Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '07

 
Kategori
Siyaset
 

Enerji havzaları üzerine oyunlar ve bir sonraki oyun sahası

Enerji havzaları üzerine oyunlar ve bir sonraki oyun sahası
 

petrol kuyusu


Enerji havzaları üzerine oyunlar ve bir sonraki oyun sahası,

Sanırım herkes ABD'nin Irak'ı işgalinin Saddam'ın kimyasal silahları ya da teröre verdiği destek ile ilgili olmadığını, tek sebebin petrol olduğunu çok iyi biliyor.
Petrol bugünün yaygın enerji kaynağıdır ve dikkatle bakılırsa petrol açısından zengin coğrafyaların hepsi karışıktır, daha doğrusu ABD tarafından karıştırılmaktadır.

Enerji türüne bağlı olarak bu karıştırılmış coğrafyalar sanayi devriminden beri farklı rotalar çizmektedir.

Gelin hep birlikte bakalım.

1- Sanayi devrimi sırasında ilk makineler ister fabrikada, ister gemi, tren gibi ulaşım araçlarında olsun buhar gücü ile çalışmaktaydı ve enerji maddesi olarak ta "KÖMÜR" kullanılıyordu. O dönemlerdeki tüm karışıklıklarda kömür havzaları açısından zengin bölgelerde ortaya çıkıyor daha doğrusu çıkartılıyordu.

2- İçten yanmalı motorların icadı kömürün sanayi ve ulaşım araçlarında kullanımı açısından gözden düşmesine sebep olmuş artık "PETROL" baş aktör olmuştu.

Petrol tüm kirletici özelliğine rağmen kolay ulaşılır ve bol oluşu yüzünden en yaygın enerji hammaddesi olma özelliğini korumaktadır ve bu gün için dünyanın tüm petrol havzaları karmakarışık ve savaşlar içerisindedir. Bu karmaşadan Venezüella'dan, Kafkas'lara, Hazar bölgesinden Arap yarım adasına kadar her kes nasibini almaktadır. Böl, parçala, iç kargaşa ve isyan çıkart, zayıflat, müdahale et, birbiri ile savaştır gibi akla gelebilecek tüm karmaşa enstrümanları alabildiğince kullanılmaktadır.

Ancak petrol bir gün bitecek ( kimi uzmana göre 50, kimi uzmana göre 75 yıl sonra) ve petrol bittiği zaman onun yerini yaygın olarak başka bir enerji çeşidi alacaktır.

İşte geleceğin bu yeni enerji çeşidi açısından zengin coğrafyalar ise başta ABD olmak üzere sanayileşmiş ülkeler tarafından karıştırılmaya başlanacaktır.

Hayır öyle şey yapmazlar diyen var mı? varsa Allah akıl fikir versin diyelim,


Petrol sonrası petrolün yerini alacak olan enerji hammaddesine sahip ülkeler şimdiden büyük tehdit altındadır, bu ülkeler ABD tarafından ya şimdiden karıştırılmaya başlanmış yada karıştırılacaktır.

3- Petrol sonrası en yaygın enerji kaynağı ne olacaktır?

Nükleer enerji, güneş enerjisi, rüzgâr tribünleri, bioyakıt, biokütle enerjisi vs gibi birçok seçenek olsa bile en yaygın olarak şu an için öngörülen tek enerji kaynağı "HİDROJEN" yakıtıdır. Hidrojenin ayrıştırılması ve küçük motorlarda bile bir enerji kaynağı olarak kullanılabilmesi için bir "KATALİZATÖR" gereklidir ve bu Katalizatör de "BOR" madenidir.

Peki dünyadaki bor madenlerinin en az % 75 'i nerededir.
Bilmeyenler için yazalım TÜRKİYE'DE

İki kere iki dört ediyorsa, demek ki sıra BOR madenine geldiğinde karıştırılacak, parçalanacak, işgal edilecek coğrafya tıpkı önce kömür havzalarının, uzun süredir de petrol havzalarının başına geldiği gibi bizim coğrafyamızdan başkası değildir.

