Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '19

 
Kategori
Engelli Eğitimi
 

Engelli ve Kendini İfade

      Sevgili Engelli dostum,

      Her insanın sorunudur kendini ifade edememek. Ama engellilere gelince kendini ifade edememek sanki daha önemli sorun gibi geliyor bana. Neden? Dersen, toplumda önyargı ne kadar çoksa engellilere karşı önyargı en az onların iki misli daha çok. Bu önyargıyı cehaletin tavan yaptığı bir toplumda tamamen yıkamayız ama el ele verirsek ve bilinçlenirsek azaltabiliriz.

       Değerli engelli dostum,

       Bilinç sözü bilgili olmaktan gelir. Bilgili olmak da ya kursa giderek okula giderek bilgi ile dolu olmak ya da okumakla elde edilir. Engellilerin çoğu ya iletişim ya da erişim ulaşım sorunu yaşadığından ya okula gidememekte ya da okullarda öğrenciler ve veliler tarafından istenmediğine dair haberler okuyoruz. Bunu bir engelli olarak okul hayatımda ben de yaşadım. İlk başlarda başarısız olunca “ Bak biz demedik mi?” dediler ama azimle başarılı olunca da şaşırdılar. Bu yüzden kendimizi ifade etmemiz ve özgüven sahibi olmak için haklarımızı iyi bilmeli ve bilgi ve bilinç sahibi olmak için de çok okumalıyız. Bunu ben hayatımda uyguladığımdan farkını çok güzel fark ettim.

      Değerli engelli dostum,

      “Engelleri Aşanlar” diye dünyada ve ülkemizde engelli olup da başarı sağlayan insanların hayat hikayesini derinlemesine incelediğim zaman gördüm ki, engelliliğe sığınan değil, azimle okumayı sürdüren devam ettiren ve kendini çok düzgün ifade eden insanlar başarılı olmuşlar. Sadece engelliler değil, engelli olmayanlarda aynı yöntemi izlemişler. Bilgiyi çoğu engelli okuyarak elde etmişler. “Bize öğreten, yol gösteren yoktu” mazeretlerine sığınmadan okumuşlar ve öğrenmişler.

        Sevgili engelli dostum,

        Haksızlığa uğradığın zaman sesini duyur. Kimseye hakaret etmeden sessiz ve sakin hakkını aramaya bakarsan haklı çıkarsın. “Ben engelliyim “deyip de bağırıp çağırmaya bakarsan haklı olduğun zamanda bile haksız çıkarsın. Ama kararlı olmak da gerekir. Karşımızdaki insan anlamamakta direniyorsa, kafadan sorunu varsa biz kendimizi geri çekerek mesafeli olmasını da bilmeliyiz. Engellilere ayrılan Park yerine park eden uyarınca da “ ben de kafadan engelliyim” diyerek engelliliğini bağırarak dünya aleme ilan eden adamdan ne beklenebilir ki? Ya da engelli bir yazarın kitabını küçümseyerek almayıp, O’nun yanında başkasının kitabına nasıl para verip aldığını anlatan insana? Sonra da engelli insanları ne kadar çok sevdiğini söyleyen din adamına. Bunu anlattığımız zaman da  “beni küçümsüyorsun” diyene. Bir şey söyleyemeyiz. Kendinde hata bulmayıp özür dilemeyen kendi hatasını sana yüklemeye çalışan insandan uzak kalacağız ki kendimizi ifade edelim.

        Değerli engelli dostum,

        “Özeleştiri” diye bir şey vardır. Bunu bizim toplumumuz çok zaman bilmez. Çünkü insana başkasını eleştirmek kolay kendini eleştirmek zor gelir. Başkasını eleştirirken yanında şeytan vardır kendini eleştirirken yalnızdır çünkü. Ama engelliler her şeye rağmen başkalarını eleştirirken dikkat etmeli ve hemen tepki göstermek yerine kendine de  “ ben haklı mıyım” diye uzunca sormalıdır. Çünkü hemen tepki göstermek sonra pişmanlık getirir. Yerinde ve haklı bir tepki ise yanlış olan işlerin düzene girmesine daha çok yardımcı olur. Tabii ki muhatabımız önyargılı değilse ve anlayışlı ise bize karşı.  

