Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '11

 
Kategori
Güncel
 

En önemli sınavda öğrencilerin konsantrasyonunu bozan gözetmenler

En önemli sınavda öğrencilerin konsantrasyonunu bozan gözetmenler
 

Gözetmen geometri sınavında 4 kere yerinden kaldırmış oğlumu 45 dakika içinde. Çocuğun konsantrasyonu kalmamış geometri gibi odaklanmayı çok gerektiren bir konunun sınavında! :( 

Ben sınav yaptığımda, topuklarımdan ki genelde spor ayakkabı giyerim, azıcık bile ses çıkıp rahatsızlık vermesin diye, öğrenciler arasında yürüken çok dikkat ederim. "Değerli bilim adamı" Başkanı sayesinde artık saygın bir kurum olmaktan çıkmış ÖSYM'nin yaptığı LYS'ye girdi oğlum. Matematikten sadece bir yanlışı var. Ancak geometride baya dağılmış gözetmen sayesinde. Hayat memat meselesi olan bu sınavda böyle bir sorumsuzluğu nasıl yapabiliyor bir öğretmen??? Bu kadar mı farkında değil yaptığının konsantrasyon bozacağından? Bu kadar mı duyarsız?? Kelime bulamıyorum; bu kadar mı ....... ! 

ÖSYM hakikaten duyarsız bir kuruluş. Web sitesine bakıyorum, bu gözetmen meselesine dikkatlerini çekmek üzere nasıl iletişim kurabilirim onlarla diye. Ne bir eposta adresi, ne faks numarası. Sadece bir form var, o da puanlarına itiraz edecek öğrenciler için. Yani ÖSYM; öğrenciler, veliler, öğretmenler, eğitimciler şikayet ve önerilerini yapmasın istiyor. Kamuoyuna kapalı bir kuruluş. Devletin pek çok kurum ve kuruluşunun web sitesi oldukça kapsamlı ve iyiyken, rahatça görüş ve şikayetlerinizi, sorularınızı yöneltebilirken ÖSYM'nin tutumu çok tuhaf, çok kötü, çok alışılmadık. 

Artık bu ülkede neye itiraz edeceğimizi, neyle uğraşacağımızı bilemiyoruz biz yüzde elli ve tamamen bıkkınlık içindeyiz. Ece Temelkuran'ın bir tv programında dediği gibi, "ne zaman bu kadar zalim oldunuz?" (youtube'dan bulabilirsiniz. Kesinlikle izleyin). 

Boş vermeye çalışıyoruz. Ama olmuyor ki! Her gün her an yeni bir kahredici, sinir bozucu olay oluyor. Hangi biriyle uğraşacaksınız? Zaten yüzde elli memnun. Akıl almıyor. Bundan evvelki yazımda yazdığım gibi, aç, yoksul, işsiz, sokakta itiliyor kakılıyor, cop yiyor, suyuna siyanür karışıyor, ama gidip gidip akpye oy veriyor. Bunu keşke dünaynın en öde gelen sosyolog ve sosyal psikologları araştırma konusu yapsa. Stokolm sendromu mu yoksa... Evet olabilir... Tvlerde suratlarını görmekten herkese bıkkınlık gelmiş olan, ancak kendilerini dünyanın en akıllı, en bilgili, en doğru yorumu yaptığını sanan kişilerden bıktım ve onların bana göre çok yanlış olan açıklamalarına hayret ediyorum: Yok halk istikrar istiyormuş. Yaaa, bu kadar "komik" bir laf olur mu? 

1) İstikrarın anlamını kaç kişi biliyor? 

2) Ülkede istikrarlı NE var? 

3) Halk aldığı makarnaya, paraya, artık her yerde rahatça taktığı türbanına bakıyor. 

"Kişi başına milli gelir artıyor ama bu bizlere yansımıyor, üstteki kaymak tabakaya gidiyor" demiyor. Bunu bile demiyor; olasılıkla bu kavramı bilmiyor, çünkü gazeteler çok başka şeyler yazmakta. Şu evlere dağıtılan gazeteye bir göz atın. Sanırsınız ki ülke güllük gülistanlık. Birkaç gün okumak gerek, moral toplamak için! 

Konu dağıldı... 

Oğlumu dışarda okumaya yönlendirmeliydim belki de. Belki de geç değil. Bir sene kayıpla bu yapılabilir. Düşünmek gerek. Ciddi depresyondayım. 

 
Toplam blog
: 71
: 1180
Kayıt tarihi
: 24.08.07
 
 

Çevremizdeki kalite(sizlik) ile ilgili yazılarım. Çevremizi kuşatan beton binalar, insanlar, iliş..