Başka söze gerek var mı?

AB neden bizi arkadan hançerliyor, ABD müttefikimiz değil mi neden PKK'ya göz yumuyor diye sormaya gerek var mı? Sıra bor madenine geldiğinde güçlü bir Türkiye istemiyorlar,

Petrol bitinceye kadar, güneyimizdeki Arap yarımadası petrol havzaları, Doğumuzdaki Hazar denizi petrol havzaları ve kuzey doğumuzdaki Kafkas bölgesi petrol havzaları sebebiyle bu coğrafyalardan yansıyan kaos yüzünden dolaylı olarak başımız daha çok ağrıyacak.

Ancak petrol bittiğinde ve sıra bor madenlerine geldiğinde hiç şüphesiz ki doğrudan operasyon sahası haline geleceğiz.

Üstelik ülkemiz sadece BOR madeni açısından değil, Karadeniz kıyılarında deniz dibinde bulunan bir başka enerji hammaddesi açısından da çok zengin yataklara sahiptir.

"Metan hidrat" olarak adlandırılan bu madde metan gazının su ile birleşik oluşturmuş halidir ve birleşik halindeki hacminin 40 katı metan gazı salma kapasitesine sahiptir.

Karadeniz'deki toplam metan hidrat rezervi bugünkü Ortadoğu petrol rezervlerinden daha fazladır. Bugünkü teknolojiler ile çıkartılması ve ayrıştırılması hem çok tehlikeli ve hem de çok pahalı olan metan hidrat yataklarındaki metan gazı, yine de gelecekte kullanılabilecek ve elde var bir dedirten çok önemli bir enerji havzası olarak göz kamaştırmakta ve iştah kabartmaktadır.

İşte bu yüzden 50 yıl sonra son derece gelişmiş, kolayca göz dikilemeyecek bir Türkiye, adına globalleşme dedikleri en büyük emperyalist saldırı organizasyonunun baş aktörlerinin korkulu rüyasıdır.

Petrol havzalarından sonra sıra bor madeni havzalarına ve metan hidrat havzalarına geldiğinde kolayca işgal edebilecekleri, sömürebilecekleri zayıf bir Türkiye yaratma düşüncesi ile bu günkü oyunlar tezgâhlanmaktadır. Yoksa Türkiye'nin rejimi ya da güneyde bir Kürt Devleti kurulması gibi konular onları neden ilgilendirsin ki?

Asıl amaçları sadece geleceğin en yaygın enerji kaynağı durumundaki bor madenlerinin ve metan hidrat yataklarının yönetiminde söz sahibi olma çabasıdır.

Onların bu büyük amacına ise bu günkü iktidar kendi hedefi uğruna ne yazık ki göz yummaktadır. Bütün bu karmaşık ve uzun vadeli Türkiye'yi parçalama stratejisine destek veren yerli işbirlikçileri ve sözde aydınları çok iyi tanımak ve gözlemekte bütün ulusalcı güçlerin ve tüm vatanseverlerin en önemli görevi olmalıdır.

O günlere güçlü olarak ulaşmamamız içinde bu günkü terör belası ile uğraştırılıyoruz.

Kendi ülkesinin 75 yıl sonraki enerji sorunu için bazı ülkeler bu günden, hem de çok kanlı politikalar üretirken bizimkilerin PKK'ya karşı bunlardan yardım geleceğini umuyor olmasına ise şaşmamak elde değil.

Bu ölçüde aymaz olanlar devlet idare edebilir mi? ve bu sadece bir aymazlık sorunu olabilir mi?

 
Toplam blog
: 63
: 4513
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Fotoğraf sanatı, çevre ve siyaset, özel uğraşlarımdır. Manifestom'da sadece iki madde vardır, bir..