Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Esad'a stratejik başkaldırı!... /Dönülmez stratejik bir yoldaki Ortadoğu'nun yeni görünümü...

Esad'a  stratejik başkaldırı!... /Dönülmez stratejik bir yoldaki Ortadoğu'nun yeni görünümü...
 

Hamiyet sahibi Türkiye, batılı dostlarını mütemadiyen, müteşekkür hallere sokuyor!... Bu alicenap davranışlarımız, bizi müteşekkür sözcüğüyle yanıtlayan dostlarımızın da vurguladığı gibi, şimdilik bize birşey getirmesede ve Paris'e yapılan bahar gezilerinde biletimiz olmasada, gene de dostlarımız arasında imajımızı güçlendiriyor ve pekiştiriyor!... 

Türkiye, bu nezih ortamlar içinde, Ortadoğuda lider , öncü ve örnek ülke olma hayalini ve ileri demokrasi illüzyonunu yaşarken, doğrudan taraf ve muhatap olamadığı Libya Sorunu'nunda da birkaç gün önceye kadar, gelişmeleri izleme aşamasındaydı!... 

Tıpkı, Libya harekatına paralel, şaşırtıcı bir zamanlamayla, Suriye'de gelişmeye başlayan olayları, şimdilik sessizce izlemeyi sürdürdüğü gibi!... 

Neyse ki, ABD Dışişleri sözcüsü Mark Toner, Libya'daki süreçle ilgili yaptığı açıklamayla bizleri, biraz olsun rahatlattı!... Nato'ya kızarken, şimdi Libya'da Nato'yu arayan dış politikamız, sütten ağzı yandığı için, bu kez çok kapsamlı tezkere yolunda ilerlerken, donanmamız da, Libya'yı koruma ve deniz ve hava sahasını kollamak için Akdeniz yollarındaydı... 

Geçtiğimiz günlerde, CFR'nin ve Whitney Shepardson'un kıdemli Üyelerinden, NATO, Avrupa Birliği, ABD ulusal güvenlik, milliyetçilik ve Balkanlar uzmanı, Washington Georgertown Üniversirtesi Uluslararası ilişkiler bölümü üyesi Prof.Charles A.Kupchan, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da ki siyasi güncelle ilgili, anlamlı açıklamalar yapıyordu... 

Prof.Charles A.Kupchan ABD seçimleri arefesinde de, AKP 'nin, laik Türkiye için bir tehdit oluşturduğu inancında olmadığını belirterek, AKP'nin Hamasdan ziyade AB' yi örnek alan bir hareket olduğunu vurgulamıştı... AKP hareketinin, cumhuriyetin kuruluşundan bu güne, sekülarist seçkinlerce yönetilen Türkiye'nin, toplumsal dinamizmi sürekli gençleşerek hızla büyüyen yapısına, sosyal ve ekonomik alanlarda yeni seçenekler sunmayı yanıtlayacak bir hareket olduğunu söylemişti!... 

Türkiye'nin daha genç ve daha dinamikleşen toplumsal yapısına, ekonomik ve toplumsal alanlarda yeni cevaplar verebilecek, ''yeni'' bir güçle karşı karşıya olduğunu vurgulamış ve yeni ABD başkanının da, Türkiye'ye karşı, Irak Savaşı'nın devam eden süreci ve PKK konusunda, yeni anlayışlarla, Türkiye ile olan ilişkileri gözden geçirmesini istemişti!... 

Şimdi, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da ki yeni stratejik süreçle ve güncelle ilgili, ilginç yorumlarında özetle şöyle konuşuyordu: 

Son gelişmelerden sonra , buralarda, henüz kesin ve garantili bir şey olmasa da, eğer ki demokrasi kökleşecekse, bunun sonucu ortaya çıkacak rejimler, batı için yerini aldıkları otokrasilerden, çok daha zor müşteriler olacaklardır!... 

Batılı gözlemciler ve politika üreten insanları, Ortadoğu’da demokrasinin yayılmasıyla, batının değerlerininide, aynı şekilde yayılacağını düşünmek ve hayal etmek ve bu doğrultuda hareket etmekten, vazgeçmek zorundadırlar!... 

Arap milliyetçiliğiyle, siyasal İslamın birlikte oluşturduğu, bu iki ayaklı dinamik, bu devrimci süreç sonrasında da etkinliğini sürdürecek... Arap devletlerinde çok daha geniş bir nüfuz alanı elde edecek... Lafı daha fazla uzatmadan, bölgenin strateji görünümü geri dönülmez bir şekilde değişime uğramaya devam ediyor... 

Evet, Prof.Charles A.Kupchan'ın sözünü ettiği değişimden kaynaklanan, Kuzey Afrika'daki siyasi depremin ve değişimin tsunamisi artık Suriye'ye kadar ulaştı!... Beşar Esad'ın ideolojisine ve partisi Baas' a saldırı, bu tsunaminin sanki ilk belirtileriydi!... 

