Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '16

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Eşcinsel Halil Kandok!

Eşcinsel Halil Kandok!
 

Kimlik anlamında dürüst ve samimi olmak insanı öldürmüyor, aksine daha kendisi gibi yaşamasını sağlıyor.


10 Haziran 1969 yılında Denizli'de doğdum. Hep eşcinseldim; hiç terddütlerim olmadı bu konuda; diğer eşcinseller gibi ne kendimi kötü hissettim, ne yanlış, ne de yalnız... Hep eşcinselliğ(m)in farkında, hep eşcinsel gündemin takibindeydim. Eşcinsellikle ilgili tüm yazıları ve kitapları topluyor, arşivliyordum. Cinselliğimi de uygulama yaşım geldiğinde gönül rahatlığıyla gerçekleştirdim ve hiç de öyle pişmanlıklarım falan olmadı. Bedenim benim ruhumu, kimliğimi, kişiliğimi gerçekleştiren bir aracı olduğu için öyle namus kavramlarına falan hiç inanmadım.

Din ise daha çocukluğumda, ilkokuldayken terkettiğim toplumun kültürel bir durumuydu. Sadece eşcinselliğim konusunda değil, hiçbir konuda üzerimde heteroseksizmin, erkek egemen toplumun bir baskısını hissetmedim ve ruhumda yara açacak kafa karışıklığım olmadı asla bu konuda. Ben eşcinseldim, ben Halil'dim ve kendimi gerçekleştirmemin önünde hiçbir engel olamazdı, varsa bile o engeller aşılmaktan başka hiçbir anlam ifade edemezdi benim için. Belki de bazılarına göre fütursuz, ahlaksız, marjinal olmamın arkasında yatan, bana yakıştırılan kavramlarla işimin olmaması ve kendime, doğama tereddütsüz en derinden inanmam yatıyordu. Bir insanın cesaretini sağlayan da kendine inanması değil midir zaten? Yolum belliydi; Halil'in yolu, cinsel yönelim olarak da eşcinsellik... Acaba heteroseksüel tarafım olabilir mi, evlenmeli miyim gibi gibi soru işaretlerim hiç olmadı. Hele birilerini memnun etmek için kimliğimden, kişiliğimden fedakarlık yapmak gibi aptallıklar aklımın ucundan bile geçmedi. Ben doğasını yitirmiş değerlere ve bu değerlerin egemenliğine girmiş kişilere, kültürlere, toplumlara niye fedakarlık edeyim ki? Onlar doğaya, doğal şeylere fedakarlık etsinler huzurlu bir dünya için. Ben eşcinselliğimden fedakarlık etmediğim için ne ailem daha fazla üzüldü, ne ben hayatta daha başarısız oldum, ne de önümde daha büyük engeller oldu... İnsanlar eşcinsel olarak beni daha samimi bulup takdir ettikleri gibi, onlara eşcinselliğin en etkili aktivizmini de yapmış oldum bu sayede. Halil isminin başında dile getirilmese bile hep bir eşcinsel kelimesi vardır. Beni tanımayanların, kişiliğimi bilmeyenlerin, eşcinselliğimden başka da Halil olduğumu bilmeyenlerin elbette homofobisine maruz kaldım ama eşcinsel Halil olarak varolabildim hayatta. İnsanlar beni sevip-sayıyorsa eşcinselliğimden bağımsız bir Halil'i sevip saymıyorlar. Sevgileri, saygıları ne kadar ise bu eşcinsel Halil'e duyulan duygulardır. Eşcinsel olmasaydım daha çok sevilir, daha çok başarılı falan olur muydum; belki ama eşcinsel olarak bulunduğum konum her zaman beni çok mutlu etmiştir. Eşcinselliğim bilinmeden varolan bir Halil benim için "bir hiç" olurdu... Statüsüz eşcinsel bir Halil, heteroseksist bir dünyada daha değerlidir benim için.

Bir de insanın toplumsal bazda başarılı bir şekilde varoluşunun cinsel yönelimiyle çok alakalı olduğuna inanmıyorum ben. Ben gerçekten eşcinsel olmasaydım, şu anda ne yapıyorsam gene aynı şeyi yapıyor olurdum. Çünkü benim yapmak istediklerime eşcinselliğim engel olmadığı gibi, daha katkı bile sağladı heteroseksist yaşamdan kendimi soyutlayabilme fırsatı verdiği için. Ben hangi cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğinde olursam olayım, gene fotoğraf çekmeyi seven, müziği dansı seven, sporu seven, sanatın herhangi bir dalıyla uğraşan, sanatı ve gündemi takip eden, okumayı yazmayı öğrenmeyi seven, hayvanlar için mücadele eden, insan haklarına duyarlı, vesaire biri olurdum. Eşcinselim diye de ne bu yaptıklarımdan vazgeçtim, ne de heteroseksüel olsaydım başka bir Halil olur muydum diye düşünmedim bile.

Eşcinsellikle ilgili yaptıklarıma devam edersek... 90'lı yılların ilk yarısında Kaos GL ile eşcinsellikle ilgili bir şeyler yapmaya başladım; küçük çapta da olsa aktivizme bulaştım diyebiliriz. İnternet çağının hız kazanmasıyla 2008 yılında Halil Kandok ismimi Denizli Gay LBT olarak devam ettirdim. 2014 yılında aileleri kelimesini ekledim mücadeleme. Şu anda da Denizli LGBTİ olarak devam ediyorum yoluma. Bunları niye dile getirdim derseniz, hayatımı falan... Kimlik anlamında dürüst ve samimi olmak insanı öldürmüyor, aksine daha kendisi gibi yaşamasını sağlıyor.

 
Toplam blog
: 9
: 203
Kayıt tarihi
: 04.11.16
 
 

Açıköğretim; Halkla İlişkiler, İşletme ve Sosoyoloji mezunuyum ve hala Felsefe okuyorum. Mesleksi..