Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Esenyurt nüfus müdürlüğüne neler oluyor?

Esenyurt nüfus müdürlüğüne neler oluyor?
 

Bundan birkaç hafta kadar önce… İşten yeni ayrılmışım, biraz kafa izni yapıyorum. Sabah saat 10.00 sularında, yani benim pozisyonumda biri için “sabahın körü”nde zır zır çalan cep telefonumla, uykudan sıçrayarak uyanıyorum. Biraz da söylenerek telefonuma uzanıp kimin aradığına bakıyorum: Kardeş gibi gördüğüm, birkaç ay önce nikah şahitliğini yaptığım dostum… “Hayırdır inşallah sabah sabah” deyip telefonu açtığımda, telaşlı bir sesle eşinin yardımıma ihtiyaç duyduğunu, kendisinin şu an Esenyurt İlçe Nüfus Müdürlüğü’nde olduğunu, bazı sorunlar yaşadığını, nerdeyse bir sinir krizinin eşiğinde olduğunu söyleyip, durumum müsaitse hemen oraya gitmemi rica ediyor. Eşi de yakın arkadaşım haliyle. Daha neyin ne olduğunu anlamadan paldır küldür giyinip fırlayıp gidiyorum. Arkadaşımın eşi, bahçedeki çardakta oturuyor. Yanına gidip neler olduğunu soruyorum. Anlattıkları çok enteresan:

Arkadaşımın eşi, işyerinden aldığı bir haftalık izni sırasında oturdukları evle ilgili zorunlu resmi işlemleri halletmeyi düşünüyor ve o gün de, Bahçelievler’de bulunan ikametgah kayıtlarını şu an oturdukları Esenyurt’a aldırmak istiyor. Bahçelievler’den nakillerini bir gün önce almış. Ancak nakil için Esenyurt’a geldiğinde kendisini bir sürpriz bekliyor: Kendi oturdukları dairede şu an zaten üç tane tanımadıkları adamın oturuyor göründüğü çıkıyor ortaya. Üç tane erkek, yani aile filan değil. İtiraz ediyor, kendilerinin yeni evli olduklarını, bu adreste kendilerinin oturduğunu, kendilerinden önce de evin boş olduğunu, zaten taşınmak ve evlenmek için evin tadilatının bitmesini beklediklerini anlatıyor, ancak ne memurları ne de müdürü ikna edemiyor. Görevliler ısrarla “Burada kayıtlı görünen kişilerin geldiğinde kendilerinin ne yapacaklarını” soruyorlar arkadaşımın eşine. Yenge hanım da ısrarla “Bu kişilerin dosyasını görmek istediğini, evin tapusunun kayınvalidesi üzerine kayıtlı olduğunu, elektrik, su, doğalgaz faturalarının bile onun üstüne olduğunu, bu adamların buraya ne ile kayıt yaptırdıklarını” soruyor. Bu arada ekleyelim: Malum, artık ikametgah naklinde, eski nüfus müdürlüğünden alınan nakil belgesinin yanı sıra, yeni adrese ait tapu fotokopisi, kira kontratı veya taşınan kişinin adına olan ve son aylara ait bir fatura gibi belgelerden en az birinin ibraz edilmesi gerek. Esenyurt Nüfus’taki görevliler ise bunları gösteremeyeceklerini söyleyince yengenin sabrı taşıyor ve sert bir şekilde “Bu belgelerin bu kişilerde zaten olamayacağını, çünkü evle ilgili tüm kayıtların kayınvalidesinin üzerine olduğunu, onun da kimseyle bir kira kontratı yapmadığını, bu belgeler olmadan da bu adamların kaydını yaptıklarına göre ya siyasi bir çıkar için ya da rüşvet alarak bu kayıtları yaptıklarını” söyleyince nüfus müdürü çıldırıyor ve yengeyi azarlayıp kapı dışarı ediyor. İşte bu aşamadan sonra da dostum hem beni, hem annesini arıyor.

Kulaklarıma inanamıyordum. Evin durumunu ben de yakından biliyorum. Arkadaşım oraya neredeyse bir ev parası yatırıp içini yaptırmış, ondan sonra da evlenerek buraya yerleşmişti. Onun öncesinde zaten ev, emlak sektörü deyimiyle “natamam” haldeydi ve oturulabilecek durumda değildi. Ondan sonra da zaten ev, arkadaşım evlenip buraya yerleşene kadar bir süre boş durdu. Kimseye kiralanmadı, hatta cazip teklifler geri çevrildi. Böyle bir durum, arkadan iş çevrilmediyse, mümkün değildi. Nüfustaki görevliler de, “Madem her şey kayınvalidenin üzerine, çağır o gelsin” veya “Bize bu kayıt, sizin mahallenizin muhtarlığından geldi, biz de kaydettik” filan gibi makul ve açıklayıcı bir cevap vermeden başlarından savmaya kalkmıştı. O sırada yolda olan kayınvalide de bir süre sonra geldi ve tekrar içeri girdik. Bana artık benlik bir durum olmadığını, işim varsa gidebileceğimi söylediklerinde ben de ordan ayrıldım. Sonradan bana anlattıklarına göre, arkadaşımın, son derece cevval ve dişli bir kadın olan annesi, hem Nüfus’u hem muhtarlığı birbirine katarak durumu düzelttirmiş. Muhtarlıktan da, daha önce evde oturuyor görünen kişilerin, daha doğrusu, görünen tek kişinin (Bu da enteresan, nüfusta üç kişi, muhtarlıkta bir kişi oturuyor görünüyor.) kayıt belgesini almış.

İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer de burası… Çünkü bu kayıt 4 Mart 2009 tarihinde düzenlenmiş. Yani 29 Mart 2009 Yerel Seçimleri’nden 25 gün önce! Hatırlarsanız, tam da o tarihlerde sahte seçmen kayıtları iddiaları ortalıkta dolaşıyor, kümes olarak kullanılan bir hanede 28 kişinin oturduğuna dair kayıtlar havalarda uçuşuyordu. Şahsen ben de bu durumun en mantıklı açıklaması olarak bu ihtimali göz önünde tutuyorum. Bir seçimden önce seçmen nakli en son ne zaman yapılabilir onu bilemiyorum ama, bu işin arkasında da bir seçmen sahteciliği sezmiyor değilim. Çünkü bu, daha önce duyulmamış bir şey değil. Dairenin boş olması da bu iş için biçilmiş kaftan. Çünkü söylenenlere göre boş ve daha önce oturulmamış daireler için yapılan kayıtlar daha kolay oluyor. Eh, üç oy da üç oydur!

Şimdi benden kanıt isteyeceksiniz biliyorum. Evet, muhtarlıktan alınan belge dışında bir kanıtım yok. Zaten Selim Edes’in dediği gibi bazı şeylerin kanıtı da olmaz. Ancak bu ihtimal bana çok kuvvetli geliyor söylediğim gibi.

Umarım birileri bu yazıyı okur da, durum açıklığa kavuşur, bizimki de “suizan” mertebesinde kalır. Yoksa, yaklaşan referandum öncesi ve sonrasında da böyle şeyler olacak demektir.

 
Toplam blog
: 14
: 980
Kayıt tarihi
: 22.05.09
 
 

24 Kasım 1983 tarihinde Çorum’un Osmancık ilçesinde dünyaya gelmişim. İlkokulu Merkez Atatürk İlk..