Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '08

 
Kategori
Futbol
 

Euro 2008 - Türkiye - Fatih Terim

Euro 2008 - Türkiye - Fatih Terim
 

Euro 2008’in şampiyonu İspanya oldu ama bizim bu turnuvadan elde ettiklerimiz de hiç yabana atılır cinsten değil. Milli takımımız aracılığıyla ülkemizin bu turnuvadan elde ettiği en büyük kazanım, aralarında 2005 yılındaki olay nedeniyle bizi kara listeye alan İsviçre’nin de bulunduğu yüzlerce ülkenin sempatisini kazanmamız ve takdirini toplamamız oldu. İnanıyorum ki bu denli büyük bir yara bu kadar kısa sürede ancak bu kadar iyi bir şekilde kapanabilirdi. Kısacası <ı>futbol nedeniyle oluşan sorunlar yine futbolun sihirli değneği ile ortadan kalkmış oldu.

Sihirli değnek demişken, turnuvadaki ilk ve son maçlarımız hariç tüm karşılaşmalarda futbol perilerinin futbolcularımızın ayaklarına öpücükler kondurduğunu belirtmek gerekir. İsviçre maçında Arda, Çek Cumhuriyeti maçında Nihat ve Hırvatistan maçında Semih’in golleri bir taraftan rakiplerimizin yıkılmasına neden olurken diğer taraftan hem bizi hem de bizi destekleyen milyonlarca futbol takipçisini tam anlamıyla sevince boğdu. Oynadığı her maç ile turnuvaya ayrı bir renk, son dakika golleri ve sürpriz galibiyetleri ile dünya futbola heyecan ve amansız mücadelesi ile herkese ilham veren <ı>milli takımımız çoğu hafızada Euro 2008 denince İspanya’dan önce gelecektir.

Madalyonun Öteki Yüzü

Madalyonun diğer yüzüne bakarsak ortaya çıkan tablo maalesef bizi fazla mutlu etmiyor. Euro 2008’de yarı final oynayan bir ekip olmamıza karşın galibiyetlerimizin ve derecemizin takımımızın gücünden ziyade maçların gelişimi ve futbol şansının yanımızda olmasına bağlanması elde edilen başarıyı bizim olmaktan çıkarıyor. Objektif bir gözle bakıldığında, milli takımımızın evrensel futbol doğruları doğrultusunda görünüşü <ı>çok iyi motivasyon ve mücadeleye sahip ama aynı zamanda bünyesinde savunma problemleri, kadro belirsizliği, potansiyelin etkin kullanılamaması ve en önemlisi de ileriye dönük bir fikir vermemesi gibi çok önemli eksiklikleri de bulunduran bir ekip şeklinde. Bu doğrultuda çoğu otoriteye göre turnuvanın teknik direktörü seçilen Fatih Terim’in, aslında bakıldığında işini o kadar da iyi yerine getirmediği ortaya çıkıyor.

Futbolda önemli olan maçı kazanmaktan çok maça favori çıkmaktır. Zira favori olmadığınız bir maçı kazanmak 90 dakikalık bir işken bir maça favori çıkabilmek o takımın yıllarca edindiği başarı ve tecrübenin sonucudur. Bu açıdan bakıldığında her şeyden önce milli takımımızın İsviçre maçı da dâhil olmak üzere hiçbir maça favori başlamaması başta Fatih Terim olmak üzere takımımız için başlı başına bir eksikliktir. Diğer büyük eksikliğimiz milli takımımızın 2006 Eylül ayından 2008 Haziran ayına kadar kadrosunun oluşturulamaması ve kadro uyumunun yakalanamamasıdır. Kalecisinden forvetine kadar belirsizlik içinde turnuvaya başlayan ve aynı belirsizliği ortadan kaldıramadan turnuvayı tamamlayan milli takımımız için kadronun olabileceklerin en iyi olduğu ne denli iddia edilebilir? Başka bir soru: <ı>tutun ki turnuva yarın itibariyle yeniden düzenleniyor. Sizce milli takımımız turnuvayı kaçıncı sırada tamamlayacaktır? Bu soruya verilen yanıtların çeşitliliği milli takımımızın ileriye dönük olumlu bir sinyal vermemesinin ve gelecekteki durumunun belirsizliği ortaya koymasının en büyük kanıtıdır.

<ı>Neticede milli takımımız Euro 2008’i karnesi çok güzel ama bilgisi eksik bir öğrenci gibi tamamladı. Elde edilen başarının büyüklüğünü ve doyasıya yaşanması gerektiğini kabul ediyorum ancak bu başarının gerçeklerin üzerini örtmesine izin verilmemesi, milli takım, dolayısıyla Fatih Terim ile ilgili yorum yaparken olayların tüm yönlerinin değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Zira ileriye dönük doğru ve sağlıklı analizler ancak bu şekilde mümkün olacaktır.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..