Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Eski yara

Eski yara
 

Aradan beş koca yıl geçmişti. Bu beş sene boyunca yaşadıklarını tahmin bile etmek istemezsiniz. Beş sene boyunca kendine verdiği zararları şimdi bile telafisi olmayan zararları.

Ateşin içinde kalan akrep gibi kendini vuruşunu. Peki şimdi beş sene sonra neden karşısına çıkmıştı neden? Artık alacağı bir şey de kalmamıştı. Giderken yanında götürebileceği her şeyi götürmüştü zaten. Hiç beklemediği bir anda onu aramıştı ne yapacağını bilemedi onunla buluşmaya gitmeli miydi şu an yaşadığı tüm mutsuzlukların temeli atan adamla görüşmeli miydi? Kalktı giyindi ve denilen yere gitti. Serdar ondan önce gelmişti. Sanki onun geleceğinden çok eminmiş gibi davranıyordu. Sibel onun hiç de değişmemiş olduğunu hemen fark etti. Canını yakan, yıkan bu adama bir ders vermeliydi yılların öfkesini kusmalıydı. Gülerek bakan gözleri artık buğulu bakıyordu. Tek neden mutluluğu mutsuzluğa dönüştüren bu insanla hesaplaşma yüzleşme vakti gelmişti.

Düşündü onun gözlerinin içine bakarak düşündü ve başladı konuşmaya;

-Keşke dedi keşke seninle yaşadıklarım yalan olsaydı. Ben seninle aşkı hiç yaşamamışım yaşadığımı sanıp kendimi kandırmışım. Nasıl olsa bu aşk bir gün bitecekti ama keşke böyle nihayetlenmeseydi. Sana kırgın değilim kızgın da değilim. Ancak yıllar sonra ne fark ettim biliyor musun ? Sen benim hayatımda hiç olmamışsın o nedenle var olmayan bir şey için üzülmenin anlamı yok değil mi? dedi.

Serdar hiç konuşmuyor du bu konuşanın gerçekten Sibel olup olmadığını düşünüyordu.

Sibel konuşmaya devam etti.

- Ne oldu etrafında dönen ateşböceklerin artık yok mu? Biliyor musun seni böyle gördüğüm için içten içe seviniyorum. Beni sakın yargılama çünkü sen, ben ve benim gibi kimbilir kaç kişinin daha vebalini ödüyorsun. Hem sen ne demiştin? Herkes yaşadığı ve yaşattıklarının bedeli öder hatırladın mı? Nasıl canın yandı mı?

Serdar

-Çok kırıcısın diyebildi.

Sibel

-Hayır değilim beş sene evvel senin bana yaşattıklarının yanında bu söz çok hafif kalır dedi. Mutlu ol çünkü ben beş sene evvel senin dediğin gibi yaptım, yolumu çizdim ve mutlu oldum. Şimdi ne senin için ne de başkası için bu yolu yokuşa süremem.

Sana son sözüm seninle beraberken bir tek aşk vardı onu da ben tek başıma yaşadım. Sen yoktun hiç olmadın o nedenle ben şimdi senin neyine yanayım. Yalnızlığının telafisi ben de değil istediğin zaman eline alıp sevebileceğin bir oyuncak değilim ben git. Ne sen beni ne de ben seni görmüş olayım dedi. Hatta ne yap biliyor musun kaldığın yerden o iğrenç hayatını yaşamaya devam et. Girdiğin o kör kuyuda kal…

Belki birgün ama şimdi olmadığı kesin içimde eğer sana karşı tek bir zerre bile varsa ya da olursa, bunu hissedersem emin ol sana elimi uzatıp o kör kuyudan çıkmanı sağlarım ama dediğim gibi belki . Belki bir gün…

 
Toplam blog
: 4
: 616
Kayıt tarihi
: 09.08.07
 
 

1975 yılının 23 nisanında İstanbul'da ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Ailemden ilk öğren..