Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
Psikoloji
 

En masumunuz beni assın!

En masumunuz beni assın!
 

Ben bu yaşıma geldim, yakından veya uzaktan (sözüm meclisten dışarı) pek çok “ciğeri beş para etmez” kişi tanıdım, hiç kimseden, kendi kişilik ve davranış kusurlarını itiraf ettiğini duymadım.

Aksine tanıdığım insanların tümü iyi, dürüst, yardımsever, vefalı, uygar ve çoğu da bilgiye önem verir, araştırmacı ve entelektüeldir.

Dostlarım üzerine alınmasın, ben yaşamım boyunca şahsen tanışmasam bile tanıma imkanı bulduğum insanların tümünü yani en azından 4-5 bin (belki de daha fazla) kişiyi kastediyorum.

Psikolojik olarak öyle bir korunma kalkanıyla donatılmışız ki vicdanımızı rahatsız edecek her şeyi beynimiz bir şekilde sarıp sarmalıyor, yumuşatıyor veya kamufle ediyor.

Çalıştığı firmayı soyan kişiye sorun; patronu onun sırtından para kazanıyor ve hak ettiği parayı ödemiyordur.

Enerji nakil hatlarından alenen elektrik çalıp ahırlarını elektrik sobasıyla ısıtan köylüye göre, kendilerine devlet eli uzatılmamıştır ya da ihmal edilmiş, geri bırakılmışlardır. Devletten çalanlar, “sanki yaşamları boyunca bir kuruş vergi ödemişler gibi” devlet bütçesini soyan diğer hortumcuları düşünüp vicdanlarını rahatlatırlar.

Aldatan koca karısını hiçbir şeye muhtaç etmediğini, aldatan kadın ihmal edildiğini ya da kendi aldatılmışlığını kalkan eder, cepheden kaçan asker komutanından, okuldan kaçan çocuk öğretmenlerinden şikayetçidir.

Kan davasında işlenen her cinayet; taraftar olaylarında her yapılan taşkınlık, başka bir eyleme misillemedir, yani haklıdır.

Kendi takımı lehine yapılmış olan hakem yanlışlıkları masum hakem hatasıdır, karşı takımlar lehine olanlar ise kasıtlıdır ve komplodur.

Elbette ki siz yukarıda sözü geçen kişilerden değilsiniz.

Yine de kendinizi sınamak için birkaç basit kritere göz atmaktan zarar gelmez. Bu kriterler, test edilmiş bilimsel kriterler değil ama gazetelerin hafta sonu eklerinde verilen testlere oranla çok daha gerçekçi ve ayağı yere basan kriterler olduğuna emin olabilirsiniz.

En son ne zaman bir sözlüğe baktınız? Hiç bakar mısınız? En son ne zaman bir kent, göl veya ülkenin yerini bir coğrafya atlasında aradınız. Hiç arar mısınız? Hiç sözlük ve coğrafya atlası kullanmayan kişinin yaşamında “bilgi” ve “merak” önemli bir yer tutmuyordur, yani entelektüel bir kişi olamaz.

Evinizde “kitaplık süsü” olarak bile olsa bir sözlük, bir coğrafya atlası, Nutuk, Kur’anı Kerim meali var mı? Yoksa siz bunlara referans olarak dahi ihtiyaç duymayacak kadar “yüksek kültüre” mi sahipsiniz?

En son ne zaman özür dilediniz? Hiç özür diler misiniz?

Takımınız bir derbi maçı kaybettiğinde, hakemin hatalı ve taraflı olduğunu düşünseniz bile rakip takım taraftarı bir dostunuzu “hiç yorum yapmadan” tebrik eder misiniz? Rakip takım şampiyon olduğunda bunu yapıyor musunuz?

Yarım saatlik bir araba sürüşünüzde yandaki şeritteki boşluklara göre kaç kere şerit değiştirirsiniz? Gözünüz sürekli olarak yan şeritteki boşlukları kolluyorsa hiç boşuna mazeret öne sürmeyin, siz beş – on arabayı ekarte etmek için dönüş şeritlerindeki boşlukları da değerlendiriyorsunuzdur ve dönüş şeridi yoğunsa en başa kadar gidip “enayilerin önünden” ilk araba olarak dönmeye yatkınsınızdır.

Bir işinizi halletmek için resmi daireye veya bankaya gittiğinizde sıranın sonunun nerede olduğunu mu ararsınız, dirseğinizi yaslamak için bankoda bir boşluk mu ararsınız? Bir sürü bekleyen olduğu halde bir an boşta kalmış bir memurla göz göze gelmeye çalışıp kendi işinizi araya sokmaya mı çalışırsınız? Ya da gözleriniz sizi tanıyıp “ooo, filanca bey, şöyle buyurun” diye itibar gösterecek birisini mi arar.

Televizyonunuzun, müzik setinizin veya evdeki bağrışmalarınızın komşunuzda nasıl duyulduğunu hiç merak eder misiniz? Müziğinizi normalde dinlediğiniz kadar açıp dışarı çıkıp ne kadar duyulduğunu hiç test ettiniz mi veya bunu yapmak aklınızdan geçti mi?

Bunların dışında başka kriterler de akla gelebilir. Bunlara “ama”sız, “eğer”siz olumlu cevaplar verebiliyorsanız tebrikler, ne mutlu size. Ama işiniz zor, çünkü o kadar azınlıktasınız ki bu memlekette sizin tercihleriniz istatistiklerde ve ratinglerde dahi yer almaz. Bunun sonucunda işler ve programlar hep diğerlerine göre ayarlanır ve yapılır. Eğitim, Spor, Eğlence, TV programları, apartman yönetiminden başlayarak Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar hemen her şey.

 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..