- Kategori
- Gezi - Tatil
Eski Foça ve yeni ben desem; hah hah haaa!...
Eski Foça'da ışık ışık kaldım.
Bir kez daha, bu defa Eski Foça'da o IŞIK, yine o AYDINLIK yakaladı beni.
Git git, dağ taş, sonra denize in; mavide kal balıklarla, köpeklerle, kedilerle, has insanlarla; sonra otur denize komşu bir masada, kal kendinde, kendi denizinde, dağında taşında, yolculuğunda...
Ne yediğinden, içtiğinden çok ne hissettiğin önemli.
Eski Foça'da o bildik benlerden biri yüzünü gösterdi. O benle her bulduğum fırsatta sohbet ettim. Mesela güzellik köpeği severken, bir çocuk bir kediyle dans ederken, bir balıkçı onlarca balığı okşarken.
Eski Foça'ya nasıl geldim, hatırlamıyorum.
Sadece geldim. Beş saat kaldım. Uzun uzun denizini seyrettim. Bakarken ya da bakmazken, hep denizinde kaldım. Oturdum. Evlerini seyrettim. Dolu boş yazdım. Kalemsiz kağıtsız döküldüm.
Eski Foça'dan nasıl döndüm anımsamıyorum.
O ışık içimde, aydınlık bir zaman "bende" giderim. Ne kadar gidebilirsem bende Eski Foça Foça, o kadar iyi. İYİ'ye ihtiyacım var.
Eski Foça'dan ayrılırken....sanki burada bir ŞEY unuttum hissi...
1. Not: İnsan Eski Foça'daki o HAVAyı alıp götürmek istiyor, hep o HAVAda yaşamak.
2. Not:
Bazen Eski'de kalmak
Eski'yi yaşamak
yeniler insanı
hele o ışık oradaysa
aydınlık
işte ben Eski Foça'da
Eski'de bir güzel
çok güzel yenilendim
aydınlandım
ışık oldum.
Ş.Y.