Euroleague'de Fenerbahçe öyle bir yenilgi aldı ki...

Kaybetmek için bütün şartlar bir araya gelmişti. Salona 10 kişiyle çıkmıştı Fenerbahçe Ülker. En önemli silahlarından bir tanesi Mirsad’ı Pazar günü Ankara’da parke üzerinde bırakmıştı. Ukiç nerede diye meraklanırken hastalanmış olduğunu öğrendik. Aynen Siena karşılaşmasında olduğu gibi…

Bütün bunlar yetmezmiş gibi Litvanya orijinli Lavrinoviç ile Jasikevicius gibi iki önemli silahın tutukluk yapıp, Spahija’nın elinde patlamasıyla Fenerbahçe Ülker’in kazanma şansı ancak Ömer Onan, Preldzic, Kinsey, Kaya ve Oğuz’un göstereceği ekstra performanslara kaldı.

Oğuz Savaş’ın elinde tuttuğu topları ikilemesi, tereddüt yaşaması ve o anlarda takım arkadaşlarının pozisyonlarını yitirmeleri nedeniyle özellikle ilk yarıda yaptığı top kayıpları ve ikinci yarıda kaçırdığı basketler maçın Fenerbahçe için çok zor geçeceğinin işareti oldu.

Ayrıca Fenerbahçe Ülker’in birinci periyotta attığı 11 sayı Euroleague ortalamasının oldukça altındaydı. Bu sezon en kötü performans gösterdiği Siena maçında dahi 14 sayı bulmuşlardı.

Fenerbahçe Ülker maç boyunca bütün hatlarıyla döküldü. Hiçbir varlık gösteremedi. Ancak Zalgiris öylesine kapasitesiz bir takımdı ki temsilcimizin yerlerde süründüğü bu maçı ancak faul atışlarıyla dengeleyebildi.

Düşünün ki Fenerbahçe Ülker nasıl bir takıma yenildi.

Kuşkusuz serbest atışlarda Zalgiris lehine 30/38’lik oranının (FBU 7/11)çok rahatsız edici olduğunun altını çizmek gerekiyor. Özellikle Yunan hakem Christodoulou’nun çaldığı düdükler karşılaşmanın bütün dengesini alt üst etti. Yunan hakemin Fenerbahçe Ülker lehine bir karar verdiğini de göremedik. Maçın kırılma anlarından bir tanesinde soldan turnikeye girmiş Preldzic’in koluna yapılan müdahalede hakemlerin devam kararı vermesi karşılaşmanın belki de uzamasına neden olan bir devam kararıydı.

Lavrinoviç’in aldığı teknik faul de anlaşılmadı. Bu faul öncesinde Fenerbahçe Ülker 47-44 öndeyken bir anda çalınan düdüklerle 49-47 geri düştü, üçüncü periyodu ancak 49-49 berabere tamamlayabildi. Burada Lavrinoviç sportmenlik dışı bir söz söylediyse takımın maçı kaybetmesi için de bir ortam yaratmış oldu.

Karşılaşmanın son bölümlerinde koç Spahija’nın yüzüne yayılan alaylı tebessüm neyin ifadesiydi, oldukça düşündürücüydü.

Uzatma periyodunda Zalgiris’in bulduğu ekstra iki adet üç sayılık basketin maçın son kırılma noktaları olduğunu söyleyebiliriz.

Fakat Çarşamba’nın gelişini Pazar gününden görebilmek gerekiyor. Beşiktaş CC önünde kazanılan kupa maçının yıldızı 35 sayı ile Emir Preldzic’ti. Ekstra üç sayılık atışlarla Beşiktaş CC’nın bütün direncini kırmıştı.

Ancak burada bizim alışmadığımız bir ayrıntı vardı.

Fenerbahçe Ülker sezon başından bu yana kazandığı ya da kaybettiği karşılaşmalarda elbette sivrilen, yıldızlaşan oyuncuları olsa da takım oyunu oynardı. Takım oyununun en önemli göstergesi oyuncuların eşir sürelerde oyunda kalmaları ve atılan sayıların birden fazla oyuncu arasında bölüşülmesindeydi. Preldzic 35 sayılık ortalamanın altında oynayan bir oyuncuydu. Dün yine sahanın en iyisi olmasına karşın aynı etkinliği yaratamadı.

Fenerbahçe Ülker’in Zalgiris gibi bir takıma yenilmesi gerçekten çok yazık oldu. Ayrıca Euroleague’in en istikrarlı takımının performansına yakışmadı. Gruptaki dengeleri de Valancia ve Olympiacos lehine bozmuş oldu.

Neden işimizi hep sona bırakıyoruz, bu da bizim çözemediğimiz bir başka gerçekliğimiz, sorunumuz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com