Esad'ların o sırça köşküne yapılan bu siyasi saldırı, Suriye coğrafyasında bir zamanlar kimsenin aklına getiremeyeceği bir şeydi!... 1963 yılından bu yana, Hafız Esadın Baas'ına ilk kez bu denli ciddi bir saldırı yapılıyordu!... Ve bu süreç , Beşar Esad ne tür önlemler almaya çalışırsa çalışsın, kanımızca, dış destekle, içerden organize edilen provakatif katkılarla, sürmeye devam edecek!... 

Kuzey Afrika'da meydana gelen bu başkaldırıların tetikleyici unsurları her bir devlet için farklı olsa da, yıllardır bastırılmış o demokrasi ve özgürlük duygusu, geleneksel ceberrrutluğa karşı, Ortadoğu halklarını etkiliyen dipten gelen bir dalgadır!... 

Suriye'de başlayan isyankarlık ve olası devrimci süreç şöyle başlamıştı: 

Rejime ilk tepkiler, 15 Mart'ta Facebook'da "Suriye Devlet Başkanı Başar El Esad'a karşı, devrim 2011" adıyla yayımlanan çağrı üzerine başladı!... 

Göstericiler ilk taleplerini, "48 yıldır devam eden olağanüstü hal ile olağanüstü mahkemelerin kaldırılması ve diktatörsüz bir Suriye'' olarak dile getiriyorlardı!... 

Ve, Der'a kentinde geçen cuma günü başlayan olaylarda, polisin, biri kentin etkin aşiretlerinden Harririlere mensup olmak üzere beş kişiyi öldürdüğü ve olayların da giderek büyüdüğü söyleniyordu!... 

Dera Vilayeti'nde göstericiler, Baas Partisi'nin (Arap Sosyalist Yeniden Doğuş anlamında...) merkezi ve adalet sarayının bir kısmını yakıyordu... 

Ve haberlerde, Tarihi El Ömeri Camisi' nin avlusunda hastane kurularak, gösterilerde polisce vurulan yüzlerce yaralının tedavisine başlandığı bildiriliyordu !... 

El Ömeri Camisi imamı, Şeyh Ahmet El Sayasina, halka sükunet çağrısında bulunarak özel ve kamu mülklerinin tahrip edilmemesi gerektiğini belirtiyordu!... 

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Der'a kentinde öldürülen 2 gösterici için taziyelerini bildiriyor, halkın isteklerine uyularak, kentin üst düzey yöneticilerini görevden alıyordu!... 

Devletin resmi haber ajansı SANA, Esad'ın taziye dilekleriyle ilgili haberinde, göstericileri 'şehit' olarak tanımlanmasına dikkat çekiyordu... 

Başkan Esad'ın görevlenlendirdiği Suriye Yerel Yönetimler Bakanı Tamer El Hacce ile aslen Der'a'lı olan Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Miktad, Esad'ın taziyesini iki şehidin ailesine bizzat iletiyorlardı... 

Suriye'deki tüm resmi kaynaklar, Cuma günü Der'a kentinde başlayan olaylarla ilgili söylentileri yalanlayarak, "kentteki gösteriler sırasında 2 kişinin hayatını kaybettiğini, ancak güvenlik güçleri tarafından halka ateş açılmadığını, bugünkü gösterilerde de ölen olmadığını" bildiriyordu... Ve kente giriş ve çıkışlar derhal denetim altına alınıyordu!... 

Şimdi de sanki Suriye'deki başkaldırınını merkezi olma belirtisi gösteren El Ömeri camisinin önü, bu tarihsel başkaldırının tarihe isminin düşeceği bir yer olacağa benzer!... Ve polis başkaldırıyı klasik, o acımasız yöntemlerle boğmaya çalışsa da, masum insanları katletmeye başlasa da, artık eski durum Suriye'de de değişece benzer!... 

Ve artık Suriye'de, Ortadoğu'da ki, o geri dönülmez stratejik bir yolda ilerlemesine, hayırlısıyla devam edecek!... 

Suriye'de hız kazanmaya başlayacağı artık belli olan bu devrimci süreç için de, hükümetin en geniş kapsamlı tezkereyle, Ortadoğu'da ki, olası yeni gelişmelere karşı hazırlıklı olmasında, demek ki fayda var!... 

24.mart.2011 / Tarabya 

 
Toplam blog
: 392
: 4592
Kayıt tarihi
: 12.03.07
 
 

İstanbul doğumluyum. Sağlıklı beslenme, yüzme, doğada yürüyüş ve çevre özel ilgi alanlarım. Şiiri ve..