Sığacık'a Sığamadım

Seferihisar'ın merkezinden kaçarak hemen sığındım Sığacık'a.

Sığacık, sıcacık. Denizi gördüm rahatladım, kalenin içine girdim, giriş o giriş, ben buradan çıkmak istemiyorum, siz beni bırakıp dönün kendi dünyanıza.

Sığacık sığmış işte buraya; ama ben burada kendime sığamıyorum; ne varsa nerede, her yere girip çıkmak dileğindeyim; tutmayın beni.

Kalenin içinde pazar, pazarın içinde bir GARİP ben; yürüyorum gözüm ruhum sağımda solumda, önümde ardımda sergilenen HER ŞEYDE.

Zeytinyağlı sarmayı koy bir kenara, onun yeri AYRI.

Peşinden, o nasıl bir otlu börekti öyle, ya ev baklavasına ne demeli, patlıcanlı böreğe; yanında, yanımda dost çay. Bir gün birisi deseydi ki, bir gün bir pazarda, pazarın göbeğinde oturup yiyip içeceksin, büyük zevk, tat alarak, hadi ordan derdim.

İşte oradayım, Sığacık'ta, yaşamaktan zevk aldığım yerde, tat.

1. Not: Kalenin kaç kapısı vardı, Sığacık'ın; birçok kapıdan girdim ve çıktım, bana daha daha kapı gösterin, gireyim, gideyim sıcacık.

2. Not:

Sığacık sıcacıktı

ılık ılık yaşadım beni

azdım geldiğimde

kalesiyle pazarıyla

deniziyle insanıyla

havasıyla çok oldum

kaldım kalede

börekli baklavalı pazarda

ayıp değil ya

doydum hayata.

Ş.Y.