Mübalağa ediyorum sanmayın sakın!

El âlemin işi gücü vardır amma gördüğünü ağzına pelesenk eder.

Aslında, kendi evindeki çöpü halının altına iter.

Gider başkalarının gözündeki çapağın peşine düşer.

Doktordur, her teşhisi koyar.

Üstüne üstlük bin bir türlü de reçete tavsiye eder.

Tamircidir…

Senden benden daha iyi, arızanın belini büker.

Kaşın kara, saçın ala, kıyafetin on para…

‘’Kaşının altında gözün var…’’ Elinde olsa yerlerini değiştirir, ohhh aman ne ala…

Velhasıl yani sözün özü…

Elâlem söyler…

Âlem dinler!

‘’El âlem ne der?’’ Diye… Diye…

Âlem, hayatı kendilerine zindan eder.

Dünya’da böyle döner! Döner, gider…

Elâlem, ne derse der!

‘’Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı!’’

 

Yazarın notu;

Hoca Nasrettin’den bir fıkra ile noktalayalım.

 

.Nasrettin Hoca oğlunu okulundan alırken eşekle gelmiş. Oğluyla eşeğin üzerinde evin yolunu tutmuşlar. Aradan zaman geçmiş. Bir grup insan önlerine çıkmış. İçlerinden biri;

-"Hoca ayıp değil mi, eşek o kadar yükü nasıl taşısın?"

Hoca da oğlunu eşekten indirip yoluna devam etmiş. Aradan zaman geçmiş bir insan;

- "Ayıp Hoca ayıp. Küçücük çocuk yürütülür mü?"

Hoca çocuğu eşeğe oturtmuş. Kendi yoluna devam etmiş. Aradan yine zaman geçmiş birisi;

Bu zamane çocukları böyle işte, ihtiyar babaları yürür kendileri eşeğe biner. Bu söz çocuğun ağrına gider ve eşekten iner ikisi de yayan giderler. Oradan gevezenin birisi:

- "Enayilere bakın eşek önde gidiyor bunlar yayan"

Bunun üzerine Nasrettin Hoca:

- "Görüyorsun ya oğlum elalemin ağzı torba değil ki büzesin."

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..