Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '08

 
Kategori
Tarih
 

Erlikten paşalığa

Erlikten paşalığa
 

Dömeke Savaşı


Türk tarihinin tozlu sayfalarında yatan, ismini duymadığımız birçok kahramanlar var. İşte onlardan biri. Osmanlı ordusuna normal bir er olarak girip, başarılarıyla Paşalığa kadar yükselen Abdülezel Paşa.

Yunanistan’ın 19.yy.ın sonlarına doğru Girit’i işgal ettikten sonra sık sık Osmanlı sınırlarına saldırması bardağı taşırmış, 17 Nisan 1897 yılında bu ülkeye savaş ilan edilmiştir.

Bu savaşın kazanılmasını sağlayan; 1827 yılında Konya’nın hadım ilçesine bağlı bir köyde doğan, 16 yaşında orduya katılmış, 12 yıl Arabistan’ın çeşitli bölgelerinde görev yaparak subaylığa yükselmiş, Kırım savaşında yer almış, Karadağ ve Girit isyanlarını bastırmış, 1876’da Sırpları yenmiş, 93 Harbinde kahramanlık abidesi Plevne savaşlarında bulunmuş olan ABDÜLEZEL PAŞA’dır.

Yunanlılar 1890’ların sonlarında her zaman olduğu gibi sırtlarını Avrupa’ya dayamışlar, yüce(!) Megoli idealarını gerçekleştirmek için, gözlerini kan bürümüş şekilde Hasta Adam olarak nitelendirilen Osmanlının sınırlarını top ve tüfek atışlarıyla taciz edip büyük zararlar veriyorlardı.

Sınır boylarındaki kaleler, masum köylüler, Ege adalarında yaşayan binlerce Türk insanlık dışı muamelelerle ortadan kaldırılıyordu.

Avrupalı Yunan severler de boş durmuyor, Yunanlıların bu kutsal(!) savaşında, onların yanında Osmanlıya karşı omuz omuza savaşıyorlardı.

Yunanlılar ile savaşmaya gelen bir İtalyan anılarında, Girit ‘de Türklere yapılanlardan dolayı insanlığından utandığını belirtiyordu.

Aynı Yunanlı bugün tüm pişkinliği ile, o günlerde öldürdükleri Türklerin kafataslarını müzelere doldurmuş, tatile gelen Avrupalılara Türklerin öldürdüğü Rumlar diye sergilemektedir.

19.yy ın sıcak günlerinde Osmanlı, yıllardır gözü gibi baktığı bir milletin cirkefliklerine son vermek için Yunanistan’a savaş açmış, bu savaşta zaferin kapısını Alasonya ordusuna bağlı İkinci Tümen İkinci Tugay komutanı Abdülezel Paşa’nın, Milano Geçidi bölgesinde Pınartepe mevkiinde yaptığı ve şehit düştüğü çarpışmalar açmıştır.

İlerlemiş yaşına rağmen, askerin şevkinin kırıldığı, top tüfek mermilerinin vızır vızır havada uçuştuğu, Pınartepe’nin tam kaybedilmek üzere olduğu anda, askerin şaşkın bakışları arasında, canını hiçe sayarak tek başına ileri atılmış, Türk askerinin manevi gücünü bir kez daha ortaya koyarak adeta “Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhatim var.” dercesine Türk askerini şaha kaldıran hamleyi yapmıştı.

Ardından gelen Dömeke zaferiyle Osmanlı ordusu Atina kapılarına dayanmış, fakat Avrupa’nın araya girmesi ve baskısı ile Osmanlıya zorla antlaşma imzalattırılmıştır.

Maalesef savaş meydanında kazanılan zafer, masa başında gösterilememiş, Girit’in Yunanlılara ait olduğu kabul edilmiştir. Avrupa’nın iki yüzlü politikası her zaman olduğu gibi yine Osmanlı’ya yani Türk’e patlamıştır.

Türk- Yunan savaşının büyük kahramanı ABDÜLEZEL PAŞA, batı basının da dikkatini çekmiş, Daily News, Newyork Heral gibi gazeteler, “BİR OSMANLI KAHRAMANI” başlığı ile okuyucularına bu eşsiz insanı tanıtmışlardır.

Yazıda, İSAM Araştırmacı-Tarihçilerinden Mustafa Birol Ülker çalışmasından yararlanılmıştır.

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..