Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '09

 
Kategori
Deneme
 

Eski bir tapınak yazıtı

Eski bir tapınak yazıtı
 

antiqworld.blogcu.com/dil-ve-yazi-eski-misir_...


Unutmak...

Unutmak kimi zaman sevdiğini unutmak, çektiği acıyı sindirmek anlamında da kullanılır. Oysa unutabilmek o kadar kolay mıdır bir kalemde ? Yaşanan sevgi dolu zamanlar, paylaşılan acılar, matemler, sabahın oluşuna şahitlikleriniz ? Söyleyin bunlar unutmak mümkün müdür ? Aşk'ı paylaşarak çoğalttığınız bahar saadetleri geri gelir mi unutmanın acısıyla ? Unutulur... Unutulur.... Ama nasıl ? Eğer bir sevgi var ise...... Olabilir mi ?

Başımıza bir kötülük geldi mesela. Arkadaşımız bize tabir-i caiz ise kazık attı. Aldattı... Bizi hayal kırıklığına uğrattı.... Unut gitsin. Bırak ardında sen unut, o dersini alsın. Peşine düşsün yaptığı hatanın. Hatta o gelmezse sen ona git yüzüne vurmadan ince ince kıyarak ver mesajını. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az demişler... E o da otkafalı bir insansa ve hala anlamıyorsa yaptıklarını daha da bişey demiyorum ben. Anlamayana bir defa anlatılır. Mesela tarihi bir tapınak yazıtında der ki ;

-

ALINTIDIR

Gürültü ve patırtının ortasında sükunetle dolaş;sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma.Başka türlü davranmak gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış.Sana bir kötülük yapıldığında yapabileceğin en iyi karşılık unutmak olsun.Bağışla unut.Ama kimseye teslim olma.İçten ol;telaşsız;kısa ve açık seçik konuş.Başkalarına da kulak ver.Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları;çünkü;dünyada herkesin bir öyküsü vardır.

Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış.İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen;hayattaki dayanağın odur.Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış olmazsın.İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol.Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme.İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.Ve unutma ki, insanlığın yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsaldaki tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.

Aşka burun kıvırma sakın;o çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir.O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür sürer.Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır.Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.

Yılların geçmesine öfkelenme;gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe.Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla.Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir.Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki evreni yargılamak imkansızdır.Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol.
Hatırlarmısın doğduğun zamanları;sen ağlarken herkes sevinçten gülüşüyordu.Öğle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın sen öldüğünde, sen mutlulukla gülümse.Sabırlı, şefkatli, bağışlayıcı ol.Eninde sonunda bütün servetin sensin.Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekanıdır.

ALINTIDIR

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..