Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Enflasyon değil kandırmasyon!

Enflasyon değil kandırmasyon!
 

ENFLASYON DEĞİL KANDIRMASYON!


Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) açıkladı. 2010 yılı enflasyonu 6.40 imiş… Bu hükümetin orta vadeli programının 7.5 lik hedefinin altında kalmış. Bu son 41 yılın en düşük oranıymış… Türkiye enflasyonda rekor kırmış… 

Efendim bunlar açıklanan veriler ama gelin görün ki halk olarak hepimiz isyanlardayız. Söylediğiniz sözleri duyar gibiyim; 

-Enflasyon düştüyse biz neden bunu ceplerimizde hissetmiyoruz? 

Neden alım gücümüz zayıf? –Neden çoğunluk yoksulluk sınırında? 

-Bu nasıl hesaptır, kitaptır? Bunlar bizimle dalga mı geçiyor?... gibi 

Bakın buralara nasıl geliyoruz; Hükümet, enflasyonu ölçmek için bir sepet oluşturuyor ve bu sepetteki malların fiyat artışı ya da düşüşüyle enflasyonu ölçüyor. Gelin sepetin içinde neler var onlara bir bakalım; 

“Hortum, yaş pasta, Antep fıstığı, leblebi, madlen çikolata, ruj, oje, fanila, iç çamaşırı, cam, musluk, kilit, tül perde, soba borusu, böcek ilacı, çalı süpürge, gündelikçi kadın ücreti, enjektör, yara bandı, gözlük camı, patinaj zinciri, oto pastası, pinpon topu, Lego, flüt, spor toto, milli piyango, hamam ücreti, ahtapot (kalamar), karides, balık yumurtası(havyar), mermer, kireçtaşı, zımpara, yem, çiklet, ispirto, çuval, sutyen, külot, kereste, CD- kaset, kimyasal maddeler, gübre, barut, dinamit, lastik eldiven, cam yünü, tuğla, alçı, teneke kutu, fişek, oto jantı, korna, elektrik sayacı, tencere, çöp sepeti, ampul, pil, tornavida, kum, dikenli tel, dikiş makinesi, matkap ucu, kadın bağı, kiremit, yapıştırıcılar, mürekkep, kolonya, serum, demir, bakır, şemsiye… Ve bunlar gibi 454 madde… 

Merak ediyorum bu sepeti hangimiz kullanıyoruz? 

Halk her gün yaş pasta, çikolata, leblebi mi yiyor? Ya da evine akşam dönerken; 

-Dur çocuklara birer flüt alayım, birkaç tanede soba borusu yanında iyi gider, birazda pinpon topu ohh… Diyerek mi evine gidiyor? Yaa bunlar resmen bizimle gerçekten dalga geçiyorlar… 

Ben ev hanımıyım… Evime her gün ekmek, süt, yoğurt almak zorundayım. Bunun salçası var, yağı var, tuzu, şekeri, unu var… Çamaşır tozuydu, temizlik malzemesiydi bunları mecburen alıyorum. 

Hani sizin sepetinizde bunlar? Hani benim aylık etim? 

Her hafta pazara çıktığımda domates alamayacak mıyım? 

Ya meyvelerim? 

Bu sepeti oluşturanlar enflasyonu düşük çıkardık hesabıyla sevinenler, domates ve et fiyatlarının da yıllık rekor seviyesini manşet yaptılar mı acaba? 

Ne güzel iş bu siyaset… Vallahi özendim. Her şeyi işine geldiği gibi çevirip halka sunabiliyorsun! Yeter ki ağzın laf yapsın! Gerçekleri araştırıp da sunmak gibi bir problemleri de olmuyor. Nasılsa “ it ürür kervan yürür hesabı”… 

Bu meseleye uygun bir fıkra da buldum; 

“Bir matematikçi, bir muhasebeci ve bir ekonomist aynı işe baş vururlar. 

Görüşmeci matematikçiye sorar: - ‘iki kere iki kaç eder? 

’. Matematikçi kendinden emin bir vaziyette cevap verir: - ‘ 

Dört!’. 

Görüşmeci sorar: 

- ‘Kesin dört mü? 

Matematikçi kendinden emin cevabını tekrarlar: 

- ‘Evet, kesin dört!’ 

Matematikçi çıkar ve ekonomist odaya girer. 

Bu sefer görüşmeci aynı soruyu ekonomiste yöneltir. Ekonomist yanıtlar 

: - ‘Ortalama dört eder, yüzde 10 aşağı veya yukarı oynayabilir, ama ortalama dört eder!’. 

Ekonomistte de çıkar, muhasebeci odaya girer, aynı soru ona da sorulur. 

Muhasebeci ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak kulağına hafifçe ve gizemli bir şekilde sorar: 

- ‘Kaç etsin istersiniz? 

Aysen Aydın 

 
Toplam blog
: 76
: 720
Kayıt tarihi
: 26.04.09
 
 

Kendi halinde, düşünmeyi/yazmayı seven  biriyim. En çok değer verdiğim konu ise herkesin bilinçli..