      Değerli engelli Kardeşim,

      Çok genç kendini ifade edemedikleri için sorun yaşıyorlar. İşin garibi Üniversitede okuyan ve hoca olan insanlarda kendilerini tam ifade edemiyorlar ama kendilerini “Ben Üniversiteye kadar geldim bilgiliyim. Okumama gerek yok ben kimseyi anlamak zorunda değilim. Herkes beni anlasın” havasındalar. Oysaki insanları da okumak, iletişimi her daim sıcak tutmak geliştirmek gerekir. Olabilir ki, bir gün otobüste sizinle konuşan bir insan, bir abla belki O’ nunla iletişimi devam ettirirseniz sizin en büyük destekçiniz olur. Bu iletişimi güçlü tutmak işi engelliler için daha önemli bir durum kanaatime göre.

         Değerli engelli dostum,

         Gençliğe insan beğendiremezsin. “İşimi halledeyim adama daha ihtiyacım yok, yeniden işim düşene kadar” zihniyeti insanları bıktırır.  Bu engelliler için de geçerli. İletişimde amaç insanları bıktırmadan usandırmadan ve iletişimi de kesmeden devamlı olarak insanlarla iletişimde olarak faydalanmaktır. Bunu başarabilen insanlar ve özellikle engellilere her yerden yardımcı olan insanlar çıkar.

       Değerli engelli dostum,

       İletişim rastgele yapılacak şey değil. “Etkili iletişim” her zaman  “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” misali iş görür. Sadece dil konuşmaz. Tüm vücut konuşur. Günümüzde güzel diksiyon kitapları var. Bazen bana soruyorlar “Duymuyorsun ama güzel konuşuyorsun. Nasıl başarıyorsun? Ben de etkili konuşma üzerine ne kadar dergi gazete yazısı ve kitap varsa bulup okuyorum ve uyguluyorum” diyorum. Çok insan buna inanmasa da ben bunu yapıyorum. Hani bir söz vardır ta “ Ayvayı yemeden tadını bilemezsin” diye. Aynen öyle. Engelli insanlar etkili iletişimi, kendini sözlü, yazılı, edebiyat, sanatla güzel ifade ederse engelleri daha kolay aşarlar. Ama iletişim sadece sanatla edebiyatla değil, sözlü ve davranış bilimini güzel kullanarak daha etkili oluyor. Yani içten samimi ve doğal bir iletişim çok kapıyı açar sanıyorum.

      Değerli engelli dostum,

      Yaklaşık 40 yıldır engellileri, aileleri gözlemliyorum, engelliler ve başarı sırları sorunları konusunda kitaplar yayınladım. Engelli hayatlarını çok kaynaktan araştırdım. Gördüm ki, sosyal olan, kendini ifade eden, hata yaptığı zaman  “benim hatam yok” demeden özür dileyen, iyilikler gördüğü zaman teşekkür eden, kendisine iyilikte bulunan insanlara teşekkür etmeyi asla unutmayan, kimden zarar gelecek, kimden fayda gelecek onu bilerek davranan engelliler bunları yapmayanlara göre her zaman öndeler. Bir de çok okuyan okuduklarını ve duyduklarını iyi analiz edenler.

       Çok değerli engelli dostum,

         Gayret edersen çabalarsan sen bunlardan biri neden olmayasın, insanlar, engelli insanlar dahil, çile çekmeye değil, insan gibi yaşamaya gayret ederek hem kendi rızkını kazanmaya hem de başkalarına faydalı olmak için gelmiş. Amacımıza uygun yaşarsak ve gayret edersek tüm dünya kenara çekilerek kendini doğru ve yerinde ifade eden bizlere saygı duyacaktır. Ama azimle çalışarak önce biz kendimize saygı duyacağız.         

 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..