Troya 2 Kassandra Kompleksi

Ve Paris, altın elmayı Afrodit’e uzatır. Afrodit, yumuşak adımlarla Paris’e doğru ilerlerken, Athena ve Hera, öfkeli bakışları Paris’e dikilmiş halde, bir sisin içinde kaybolurlar. Afrodit, altın elmayı Paris’in elinden alırken ona, sadece tanrıların bildiği bir kimliğe sahip olduğunu, ahırındaki boğaya çok iyi bakmasını, çünkü o boğanın vaadini yerine getirmesi için olanak sağlayacağını söyler. Elmayı Paris’in elinden alır ve kendisini saran sisin içinde yok olur. 

Paris kulübesine döner. Aklında Afrodit’in söyledikleri vardır. Çimenlerin en iyisine götürdüğü boğasını kontrol eder, yerinde durduğunu görünce derin bir nefes alır. 

Baharda boğasını, İlyon’daki yarışmalara götürmeye karar verir. Herkesin, ineğini böyle güzel bir boğayla çiftleştirmek isteyeceğini düşünmektedir. Çobanlığı çok iyi olduğu için ünü yayılmıştır. Onun baktığı sürünün etine doyum olmadığı, bütün İlyon’da konuşulmaktadır. Çiftleştirdiği boğasından kazandığı parayla, götürdüğü sürüye kendine ait hayvanlar da katmak istemektedir. Eğer dünyanın en güzel kadınına sahip olacaksa, ona bakabilmek ve koruyabilmek için de para gerekecektir. 

Boğasıyla yürürken ok yarışmalarının yapıldığı yere gelir. Kral Priamos’un iki oğlu ve diğer soylu çocukları, hedef yerine asılmış kırmızı bir beze ok atmaktadırlar. Birden Tanrıça Afrodit Paris’in yanında belirir ve onun da ok atmasını ister. 

Paris yarışmaya girmek ister ama soylular, bir çobanın onlarla birlikte ok atamayacaklarını söyleyerek onu terslerler. Paris boynu bükük, boğasıyla uzaklaşırken, Afrodit elinde bir yay ve oklarla çıkagelir ve bir kez daha yarışmaya katılmasını ister. 

Paris tanrıçayı kızdırmaktan korktuğu için, topluluktan dayak yemek pahasına, yayı ve okları alır. Diğerlerinden çok daha uzakta olmasına rağmen okunu sallar ve hedefi bulur. Başlar bir anda Paris’e dönmüştür. Kızgın kalabalık onun üzerine yürümeye başlar. 

Paris, çok daha iyi tanıdığı ormana kaçıp, izini kaybettirecekken, Afrodit, onu şehre doğru döndürür ve koşmasını söyler. Paris, tanrıların kendisiyle oynayarak eğlendiğini düşünür. Kalabalık öylesine öfkelidir ki, ellerinden sağ kurtulup kurtulamayacağı belli değildir. Kapıya doğru koşarken, nöbetçileri görerek duraklar. Afrodit ona durmamasını, nöbetçilerin kendisini görmemesini sağlayacağını belirtir. 

Nöbetçiler kendisini durdurmaya kalkmamıştır ama, nereye kaçacağını bilememektedir Paris. Afrodit, ona koşacağı yönü gösterir. İşaret ettiği yerde, Apollon tapınağı vardır. Hızla koşarak, tapınaktan içeri girer. 

Peşinden koşanlar, onun tapınağa girdiğini görünce durmuştur. Yorgunluktan nefes nefese kalan Paris tapınakta, sunağın önünde duran kadına bakakalır. Hayatında gördüğü en güzel kadın, karşısındadır. Onu, Afrodit’in kendisine vaat ettiği kadın zanneder. 

Kadın ona doğru yaklaşarak elbisesini açar ve sol göğsüne bakar. Oradaki doğum lekesini görünce sarılır. Bu kadın, Priamos’un kızı Kassandra’dır. Troya’nın ve antik dünyanın en önemli kahini Kassandra. Paris’in kendisinden 5 yaş büyük ablası. Tapınakta, kardeşinin gelişini beklemektedir. 

Priamos, yıllarca uzakta kaldığı oğlunu bulunca, şehrin yok olacağına dair kehaneti yok saymaya karar verir. Çünkü bütün çabalarına rağmen oğlu geri dönmüştür ve bu tanrıların isteğidir. Eğer tanrılar istiyorsa, o ne yaparsa yapsın, İlyon yıkılacaktır. Poseidon ve Apollon’un yaptığı surlar yıkılacaksa, bunun oğluna kavuşmuşken gerçekleşmesinin daha doğru olduğunu düşünür. Hem zaten kahinlerin yanıldığı çok görülmüş bir şeydir. Kassandra hariç. Bir tek Kassandra, Apollon tarafından hem ödüllendirilmiş, hem de lanetlenmiştir. Priamos defalarca denemesine, her seferinde kızı haklı çıkmasına rağmen, onun dediklerini hiç ciddiye alamamaktadır. Ta ki gerçekleşmesi gereken gerçekleşene dek. 

Yazının devamına, Kassandra'nın boy resmi ve dipnotlara http://diflek.com/1092/troya-%E2%80%932-paris-ilyon%E2%80%99a-donuyor-kassandra-kompleksi/ adresinden ulaşabilirsiniz.