Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '10

 
Kategori
Efsaneler
 

Elazığ-Çayda Çıra Efsânesi

Elazığ-Çayda Çıra Efsânesi
 

Sevdiğinden ayrı kalıp ağlayan
Yüreği yaralı türkülerim var
Yüzyıllar boyunca kara bağlayan
Hep bahtı karalı türkülerim var

Zamanı boşaltan sazın teliyle
Saçını tarayan yârin eliyle
Leyla Mecnun, Ferhat Şirin diliyle
Peşpeşe sıralı türkülerim var

Halaylarda coşan, semahlarda can
Turna kanadıyla göklere uçan
Töresi, şivesi değil yâd-yaban
Vallahi buralı türkülerim var

Kışta, kıyamette benden yaslı ya
Yaylada başını dağa yaslıya
Gideliden beri Kerem Aslı’ya
Sıladan aralı türkülerim var

Halı, kilim, heybe; renk renk nakışlı
Sarı çiğdem sözlü, nergis kokuşlu
Kemençe yürekli, kaval bakışlı
Ağlayan curalı türkülerim var

Yârin dudağından, yanaklarından
Kınalanmış duran parmaklarından
Dupduru göl suyu kenarlarından
Saçları taralı türkülerim var

Duman duman çile, ağrıyan efkâr
Büngüldeyen pınar, en kutlu diyar
Köroğlu, Pirsultan gibi isyankâr
Tanımaz kuralı türkülerim var

Evliyânın bağdaş kurup postuna
Nice selâmını verir dostuna
Mavi, yeşil, elâ gözler üstüne
Dağların maralı türkülerim var

Kaleden kaleye giden mektubum
Ağla, sızla, inle; oyna, gül ve um
Harput kalesinde halâ aynı mum
Ve çayda çıralı türkülerim var

'Çayda çıra yakarım,
Yâr yoluna bakarım
Bir yüz görümlüğüne
Beşibirlik takarım

Çayda çıralarım var,
gizli yaralarım var
Eller al yeşil giymiş,
Benim karalarım var'
diyen türküler benim türkülerim işte
………………………………..Harput kalesine selam söyleyin
……………………….Harcına süt katsın güzeller, unutmasınlar
………………………Harput mutfağının zenginliğini
…………………..Sakın, sakın ola başka bir yerle
……………….Yanılıp yenilip bir tutmasınlar.
Analar anlar benim halimden
Ben anlarım anaların dilinden
Aklıma gelenler ağzıma gelsin
Gelsin de dilim, damağım gülsün
Aklıma gelenleri sayayım hele

………..Kellecoş, İşgene,
…………...Harput köfte, içli köfte, çiğ köfte,
…………….Taş ekmeği, peynirli ekmek
……………….Patile, fodula, gömme,
………………….Ufalama, sırrın, keşkek,
…………………Tarhana, orcik, dut pekmezi,
…………Tulum peyniri, şavak peyniri, söğürtme, ışkın, pirpirim,
……………………..Heside, Gaygana, Pestilli Yumurta,
………………………Dolangel, Kalbur Hurması,
………………………..Hele Dilber dudağı
………………………….Hele Dilber dudağı…
Aklıma bunlar nerden mi geldi?
En çok düğünlerde oynar, yerim ben
En çok düğünlerde kaşık düşmez ellerimden
Tahta kaşık hem mideme, hem parmağıma
Oh ne güzeldir Anadolu düğünleri, ne güzel!
Oturun sedirlere, yaslanın yastıklara
Dinsin senelerdir ağrıyan sırtınızdan ağrılar
Çayda çıra efsânesini anlatmadan evvel
Halı, kilim, iğne oyası, bakır ve Yemeni
Tulum peyniri, dut unu ve çedene kahvesi
İşte bütün bunlardır bizim Elazığ
Ve
Çayda çıradır her şeyden evvel
Der ki:

'Çayda çıra yüz çıra
Yanıyor sıra sıra
Yarim keklik ben şahin
Everim ardı sıra.

Çayda çıra yanıyor
Ay tutulmuş sanıyor
Yavaş yürü usul bas
Engeller uyanıyor.”

Dedikten sonra,
Gelelim efsânesine olmaz mı?

Derler ki:

Harput
Beyinin
Yiğit oğlu
Bir başka beyin
Gül kızına yanar
Yanar, tüter, kavrulur
Aşkın yelinde savrulur
Bey oğludur, bey kızıdır bu
Ancak, arada akmakta bir su
Bu ırmak, bu çay, engel olamaz ki
Aşk engel tanımaz, tanımaz doğrusu…

Harput Kalesi gururlu, mağrur
Bakar akan suya, okur ruhunu
Zaman gergefinde nice sevdayı
Alır tel tel inceler dokur, biliriz bunu

Harput Beyinin oğlu
Başka bir boy beyinin kızına âşıktır
Düşer bu aşk dillere dillere
İki kabilenin toprakları arasından
Akan dereye karşı
İki aşıklar geceleri,
Çıra yakıp, meşale meşale
Sevgilerini birbirlerine
Anlatmaya çalışır
Ve gizliden gizliye buluşurlar, buluşurlar.., ,

Derken görücüler gönderilir
Ve kız istenir.
İki boy arasında
Dostluk kurulması amacıyla kız verilir,
Evet denir…

Düğün hazırlıkları yapılır.
Kırk gün, kırk gece
Düğün yapılarak
Demin belki yarısını anlatabildiğim
Yemekler yenilip içilir.

Düğün alayı gelini alıp dönerken,
Atı ürken gelin
Derenin coşkun sularına
Düşerek kaybolur.

Bütün aramalara rağmen,
Bulamazlar gelini.
Zavallı damat adayı,
Aramaya o günden beri
Gece gündüz devam eder
Ve ararken ağıtlar yakar.

Der ki:

” “Çayda çıra yanıyor
Engeller uyanıyor
Çözme tabip yaramı
Alkana bulanıyor

Çayda çıralar yakın
Çıkın yoluna bakın
Hak nazardan saklasın
Nazar değmesin sakın'

Mustafa CEYLAN (GÜLCE EDEBİYAT AKIMI-Bahçe)

 
Toplam blog
: 28
: 2100
Kayıt tarihi
: 14.04.09
 
 

1952 ankara-Elmadağ doğumluyum. 1975 yılında A.D.M.M.A' den makina Mühendisi olarak mezun oldum. 2..